Hikmet Çetinkaya

MİT neden susuyor?

23 Haziran 2015 Salı

Devletimiz derindir hem de çok derin...
Kimi zaman o derinlik bizi ölümlere götürür, hayatımızın içinde karmaşık duyguların ötesinde gerçeklerle yüzleştirir.
Aslında yüzleşmekten korkan bir toplumuzdur...
Suskun!
Pısırık!
Vurdumduymaz!
Köleci toplumların vazgeçilmez yalnızlığı içinde geçen yıllar, faili belli ama meçhul kalan cinayetler.
Ey gözünü sevdiğim memleketim benim...
Cumhuriyet’in yazdığı MİT TIR’ları, otobüslerle Suriye’ye cihatçı transferleri, jandarma- MİT kavgası...
Genel Yayın Yönetmenimiz Can Dündar bu haberleri Cumhuriyet’te yazmadı mı?
Yazdı!
Silah ve mühimmat dolu TIR’ların görüntüleri Cumhuriyet’te yayımlanmadı mı?
Yayımlandı!
Haberler tüm Türkiye’de ve dünyada geniş yankı uyandırdı...
Aradan günler geçti, MİT’ten ses seda çıkmadı, bir açıklama gelmedi...
Hazret, “O TIR’ların içinde silahlar yok” demişti, Can Dündar “var” olduğunu kanıtlayıp görüntüler yayımladığı halde koskoca MİT neden susuyor anlamış değilim...
Ankara Temsilcimiz Erdem Gül, 11 Haziran’da “Kirli operasyon” başlıklı bir haber yazdı. Gül’ün haberinde MİT’in “Atme Kampı”ndan yaptığı cihatçı ve silah transferleri yine belgeleriyle ve görüntüleriyle gazetemizde yayımlandı.
Gazete yönetimimiz MİT’ten “resmi açıklama” istedi ama bu istek yanıtsız kaldı...

***

Ahmet Şık, bu konuda kaç haber yazdı hesaplamadım. Bir haberi aklıma geldi. Haberin başlığı şuydu:
Devletin bittiği an!
MİT’in taşıdığı silah ve mühimmata yapılan baskın, jandarmayla istihbaratçılar arasında çıkan olaylar...
Yine bir açıklama yok!
Ahmet Şık, bir süredir Tel Abyad’dan yazıyor haberlerini...
Türkiye Suriye’de nasıl bir bataklığın içine girmiş, ateş topuyla oynamaya başlamış insanın aklı almıyor.
Türkiye’den hem silah, hem mühimmat hem de ilaç gitmiş IŞİD’e kolilerce.
IŞİD militanları, sakalları kesip çuvallara doldurmuş ve Türkiye’ye kaçmış...
Şimdi ben soruyorum:
“Ey devlet neredesin, bu yazılıp çizilenlere ne diyorsun?”
Devletimizin bağımsız yargısı şu sıralar 90’lı yıllarda işlenen ve faili meçhul kalan davaları sıfırlıyormuş...
Sıfırlamak iyi şeydir!
Hayat için yeni bir sayfa açmak!
Savcılar, yargıçlar MİT TIR’larını durdursalar, zindanı boylayıp meslekten atılacaklar...
En iyisi 1993-95 yılları arasında Cizre’de infaz timi kurup 21 faili meçhul cinayete imza attıkları öne sürülen Jİ- TEM’cileri aklamak için mahkemece “beraat” kararı çıkarırsın, olur biter!
Bunun adına da aklamapaklama denir...
Cinayetler Cizre’de işlenir, dava Eskişehir’de görülür...

***

Kirli ve kanlı düzenin çarkları 2015 Türkiyesinde eskisini aratmayacak biçimde sürüyor...
91 yaşında ölen Süleyman Demirel’in ne denli demokrasi ve özgürlük tutkunu olduğunu dinledik, köşe yazıları okuduk...
Bizde ölenin ardından konuşulmaz!
Uğur Mumcu, Demirel’in başbakanlığı döneminde alçakça katledilmişti. Erdal İnönü, Demirel’in yardımcısı konumundaydı.
Hem Demirel hem de İnönü şöyle demişti:
Uğur Mumcu’nun katillerini bulmak namus borcudur!
Tetikçiler bulundu yıllar sonra...
Gerçekten öldürenler onlar mıydı, hâlâ emin değilim gerçeği söylemek gerekirse...
Bir süre önce “havuz medyası”nda Hrant Dink cinayetine bakan yeni savcının bir saptaması çıktı.
Hrant’a yapılan suikast sırasında “Jandarma İstihbaratı”ndan iki kişi cinayeti belli bir uzaklıktan izlemiş...
Soruşturmaya bakan yeni savcı, o iki kişiyle görüşmüş. O kişiler şunu söylemiş:
Bizim görevimiz cinayeti engellemek değil izlemekti!
Bu haberlere savcıdan yalanlama falan gelmedi henüz!
İşte böyle bir Türkiye’de yaşıyoruz...
Umutsuzluğun örtüsünü nedense kaldırmak istemiyor ülkeyi yönetenler, nedense?..  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları