Hikmet Çetinkaya

Cumhuriyet’e destek verin...

15 Ocak 2017 Pazar

Cumhuriyet salı gününden beri 2 liraya satılıyor...
Cumhuriyet, gider artışını önlemek amacıyla 50 kuruşluk bir zam yaptı.
Hafta başında bir kampanya başlattı. Her zaman olduğu gibi yine okurların desteğini alarak, tirajını artırmayı amaçladı.
Amaç daha iyi gazete yapmak.
Yaklaşık altı gündür sosyal medyada kapsamlı bir tanıtım etkinliği yapılıyor, Cumhuriyet’i layık olduğu tiraja çıkarmak için arkadaşlarımız çalışıyor...
Cumhuriyet’in susturulmasına karşı okurlarımızla el ele vermek, zorlukları aşmak; laikliği, demokrasiyi, temel hak ve özgürlükleri savunmak.
Cumhuriyet susarsa toplum susar...
Özgürlüğün sesi kısılır...
Son olarak 14 Temmuz 2014’te 1.5 liraya yükseltilen değerini yeniden ayarlamak, 50 kuruş artışla yola devam etmek kaçınılmazdı.
Bunda doların hızlı yükselişi, değer artışımızın en önemli nedeniydi.
Dolarda yüzde 80’e yakın bir artış olmuştu. Çünkü gazete kâğıdı ithal ediliyordu...
Baskı giderleri dolara bağlıydı...
Okurlarımıza güvenerek attığımız bu adımda, gazetenin içeriğini, sayfa sayısını azaltarak değil, okurlarının beğenisini kazanan bir gazete yaparak zorlukları aşmak istiyoruz.
Sizlerin yanımızda olduğunuzu biliyoruz.
Cumhuriyet zor günlerin gazetesidir...
Her zaman özgürlük güçlerinin yanındadır, demokrasiyi bir yaşam biçimi olarak görmektedir...
Avrupa’da ve dünyanın değişik ülkelerinde yaşayanların, basılı gazeteyi elektronik ortamda eksiksiz okuyabilmeleri için ayrı bir kampanya yürütmeye başlayacağız.
Okurlarımızla omuz omuza yürüyeceğiz ve bu zor dönemeci atlatacağız...
Onun için her gün gazete satıcısından bir, ekonomik gücünüze göre iki kâğıt gazete almanızı, yurtdışında yaşayanların basılı gazeteyi elektronik ortamda okumaları için abone olmalarını istiyoruz.

***

Bugün günlerden pazar...
Kendi düşünlerimi, hayatın anlamını aydınlık bir günün ilk saatlerinde yaşıyorum.
Sevdalarımız var, umutlarımız...
Umutsuzluk bize göre değil...
Arkadaşlarımız gazetede, bu günün gazetesini hazırlamak için kolları sıvamışlar...
2017’nin birinci ayını yarıladık.
2017’den fazla bir şey istememiştik aslında. Kör terörün bu topraklarda hayat bulmamasını, düşlerimizi çalmamasını istemiştik.
31 Aralık’ı 1 Ocak’a bağlayan gece yarısı, nice yaşanmışlıklar...
O gece Ortaköy Reina’da inadına ayakta durmaya çalışan insanlar, ölüme yenik düşeceklerini akıllarının ucuna bile getirmiyorlardı.
Bir gülüş...
Bir sevgi...
Ekmek peşinde koşanlar...
Bir anda içeriye dalan teröristin ölüm kusan silahı...
Ve ardı ardına patlayan mermiler...
Terör nereden gelirse gelsin bir insanlık suçuydu.
Ha FETÖ, ha IŞİD, ha PKK...
Öncesi vardı...
Beşiktaş Arena, Kayseri...
Toplumsal huzurumuzu ve mutluluğumuzu yitirdik ama teröre boyun eğmemeye kararlıydık.
Önüne geçilmeyen bu bataklığı kurutmaya kararlıydık.
Mavi gökyüzüne başımı kaldırıp bakarken Silivri’de yatan arkadaşlarımı düşündüm...
Akın Atalay, Murat Sabuncu, Kadri Gürsel, Güray Öz, Hakan Kara, Turhan Günay, Musa Kart, Bülent Utku, Mustafa Kemal Güngör, Önder Çelik, Ahmet Şık.
Onlar güneşi göremiyorlardı.
Onları yakından tanıyordum. Umutlarını biliyordum, düşüncelerini...
Sevdalarını, Cumhuriyet’e olan tutkularını...

***

Dışarıda güneş insanın içini ısıtmıyor.
Bir avuç gökyüzü...
Özlem, sevgi, barış, dostluk...
Ezenin değil ezilenin yanında olmak.
Savaş değil barış...
Haydi sevgili okur, Cumhuriyet için omuz omuza...
Her gün bir basılı gazete alalım.
Gün birlik olma günü...
Terörü lanetleyip, temel hak ve özgürlükleri hayata geçirme günü...
Haydi!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları