Hikmet Çetinkaya

Vallahi de billahi de çöktü baraj!...

09 Haziran 2015 Salı

Dile kolay, 13 yıllık tek başına iktidar dönemi bitti, bir başka deyişle “saltanat dönemi” sonlandı...
AKP’nin önde gelenlerinin, bakanlarının, yöneticilerinin bu dönemin “millet iradesi”yle sonlandırılmasını bile içlerine sindiremediklerini dün sabah televizyonları izlerken gördüm.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın “HDP bundan sonra çözüm sürecinin ancak filmini yapar” açıklaması, Bülent Arınç’ın “AK Parti’yi yok etmek için oluşturulmuş bir projedir” sözleri gerçekten demokrasimiz adına hem üzücü hem de düşündürücüdür.
Her iki açıklamanın içinde üstü örtülü değil, çok açık bir gözdağı var!
AK Parti, 7 Haziran seçimlerinden birinci parti olarak çıkmış, ancak tek başına iktidar olamamıştır.
Halkın kararıdır bu!

Demokrasilerde bir siyasal partinin sürekli iktidar olması mı gerekir!
Hele hele, Arınç gibi deneyimli ve dürüst bildiğimiz bir siyasetçinin, HDP’yi bir proje partisi ve “koç başı” olarak göstermesini gerçekten anlamış değilim.
CHP, MHP ve paralel yapı, iç-dış güçler el ele verip HDP’yi güçlendirip Meclis’e sokmuşlar.
Yalçın Akdoğan’a gelince...
Onun şu sözlerine bir bakın Tanrı aşkına:
“Madem yüzde 13 oy aldılar, Kandil’e çağrı yapsınlar ve PKK’ye silah bıraktırsınlar...”

***

AKP, tek başına iktidar olamadığı için, halkın iradesini, verdiği mesajı algılamak yerine HDP, CHP ve MHP’ye yükleniyor...
13 yıllık iktidar onların başını döndürmüş, sandıktan birinci parti olarak çıkmalarına karşın...
Aldıkları oy oranı yüzde 40’ın üzeri olmasına karşın hâlâ “HDP proje partisidir, dağdakileri indirsin bakalım” gibi çıkışlar yapıp, Saray’ın hoşuna gidecek mesajlar veriyor AKP’li bakanlar...
Halkın seçimlerde verdiği mesaj ise çok açık...
Tek adamlığa, diktatörlüğe, baskıya, gözdağına, ötekileştirmeye, ayrımcılığa hayır; özgürlükçü, çoğulcu demokratik bir anayasaya evet...
Halkın özgür iradesini yok saymak, antidemokratik bir seçim engelini aşmayı başaran HDP’yi “proje partisi” olarak görmek en azından demokrasi ayıbıdır...
HDP seçimlere katılan tüm partiler gibi yasaların ve anayasanın koruması altındadır... HDP öteki partiler gibidir ve hiçbir ayrıcalığı yoktur.
CHP’den oy kayması olmuş, ödünç oy almıştır HDP. Ancak, AKP’ye oy veren Kürt seçmenlerin oyları 7 Haziran’da HDP’ye gitmiştir...
AKP’lilerin oturup tartışmaları gerekir seçim öncesini...
Acaba RTE’nin devletin tüm olanaklarını kullanarak il il, meydan meydan dolaşması AKP’nin yararına mı olmuştur, zararına mı?
Önce kendilerine bu soruyu sormalılar, HDP’nin proje partisi, koç başı projesi olduğunu öne süreceklerine...

***

Bundan böyle halka tepeden bakan, buyurgan bir siyaset anlayışı, sadaka toplumu yaratarak “oy devşirme” yöntemi sonlanmıştır...
Savaş mesajlarıyla, basın özgürlüğünü kısıtlamakla, kendi medyasını yaratmakla tek başına iktidar olunmuyor...
Çünkü Türkiye demokratik bir hukuk devletidir!
Demokrasiyi, özgürlükleri, barışı, kardeşliği savunmak neredeyse suç öğesi olmuştu benim canım ülkemde...
Hukukun üstünlüğü ilkesi çiğnenmiş, merkez medya sindirilmişti...
Tüm dünyaya rezil olmuştuk!
Yeni savaş politikaları, ötekileştirme, kibir, zulüm!
Bunların hepsini yan yana koyup düşünün ve seçimlerde kim, niçin oy kaybetti göreceksiniz...
Salt Başbakan Ahmet Davutoğlu değil, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli de kurmaylarını toplayıp bir özeleştiri yapmalı!

***

Laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olan Cumhuriyetimizin temelini Mustafa Kemal çok sağlam attı ve bugüne dek yıkılmadı...
Bundan sonra da yıkılmaz, buna kimsenin gücü yetmez...
Baraj yıkıldı işte!...
Gümbür gümbür!...
Bentler çöktü!...
Gelin savaşı değil barışı, yargının bağımsızlığını, basın özgürlüğü ve temel hak ve özgürlükleri konuşalım.
Kimse kimseyi ötekileştirmesin, baskı yapmasın, tepeden bakmasın!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları