Hikmet Çetinkaya

Ekmel Bey’i Tanıdınız mı?..

11 Temmuz 2014 Cuma

Toplumumuzun, özellikle sözde “ulusalcı, Atatürkçü” gezinip bundan rant sağlayanların, bilgi sahibi olmadan düşünce sahibi olmaları, sayıları çok olmamasına karşın, halkımızı etkileme çabaları yıllardan beri var...
Çünkü toplum sözlü kültürden yazılı kültüre geçemedi...
Okumayacak ama bir iki tartışma programı izledikten sonra, buyurganların sözlerine inanacak, önüne gelene kara çalacak...
CHP’nin içini karıştıracak, neredeyse İzmir’de bile “biz olmasaydık, belediye seçimlerini kazanamazlardı” diyecek...
Tıpkı Yalova’da dedikleri gibi...
Neyse geçelim bunları!
Ekmeleddin İhsanoğlu dün İstanbul’da basın toplantısı düzenledi, düşüncelerini aktardı.
Bugün, yine Ekmel Bey’i tanıtmak istiyorum.

***

İhsanoğlu kendilerini “ulusalcı, solcu, sıkı Atatürkçü” olarak gören bazılarının yazdığı gibi gerçekten yobaz ve vatan haini mi?
Bunu baştan beri söylüyorum:
İhsanoğlu, laik, demokratik Cumhuriyeti, Aydınlanma Devrimi’ni savunan, cemaatlerle hiçbir ilişkisi bulunmayan bir bilim insanı...
İhsanoğlu ayrımcı değil!
İhsanoğlu evrensel hukuka, adalette eşitliğe ve dürüstlüğe inanan bir insan.
Okuyan, yazan, edebiyatla çok yakın ilişkisi olan, din sömürüsü ve mezhep ayrımcılığı yapmayan.
Polis şiddetine, baskıya karşı dik durabilen, Gezi Direnişi’ni “demokratik bir hak” olarak dillendiren hem Ortadoğu’da hem de Avrupa’da adı saygıyla anılan bir insan!

***

İhsanoğlu önemli bir şey daha söyledi. Unutanlar varsa anımsatayım...
Kürt sorununun çözümlenmesini, Türklerin, Kürtlerin tüm etnik kimliklerin, dinlerin, mezheplerin, dillerin birlikte barış içinde yaşamalarını istiyor...
Din, dil, ırk, mezhep ayrımcılığına karşı çıkıyor...
Mezhep kışkırtmalarını Türkiye çok yaşadı...
Kahramanmaraş’ı, Çorum’u, Gezi’yi unuttuk mu?
Ya Sivas Madımak’ı...
Yanı başımızda neler oluyor farkında mıyız biz?
IŞİD terör örgütü, “Kerbela’ya yürüyoruz” derken, Türkiye susuyor, haberlere yayın yasağı konuluyor.
Uğur Dündar’ın İhsanoğlu’na ilişkin yazdığı yazıyı okumanızı öneririm Sözcü’de...
Bir de dün yaptığı toplantıda söylediklerini...
Ekmel Bey, Kürt sorununun çözülmesini isterken önemli bir vurgu yapıyor...
“Çözüm TBMM’de görüşülerek yapılır, elbet uluorta değil. Kürt sorunu çözümlenmeli. Kimseye anadilini konuşma diyemeyiz. Milletin, tümlüğünü dikkate alıp, tek bayrak, resmi dil ve üniter yapımız korunarak...”

***

Ekmel Bey; benim, sizin, bu ülkenin tümlüğünü savunan ama kardeş kanının dökülmesini istemeyen, “savaş değil barış” diyen bir kişi...
Bizim ülkemizde kimileri bilgi sahibi olmadan düşünce sahibi oluyorlar.
Kolaycılık daha açıkçası yalancılık işlerine geliyor...
Önce siz “beyaz Türkler” diye insanlara ayrımcılık yapanlarla mücadele edin, bu ülkenin demokrasiyi ve özgürlükleri savunan aydınları ve gazetecileriyle değil!
Zindandan çıktınız, iktidara değil cemaate vuruyorsun durmadan...
Cemaat tek başına mı yaptı o operasyonları? Cemaat gökten zembille mi indi?
Hem iktidar hem de cemaat birlikte yaptılar o operasyonları!
Hem iktidar hem cemaatle hukuk mücadelesi yapın!
RTE ne demişti o davalar için:
“Ben bu davaların savcısıyım!”

***

AKP’ye destek, cemaate paralel yapı...
Demek o gözaltıları, tutuklamaları, paralel yapı gerçekleştirdi?..
Geçin efendim geçin...
Hükümet ortağıydı onlar bal gibi biliyorsunuz!
17 ve 25 Aralık olmasaydı tutsaktınız hâlâ, tutsak!
Kimseyi yaftalamayın, Ekmel Bey’e “cemaatçi” demeyin!
Daha önce utanmadan sıkılmadan Sözcü gazetesi için de “Fethullahçı” demiştiniz, Fehmi Koru’nun bir yazısından yola çıkarak...
Bak o bile “mahalle” değiştirdi!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları