Hikmet Çetinkaya

Kandil havuza su taşıdı...

04 Kasım 2015 Çarşamba

7 Haziran seçimleri, çatışmacı, toplumu ötekileştiren bir siyaset anlayışı, toplumun demokratik değerlerini bir çırpıda çiğneyip geçmişti...
Türkiye 1 Kasım’da yeniden seçime gidiyordu...
O süreçte yaşananları, tek yanlı, buyrukçu, tepeden inme bir siyaset sarmalını, terörü, ölenleri, şehit düşenleri, memlekete feda edilen evlatları yaz boyunca yazıp çizdik.
Eli kanlı terör örgütü PKK yeniden gündeme gelmiş, can alıyordu...
AKP’nin amacı MHP ve HDP’yi 1 Kasım’da yapılacak erken seçimde yıpratıp, yüzde 10 barajının altına çekip eski günlere dönmekti...
Hiçbirimiz, AKP’nin 1 Kasım’a giden süreçte, oy kazanacağı, hem MHP’nin hem de HDP’nin milliyetçi oylarını alacağını tahmin etmiyorduk.
29 Ağustos 2015’te köşemde, Türkiye’nin içine düştüğü kan gölüne, Kandil’in aymazlığına, giderek azgınlaşan PKK terörüne ilişkin bir yazı yazdım.
Yazımın başlığı şuydu:
“PKK kimin havuzuna su pompalıyor?”
HDP, Türkiye’nin partisi olma yolunda önemli bir adım atmış, yüzde13.2’yle Meclis’e girmişti...
Tam çözüm arama koşulları ortaya çıkmışken, PKK’nin, KCK’nin terör eylemlerini yeniden başlatmasının nedenini soruyordum...
Şaka değil, HDP beklenmedik bir oy oranıyla Meclis’e giriyordu. 6 milyon seçmen oy vermişti HDP’ye. Oylarını altı milyona çıkarmasında Selahattin Demirtaş’ın payı büyüktü...

***

29 Ağustos’ta çıkan yazımın son bölümü şöyleydi:
HDP altı milyon oy alıyor, Kandil bu gerçeği görmüyor. HDP’nin Türkiye’nin partisi olmasını istemiyor. Daha açıkçası AKP’nin havuzuna su taşıyor.
Duran Kalkan HDP’yi ve Demirtaş’ı neden eleştiriyor?
Yazımda, PKK’nin 90’lı yıllardan bugüne değin egemen güçlerin, emperyalizmin ekmeğine yağ sürdüğünü; böylece asit kuyularını, faili meçhul cinayetleri, NATO gladyosunu 7 Haziran seçimlerinden sonra yaptığı kanlı eylemlerle unutturduğunu anlatmıştım.
Varılan nokta ölüm, kan, gözyaşı, acıydı!
Bizim insanlarımız, çocuklarımız, gençlerimiz öldürülüyor, şehit düşüyordu...
İnsanca yaşamak bu coğrafyada yaşayan herkesin hakkıydı çünkü.
Önemli olan Türklerin, Kürtlerin, farklı etnik kimliklerin, dinlerin, inançların, dillerin, barış ve kardeşlik duygularını pekiştirerek yaşamalarıydı.
Bunlar ancak uygar toplumlarda olurdu...
Ne yazık ki biz bunu beceremedik!
Bugün AKP oylarını beklenmedik bir biçimde artırıp tek başına iktidar olmuşsa, hem HDP’ye hem de PKK’ye teşekkür etmeli...
Çünkü MHP ve HDP’nin 7 Haziran’da aldığı oyun önemli bir bölümü CHP’ye değil AKP’ye gitmiştir.
PKK, kanlı eylemlerini durdurmadığı sürece AKP iktidarı dört yıl sonra yapılacak seçimlerde düşmeyecek belki de yüzde 50’yi aşacaktır.

***

Zorunlu olarak yapılan 1 Kasım seçimleri herkesi şaşırttı.
Özellikle HDP ve MHP’yi, biraz da CHP’yi...
MHP’yi yazmak bile istemiyorum...
Devlet Bahçeli, siyaseti bilmiyor, halka umut değil korku salıyor...
Bir siyasetçi her şeye “hayır” der mi?
Onun için MHP’yi geçiyorum...
CHP’ye gelince...
Oyları çok az arttı o kadar!
CHP’de bir kesim var ki seçmen ne söylüyor, ne bekliyor bunun ayrımında değil...
Kemal Kılıçdaroğlu iyi insan, hoş insan, okuyan insan tamam!
Peki, CHP niçin bırakın yüzde 30’u aşmayı yüzde 28 bile olamıyor...
Neden, niçin?
CHP sosyolojik analizler yapmalı...
CHP’nin aldığı oy oranı AKP’nin yarısı...
CHP hem gelecek kuşakları düşünmeli, hem de gelecek seçimleri.
Kendisini çok iyi sorgulamalı!
Seçmen 7 Haziran seçimlerini niçin tersine çevirdi?
Sorunun yanıtı, yazımın içinde var sanırım...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları