Hikmet Çetinkaya

Nurculuk

07 Ocak 2018 Pazar

Tarihe not düşmek için - 15

Bugünlerde Nurculuğun bir kolu laik ve demokrat medyamızın gözbebeğidir...
Dizi yazılarla başlayan televizyon programlarıyla süren bu ilgi, Nurcuların o ünlü kolunun daha da palazlanmasına, “devlet içinde” örgütlenme sürecini tamamlamasına katkıda bulunmuyor mu?
Elbet!..
Gelin bugün şu Nurculuğu Turan Dursun’un Kaynak Yayınları’nda çıkan “Müslümanlık ve Nurculuk” kitabından okuyalım, neymiş öğrenelim:
Said-i Nursi, çarpık görüşlerini dinimize mal etmek için durmadan çaba harcamış ve bu yolda özellikle iki zümreden yararlanmıştır. Bunlardan biri, saf ve Müslümanlığı gerçek anlamıyla bilmeyen imanlı zümre; öteki de az çok her şeyi kavrayan, bilen fakat menfaatlarını dinin de imanın da üstünde tutanlardan meydana gelen zümredir. Nurculuk akımı, işte bu iki zümre arasında yayılmış ve dinimizin de milletimizin de başına bela olan bir durum almıştır. Said-i Nursi, Nurculuğu bu iki zümrenin omuzları üstüne kurmuş ve ölünceye kadar hiçbir din ve iman kaygısı taşımadan geliştirme çabası göstermiştir. Bugün bazı saf Müslümanlar, Said-i Nursi’nin gerçek yüzünü bilmedikleri, bilemedikleri için, onun Müslümanlığa taban tabana ters düşen görüşlerinin yayılmasında farkında olmayarak rol almış bulunuyorlar. Oysa Said-i Nursi’nin gerçek yüzünü, nasıl bir riyakâr olduğunu ve aşağılık emellerini gerçekleştirmek için kutsal dinimizi nasıl kendine alet ettiğini bilseler, onun yaydığı karanlık akıma yardımcı olmaz, tersine karşı çıkarlardı. Amacımız, Said-i Nursi’nin kim olduğunu, gerçekte neler yaymaya çalıştığını bu saf Müslümanlara anlatıp onları uyarmaktır.
Said-i Nursi’yi kısaca anlatmak gerekirse şöyle denebilir:
Said-i Nursi, karanlık emellerini gerçekleştirmek için dinimizi alet eden, gerçekte dinin temel ilkelerine bile inandığı şüpheli olan riyakâr bir insan olarak yaşamış ve hayatının sonuna kadar bu tutumunu sürdürmüştür.

***

Said-i Nursi, ayetleri nasıl yorumluyor?
İşte bir örnek:
En’am Suresi’nin 161. ayetinde Peygamberimize şöyle hitap edilir:
‘De ki: Şüphesiz Rabbim beni doğru yola iletmiştir.’
Said-i Nursi bu ayetle de kendisine hitap edildiğini iddia ediyor. Ve şöyle ispatlamaya çalışıyor.
‘Bu ayetin sayı değeri 1316 eder ki; Risale-i Nur yazarının (Said-i Nursi) Nurları hazırladığı tarihi gösterir.’
Demek ki Said-i Nursi’ye göre, Tanrı bu ayetle Said-i Nursi’ye sesleniyor. Çünkü Saidi-i Nursi’nin nurları hazırladığı tarihle bu ayetin cifir yönünden sayı değeri aynı rakamları ifade ediyor; aynı tarihe denk geliyormuş!..
O zaman Said-i Nursi’ye göre ayetin anlamı şu demek oluyor: ‘Ey Said-i Nursi de ki: Şüphesiz Rabbim beni doğru yola iletmiştir.’
Said-i Nursi, bu ayet hakkında yaptığı yorumla; bir yandan kendisine peygamber süsü vererek Hz. Muhammed’in yerine koyuyor ve bir yandan da doğru olduğuna Allah’ın ayetini şahit gösteriyor, daha doğrusu alet ediyor.
Bakara Suresi’nin 269. ayetinin anlamı şöyledir:
‘Hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilmiş ise şüphesiz ona büyük iyilik edilmiştir. Bundan ancak akıl sahipleri ibret alır.’
Aynı surenin 151. ayetinin anlamı da şöyledir: ‘Nitekim biz size aranızdan, ayetlerimizi okuyacak, sizi her kötülükten arıtacak, size kitabı ve hikmeti öğretecek ve bilmekte olduklarınızı bildirecek bir peygamber gönderdik.’
Said-i Nursi bu ayetleri de kendi hakkında yorumluyor ve bu ayetlerde; ‘Kendisine anlatılan, hikmet verilen, kitabı hikmeti öğreten ve herkese bilmediği şeyleri bildiren’ kişinin kendisi olduğunu iddia ediyor. Bu iddialarını da cifir hesaplarıyla ispatlamaya çalışıyor.”

***

Evet, Said-i Nursi’nin kişiliği böyle...
Şimdi onların müritleri dolaşıyor ortada. Onların müritleri din sömürüsü yapıyorlar...
Yıllar önceye iniyorum...
Nur kamplarında eğitilen, laik demokratik Cumhuriyetin düşmanları olarak büyütülen o çocuklar şimdi neredeler?
Devlet içindeler ve önemli görevlerde bulunuyorlar...
Acı, ama gerçek bu!
Bu yazı 19.4.1997 tarihinde yayımlanmıştır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları