Hilmi Türkay

Şampiyon Gibi (01.04.2014)

01 Nisan 2014 Salı

Spor dalları içinde futbol her zaman ön plandadır. Biz dahil bütün medya kuruluşları futbol maçlarına geniş yerler veririz. Diğer branşlar neredeyse ‘üvey evlat’ muamelesi görür. Gazete sütunlarında bu üvey evlat diye adlandırdığımız branşlar kendilerine çok az yer bulmuş olsalar da son derece mutlu olurlar ama işin gerçek yanı gazetelerin ‘futbol’ ile sattığıdır. Bugün spor gazeteleri futbolla yatıp futbolla kalkmasalar para kazanamazlar. Ancak son yıllarda futbol kadar basketbol ve voleybolda da (kadınlı-erkekli) büyük patlamalar yaşandı. Halen de yaşanıyor. Özellikle birkaç müessese kulübünün yanısıra üç büyükler de kadrolarına önemli takviyeler yapınca kısa sürede Avrupa’da adımızdan söz ettirmeye başladık. Bu başarılar sıradan başarılar olamamakla birlikte öyle büyük işlerdi ki herkes bizi konuşur oldu. Medya olarak bizler de başarıları en iyi biçimde sütunlarımıza taşıyoruz. A’dan Z’ye tıpkı futbolda olduğu gibi maç önü maç sonrasına kadar bütün olup bitenleri sıcağı sıcağına aktarıyoruz. Bir emek varsa bu emeğe hepimiz saygı duymalıyız. Futbolun elbette yeri, seyircisi başka. Yani sahadaki seyirciyle salondaki seyirci arasında çok farklılıklar var.
Örneğin futbol seyircisi her zaman salona gelmiyor, salondaki genel izleyici maçları sessiz ve sanki sinemada film izler gibi izliyor. İşte bu nedenle diyorum futbolun yeri başka diye ama yine de basketbolun, voleybolun günümüzde önemli bir yeri olduğunu da unutmamamız gerekiyor. İşte canlı bir örnek. Uzağa gitmeye gerek yok. Cumartesi gecesi gözlerim doldu. Düşünebiliyor musunuz, F.Bahçe kulübü iki saat arayla voleybolda önce erkekler sonra kadınlar da Avrupa Şampiyonu oldu. Bırakın Avrupa’yı Dünya’da belki bu ilkleri yaşayan takım yoktur. F.Bahçe Grundig Avrupa Challange, Sarı Meleklerde CEV Kupası’nı kazandı. Gerçekten yaşanılan sahne öyle herkese kolay kolay nasip olmaz. Ben buradan kazanılan başarıda imzası olan başta başkan Aziz Yıldırım’a, yöneticilere, sporculara, teknik kadroya, takım içinde olup da şans bulamayana, malzemecisine, doktoruna ve o muhteşem seyirciye ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Unuttuklarım elbette vardır, affetsinler.

Taraftar Saracoğlu’na sığmıyor
Beşiktaş, G.Saray yine puan kaybetmiş, F.Bahçe’nin keyfine diyecek yok. Her hafta puan farkı açılıyor. Bu saatten sonra bir sürpriz yaşanır mı, kulüp kapanmadığı sürece sanırım yaşanmaz. Birileri diyor ki: “F.Bahçe şampi... Ben de diyorum ki: “F.Bahçe Şampiyon. Tek kulvarda mücadele ediyorsun, bir iki kişi dışında sakatın kalmamış, cezalın yok, içeride hep kazanan takımsın, iyi silahların var, o zaman bu fırsat kaçmaz. Yalan mı? Taraftara bakıyorum artık tribünlere sığmıyor. Boş bırakılması gereken merdivenler dahi doluyor. Dikkatli olmak gerek. Biliyorsunuz ki buralarda oturmak ceza getiriyor. 12. adam biraz duyarlı olmalı. Karaborsacılar yine her yerde. Böyle zamanlar bu kişiler için kaçınılmaz bir fırsat. Adım başı tepene üşüşüyorlar. Peki ya fiyatlar? Dudak uçuklatıyor” demem sanırım yeterli olur.

Maç ilkyarıda bitmeliydi
İlk 45 dakikada çok istikrarlı bir F.Bahçe izledim. Uzun süredir bu kadar koştuklarını, mücadele ettiklerini, ayağa pas yaptıklarını görmemiştim. Sarı - Lacivertli futbolcular eğer fırsatları da iyi değerlendirmiş olsalardı karşılaşma birinci bölümde bitebilirdi. Nereden bakarsanız bakın atılan gol dışında 6-7 tane kaçan net pozisyon vardı. En az 3’ü bana göre atılmalıydı. Sow, Emenike, Salih, Alves, Caner hatta Gökhan birbirleriyle gol kaçırma yarışına girdi. Stresli süreçte iyi futbol sevindirici, keşke devamı gelse ma olmaz. Ligin sonlarına doğru futbolcuların motivasyonunda sıkıntılar yaşanır. Tamamen skor ön plana çıkınca istenen futbol sergilenmez. Geçmişte bunun örneklerine çok kez tanık oldum. Bursaspor için söyleyecek fazla bir şeyim yok. İkinci yarının başlarında biraz kıpırdanır gibi göründülerse de oyunun geneline bakıldığında F.Bahçe’nin baskılı futbolu karşısında hiçbir varlık gösteremediler. Gecede en çok genç Salih’i beğendim. Attığı öldürücü pasların sayısı bir hayli fazlaydı. Hatasız oynadı. Sow yine golünü attı. Atmasa yine gözyaşı döker miydi acaba? Kapanışı da Webo yaptı. Haneye bir 3 puan daha... F.Bahçe adım adım şampiyonluğa yaklaşıyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Mourinho’suz F.Bahçe! 11 Kasım 2024
Hayati 3 puan 4 Kasım 2024
Sadece kazandı 28 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları