Euro 2016’da zorlu rakipler çıktı karşımıza. Geçmişe dönüp baktığımızda 1996’da puan alamamışız. 2000’de çeyrek finale, 2008’de de yarı finale uzanmışlığımız var. Gruptan çıkma ihtimalimiz zayıfken zoru başardık. Fatih Terim zoru seven bir teknik direktörümüz. Madem buraya kadar geldik yine bir sürpriz yapalım isterim. Umudum yok değil. Başarılı olursak ülkece ihtiyacımız olan çoşkuyu yaşayabiliriz. Olmadı, bir başka bahara der deteri kapatırız. İspanya favori, Hırvatistan’da iyi ekol var. Çek Cumhuriyeti bizim ayarımızda. Bana göre grubun birincisi İspanya olur. İkincilik için üç takım çekişir. Bir de 4 grubun en iyi üçüncülerinin gitmesi söz konusu. Daha zaman uzun. Önümüzde koca bir 7 ay var. Ligler bitecek, sonra bu zorlu maraton başlayacak. Bugünden yarını konuşmamalıyız. Hele o gün bir gelsin. En önemlisi futbolcuların durumu. Anımsarsanız 2008 yılında Gökhan’ın sakatlığı nedeniyle devşirme sağbeklerle oynamıştık. Yine Emre, Gökhan Zan ve Tümer gibi isimler de yoktu. Sakatlıklar başa bela. Günümüzde o kadar çok futbolcu sakatlanıyor ki. Hayret ediyorum, neden bu kadar sakatlanmalar oluyor diye. Sahalarımızın büyük bölümü görüntü olarak güzel, yoksa zeminlerde mi bir problem var acaba?

Emre’nin en zor gecesi
Bir futbolcu için en zor olan uzun yıllar top koşturduğu takımına karşı oynamasıdır. İşte Emre Belözoğlu dün gece bunu yaşadı. Sahaya ayağını bastı, Saracoğlu “Emre.. Emre..” tezahüratlarıyla inledi. Özel pankartlar yaptırmışlar Emre için. Sevilmek futbolun önemli bir parçası. O da büyük sevgi gördü. Her tribüne ayrı ayrı gitti, gözleri doldu. Sahada ne kadar agresif olsa da bugün Türk futbolunun hâlâ sayılı isimlerinden. Ben diyorum ki keşke gönderilmeseydi. Çok arıyorum onu.
Başakşehir kapandı, Fenerbahçe üretken olmalı, öyle değil mi? Bir pozisyonu yok. Alper erken çıktı Markovic girdi. Değişen ne var, hiçbir şey! Konuk takım bakıyorum zaman zaman işi sertliğe vuruyor. Cüneyt Çakır’ın ikazlarına Fenerbahçeliler tepki gösteriyor. Sonra Sarı-Lacivertlilerden misilleme geliyor. Kartlar peş peşe çıkması gerekirken kötü futbol, hakemin kötü yönetimiyle daha da kötüleşiyor. Maalesef Çakır bir Avrupalı gibi değil. Mücadele tam bir mahalle oyunu. Hele Badji’nin ilk yarı bittiğinde Caner’in peşinden sanki dövmek için koşması sportmenliğe yakışmadı.

Seyircide düşüş var
Seyirci sayısı 28 bin olarak açıklanıyor. Celtic maçına göre 10 bine yakın bir düşüş var. Pereira’dan hamleler geliyor. Fernandao - Ozan kulübeye Van Persie ve Diego sahaya. Bana göre, bu değişiklikler çok erken. De Souza’nın yine oyunda kalması enteresan. Fenerbahçe’de hatalar diz boyu. Yıldızlar topluluğu bu kadar kötü performans sergileyemez dediğim anda Nani sahne alıyor. İşte futbol böyle bir şey. Kötü oynadığınız zaman da kazanabiliyorsunuz.