Hikmet Çetinkaya

Ergene zehir kusuyor...

10 Haziran 2017 Cumartesi

40 yıldır acımasızca sürüyor yağma, talan, yalan...
Dağları, ovaları yağmalamak, tarım alanlarına turistik oteller yapmak.
Bergama Ovacık, Erzincan İliç, Kozak Yaylası, Kazdağları, Kaçkarlar...
DGM’de 20 yıl önce suçsuz, masum çevrecileri “vatan haini”, “casus”, “tetörist” diye yaftalayıp yargılamak.
Devletin bakanlarını, generallerini, valilerini, siyanürlü maden işletmelerine götürüp gezdirmek, methiyeler düzdürmek yine 20 yıl önce.
Gücünü dün devletten alıyorlardı, bugün de...
Değişen bir şey yok.
Dönemin başbakanı Bülent Ecevit’i bile kandırmışlar, Türkiye’nin altından milyarlarca dolar gelir elde edeceğine ilişkin açıklama bile yaptırmışlardı.
Arşivden “acı zeytin” başlıklı yazımı çıkardım ve okudum dün sabah...
Ecevit diyordu ki:
Türkiye altın ihracatından 20 milyar dolar gelir elde edecek...
O dönem Fethullahçı yapılanmanın bülbülleri koro halinde, “altın, altın” diyorlardı. Akın İpek, Bergama Ovacık altın madeninin sahibi olmuştu.
Al gülüm ver gülüm hesabı...
Cemaat medyası, Bergama’ya dokunanları fişliyor, durmadan çamur atıyordu...
Cemaat medyası kim mi?
FETÖ’cü medya...
Yurdumun insanı bu olup bitenleri bilmiyordu. Birkaç gazeteci olayın üzerine gidiyordu o kadar.
Çünkü FETÖ, medyayı kontrol ediyor, altın işini kaybetmek istemiyordu.

***

Manyas Kuş Cenneti tehlikede... Foça’daki akdenizfoku, Burdur’daki dikkuyruk ördeği de öyle. Burdur Gölü hızla kuruyor...
Ergene zehir kusuyor. Üç yıl önce Ergene Irmağı’na bir genç düştü. Dalgıçlar bile genci kurtarmak için ırmağa giremedi. Ergene’deki kirlilik tam 33 yıldır sürerken çevrecilerin sesini kimse duymadı, duymak istemedi.
Trakya’da kansere yakalananların sayısı giderek artıyor...
Yetkililer susuyor.
Bir akşam yıldızı seyrediyor yaşananları.
Önlem alan yok...
Ergene Havzası’nda pirinç, ayçiçeği üretilir.
Bu ürünler ne denli sağlıklıdır...
Hayat kendi yalnızlığı hüznü içinde. Yağmalanan ovalar, koylar delik deşik edilen dağlar.
Altın avcıları Türkiye’nin dört bir yanında.
Kaçkarlar’da yaşananlar, HES eylemleri...
Türkiye’de konuşulan siyaset; çevre değil.
Kirli hava solumak istemiyoruz. Yaşamı güzelleştirmek istiyoruz.
Ranta dayalı bir yasa tasarısı üç yıl önce tartışılıyordu, bugün de tartışılıyor.
Üç yıl önce neyi tartışıyorduk?
25 dönümden az olan zeytinliklerin imara açılmasını...
Zentinliklerin sıradan araziye dönüşmesini.
Böylece imara açılacak, konut, otlak, otel, maden üretimi yapılacak...
Çevreciler bugün de ayakta...
Ne olacağı belli değil...

***

Erzincan İliç Çöpler Çalık Maden İşletmeleri AŞ, Kanada şirketi Minerals Development ortaklığıyla çalışma yapıyor...
90’lı yıllardan bugüne dek pek çok şirkete ruhsat verildi bölgede.
Ne yapacak bu şirketler?
Altın arayacak...
Karadeniz’den Ege’ye, Trakya’dan Akdeniz’e dek on binlerce ruhsat.
5 Haziran Dünya Çevre Günü’nü buruk kutladık.
Talan ve yağmalama...
İnanın insanın canı acıyor...
Doğu Karadeniz’de Artvin, Giresun, Gümüşhane, Ordu, Rize ve Trabzon’da 722.53 kilometrekarelik arazi madencilik çalışmalarına tahsis edildi. Bu kapsamda 303 şirkete 1012 ruhsat verildi.
Amasra’ya turizmi, balıkçılığı öldürecek, büyük hava kirliliği yaratacak Avrupa’nın en büyük termik santrallarından birini yapmak için yıllar önce başlayan bir girişim var...
Uşak Eşme Kışladağ’da altın madeni üretimi sürdürülüyor...
Yazık oluyor doğaya, çevreye...
Çevreciler Türkiye’nin dört bir yanında demokratik haklarını kullanıyorlar, temiz bir çevre için çaba harcıyorlar...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları