Hikmet Çetinkaya

Özgürlük ruhumuzdadır...

24 Eylül 2016 Cumartesi

Demokrasi, temel hak ve özgürlükler, laiklik...
Baskıcı rejimlerde bunların hiçbirisi yoktur. Kimileri, “hayır, var” dese bile sakın inanmayın.
Kendi siyasal ve ekonomik çıkarlarının sarmalında, her konuda bilmişlik taslayanların hiçbirisi basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü konusunda konuşmazlar.
Cumhuriyet, kurulduğu günden bugüne, yapılan baskılara boyun eğmedi, korkusuz yayıncılık ilkelerinden ödün vermedi, araştırmacı gazeteciliğe önem verdi.
Salt bununla kalmadı, ezenlerin değil ezilenlerin sesi oldu.
Koşulsuz, düşünceyi ifade özgürlüğünden yana oldu.
Orhan Erinç, Cumhuriyet’in en kıdemli emekçisi ve Cumhuriyet Vakfı Başkanı.
Erinç ve Aydın Engin’in Right Livelihood Vakfı’nın Cumhuriyet’e verdiği “Alternatif Nobel ödülü”ne ilişkin yazılarını okurken, insan haklarına, kadın haklarına, laikliğe, demokrasiye, özgürlüklere en fazla önem veren bir gazetenin niçin yoğun bir saldırı altında olduğunu düşündüm bir süre.
Cumhuriyet, bildim bileli, kimilerine göre darbeci, kimilerine göre komünist, kimilerine göre Kemalist, faşist, dinsiz, kimilerine göre dönek, eh bu arada da FETÖ’cü...
Bunları ciddiye falan almıyoruz artık...
Gülüp geçiyoruz Vakıf Yönetim Kurulu toplantılarında, yazıişlerinde.
Aldığımız bu önemli ödül hepimizi onurlandırdı...
Çünkü arkadaşımız Osman İkiz’in değindiği gibi “Alternatif Nobel”, tüm kıtalarda “doğru yaşamı savunan” Hayrettin Karaca, Birsel Lemke gibi şövalye ruhlu kahramanları, Cumhuriyet gibi gazeteleri ödüllendirerek, insanlığın tek kurtuluş yolu olan “dürüst hayat” için duyarlılık yaratmaya çalışıyor.

***

Cumhuriyet’e verilen bu ödül bize onur, gurur ve güç verdi...
Bu ödül, her yıl daha iyi bir dünya, daha güzel bir yaşam, çevre ve barış için çaba gösteren kişilere, kurumlara veriliyor.
Onun için mutluyuz, gururluyuz...
Kurucumuz birinci başyazarımız Yunus Nadi’nin ölümüyle ikinci başyazarımız Nadir Nadi Cumhuriyet’i kurumsallaştırmış, Berin Nadi’yle üçüncü başyazarımız İlhan Selçuk Cumhuriyet Vakfı’nı kurarak yaşamını güvence altına almışlardır.
Ben de Cumhuriyet Vakfı’nın kuruluşundan bugüne değin üyelerinden birisiyim.
Yunus Nadi’nin Cumhuriyet’te 7 Mayıs 1924’te ilk yazısında vurguladığı yayın ilkeleri, bugün Cumhuriyet Vakfı’nın “başlangıç” bölümünde yer alıyor.
“Cumhuriyet bağımsız bir gazetedir...
Cumhuriyet yalnız Cumhuriyet’in, bilimsel ve yaygın anlatımıyla demokrasinin savunucusudur.
Cumhuriyet ve demokrasi fikir ve esaslarını yıkmaya çalışan her kuvvete karşı mücadele edecektir...
Atatürk devrim ve ilkelerinin açtığı ‘İnsan Hakları ve Temel Özgürlükleri Bildirisi’ni demokrasinin evrensel anayasası olarak benimseyen Cumhuriyet amaçlarına ancak Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı ve bütünlüğü kapsamında ulaşılacağını temel ilke sayar.”
Yukarıdaki ilkeler, 92 yıl boyunca kuşaktan kuşağa yayıldı, ödün verilmemesi için çaba harcandı.
Yazarlarımız öldürüldü, 12 Mart ve 12 Eylül’de, kumpas davalarında zindanda yattı arkadaşlarımız.
Fethullah Gülen’in maskesini 40 yıl önce indiren, polis, yargı, eğitim ve TSK’de nasıl örgütlendiğini, sahte sağlık raporlarını, sınav sorularının yanıtlarını nasıl elde ettiklerini belgelerle ortaya koyan gazetedir Cumhuriyet.

***

Cumhuriyet’in 22 Şubat 2002’deki manşeti şuydu:
“Gülenciler terör örgütü...”
Adana DGM 17 Ekim 2001 tarihinde RTÜK’e gönderdiği yazıda “terör örgütü”nün amacını anlatıp Samanyolu TV’ye ceza uygulanmasını istiyor:
“Fethullah Gülen cemaatinin, gelir sağlamak, eleman ve taraftar kazanmak, örgüte müzahir kitle oluşturmak propaganda faaliyetlerinde Samanyolu TV’yi kullandığı iddianamede anlaşılmıştır. Televizyon özel ve çıkar amaçlara hizmet ettiğinden diğer televizyon kanallarına uygulanan ceza Samanyolu’na da verilmelidir.”
RTÜK, Fethullahçı kanala ceza uygulamadı...
Evet!
Bağımsızlık ve özgürlük Cumhuriyet’in ruhundadır...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları