Hikmet Çetinkaya

Seni Düzenbaz Seni...

21 Ağustos 2014 Perşembe

Karanlığın sanrısını yırtarak, sevgiyi kucaklayarak dik durmasını öğrendi insanoğlu...
Öğrenemeyenler de oldu elbet!
Bir hücreydi dünya!
Yarına doğmak için...
İçsel dürtünün bedensel dikilmesi, var olmaktı...
İnsan çırpındı durdu tarih boyunca...
Tarih kutsal bir kitaptır; günümüzün siyasetçileri, kendilerini sağcı, solcu, yurtsever, muhafazakâr sayanların okuması gereken kutsal bir kitap.
Okurlar mı?
Okumazlar!
Okumadıkları için insanı sevmezler!
İki büklüm olurlar!
Diz çökerler!
El öperler!
İbrikçilik yaparlar!
Onurunun üzerine dikilmesini bilmeyenler, siyasal tarihin çöplüğündedirler.
Farkına varmazlar!
Bir zıplar iki zıplar!
Sonunda...
Bildiğiniz çekirge hikâyesi...
Karanlığın kapısını açacaksın, sanrıdan kurtulup özgür birey olacaksın önce...
Gazetecilik, siyaset, her meslek için geçerlidir bu!
Başını dikleştirirken korkmayacaksın, yılmayacaksın, dürüst olacaksın, kapalı kapılar ardında tezgâh kurmayacaksın!
Eğer bunları yapamıyorsan çekip gideceksin!
Bir yazımda karanlığın sanrısını anlatmıştım; yaşama sevincini, bilinci, düşünceyi, ideolojiyi...
Onursuzluğun ne olduğunu!
Yediğin naneleri, yaptığın vurgunları...
Cehaletin batağında nasıl çırpındığını...
Başını dik tutamadın, bunca zaman geçti...
Ve sen ‘Pitekantropus Erektus’a layık olamadın!
Çelme taktın önüne gelene, sonunda rezil oldun!
Dik durmak, onurlu olmak...
Sana göre değil, sonunda anladın mı bilmem!

***

Nadir Nadi’nin ölüm yıldönümüydü dün...
Sabah uyandığımda aklıma geldi...
Yıllar ne çabuk geçiyordu!
Ve gazeteye geldiğimde, Cumhuriyet’in arşivine girip hem Nadir Bey’in hem de İlhan Selçuk’un yazılarını okudum...
40 yıl önceden Türkiye’nin bugününü görmüş ve yazmıştı ikisi de!
Pitekantropus Erektus yazısını buldum İlhan Selçuk’un...
Hollandalı bilim insanı Dubois, Cava adasının Trinil yöresinde 1889’da bir insan fosili bulmuş.
Hem insansı hem maymunsu nitelikler taşıyan bu ilkel yaratığın iki ayağı üzerinde dikili ilk atamız olduğunu saptamış.
Dubois, yatay durumdan dikeye doğru dönüşen ilk insana Pitekantropus Erektus adını vermiş. Buluş çarpıcı ve sarsıcı yankılar yaratmış.
Ayağa kalkan insana ne olmuş?
İki büklüm yürümekten vazgeçen insana çevresindekiler önce ürküyle, sonra korkuyla, daha sonra tepkiyle bakmışlar.
Sanırım insan sürüsünün düzenini bozup iki ayağının üzerine kalkan ve başını dikleştiren insanı öldürmüşler...
Ama iki ayağı üzerinde yürüyen insanlar çoğaldıkça, başını dik tuttukça bundan vazgeçmişler, sürüden ayrılmaya başlamışlar.

***

O nedenle insanoğlunun bedensel dikilmesi, karanlığın sarmalından kurtulmak isteyenler içsel bir dürtünün ürünüdür...
Sen hiç başını dikleştiremedin biliyor musun?
Sürüden kopmamak için, içsel dürtün düşünsel, içsel olmadı; düşünce üretemedin...
Tarihin kutsal bir kitap olduğuna inanmadın, geçen süreçte başını dikleştiremedin...
Paralı asker mi yoksa köle mi oldun, ona sen karar ver düzenbaz!

***

Erektus’a layık olamadığın için gelecek yıllarda seni iki büklüm görecekler utanacaklar, bunu bil!
Sen siyasette varsın, medyada, kasalarda, havuzlarda, her yerde.
Düşüncen yok!
İdeolojin yok!
Bir sağdasın bir solda, bir ortada, bir başta...
Karanlığın kapısını yırtabilir misin?
Hayır!
Başını dikleştirebilir misin?
Nerede!
Dünyanın bir hücre olduğunu, yarına doğmak için döndüğünü bilseydin eğer dikleşirdin!
Yapamadın bunları, yapmadın!
Göreceksin karanlık yırtılacak, sen ne yapacaksın o zaman?
Bir yolunu bulursun değil mi?
Seni uyanık, seni düzenbaz seni!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları