Gölge etme…

24 Aralık 2017 Pazar

Büyük İskender “Dile benden ne dilersen” dediğinde, fıçıda yaşayan Sinoplu Diyojen ona şöyle yanıt vermiş: “Gölge etme başka ihsan istemem.”
Peki, Büyük İskender ne yapmış? Aristo’nun öğrencisi İskender’in felsefeyi ve felsefecileri sevdiği söylenir. Şöyle demiş çevresindekilere Diyojen’in yanından ayrılırken: “İskender olmasaydım, Diyojen olmak isterdim.”

***

Greenpeace’in başlattığı kampanya Sinoplu Diyojen’ini anımsattı bana. Greenpeace’in kampanyasının sloganı “Gölge etme”.
Kampanya güneş enerjisiyle ilgili.
Çatısına güneş enerjisi paneli kurup, enerji üretmek isteyenlere destek olmaya çalışan Greenpeace, bu konudaki bürokratik engellerin kaldırılmasını istiyor. Haziran 2017 TEİAŞ verilerine göre, Türkiye’nin elektrik enerjisi kurulu gücü yaklaşık 80 bin MW. Bunun sadece yüzde 1.5’i güneş enerjisinden sağlanıyor. Oysa Türkiye güneş zengini bir ülke.
Buna karşılık Almanya Türkiye ile karşılaştırıldığında “güneş fakiri” bir ülke.
Fakat Almanya’da güneş enerjisi kurulu gücü yaklaşık 40 bin MW. Yani Türkiye’nin elektrik enerjisi kurulu gücünün yarısı.
Anımsıyorum 1990 yılıydı... On binlerce insan sokağa dökülmüş, Aliağa Termik Santralı’na karşı eylem yapıyordu. Büyük bir pankarttaki slogan dikkatimi çekmişti:
“Güneş enerjisi aklınıza gelmiyor mu?”
Ne yazık ki gelmedi. Siyasiler çevrecilere kulak asmadılar. Türkiye “güneş fakiri” Almanya kadar güneş enerjisine yatırım yapmış olsaydı, şu anda bambaşka bir noktada olurduk.
Almanya’da bugün yaklaşık 1.5 milyon evin çatısında güneş enerjisi üretiliyor.
Türkiye’de ise çatılar boş. Neden? Türkiye hâlâ enerji sorununun çözümünü kirli, pahalı ve tehlikeli kaynaklarda arıyor. Oysa gerçek çözüm göğe baktığımızda tüm aydınlığı ile bizi selamlıyor: Güneş. Türkiye’de 1.5 milyon evin çatısında güneş enerjisi üretildiğini bir düşünsenize. Muhteşem olmaz mıydı?
Greenpeace başlattığı kampanyada şöyle diyor: “Türkiye, tükettiği tüm elektriği güneş enerjisinden sağlayabilir. Yüzde 1’ini bile kullanamadığımız bu potansiyeli değerlendirmek için önümüzdeki en büyük engeli, bürokrasiyi aşmamız gerekiyor. Haydi; çağrımızı Enerji Bakanlığı’na iletelim, güneşin önündeki engelleri birlikte kaldıralım.”
Bugüne kadar imza atanların sayısı 30 bine ulaşmış. Kampanyaya katılmak isteyenler internetteki golgeetme.org sayfasında detaylı bilgilere ulaşabilirler. Greenpeace ayrıca çatısına güneş paneli taktırmak isteyenler için pratik bir güneş rehberi hazırlamış (gunesrehberi. org). Umarız Türkiye’de karar vericiler “güneş gönüllülerinin” sesine kulak verirler. Güneşin önündeki bürokrasi bulutları dağılır.
Bugün dünya bir iklim krizi yaşıyor. Bu krizin çözümü, yenilenebilir kaynaklara yönelmek. Özellikle de güneşe. Çatıya kurulacak her bir panel önemli.

***

Yazıya Diyojen ile başlamıştık. Diyojen ile sonlandıralım. Diyojen’in bir başka öyküsü daha var. İlhan Ağabey (İlhan Selçuk) bu öyküyü çok sever, arada anlatırdı.
Ünlü bilge Atina sokaklarında güpegündüz elinde fenerle dolaşıyor… Merak edip soruyorlar: Ne yapıyorsun? Yanıt: Adam arıyorum!
Diyojen bugün sağ olsaydı, elinde fenerle sokakta dolaşsaydı, ona “Ne yapıyorsun” diye soranlara nasıl yanıt verirdi?
“Güneş enerjisini destekleyecek siyasetçi arıyorum” der miydi?

***

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün (RSF) 2017 yılı raporu yayımlandı. RSF’ye göre Türkiye profesyonel gazeteciler için “en büyük hapishane.” Uluslararası Gazetecileri Koruma Komitesi’nin (CPJ) raporunda da Aralık 2017 itibarıyla Türkiye’nin üst üste ikinci yıl “en fazla gazetecinin cezaevinde olduğu ülke” olduğu vurgulanmıştı.
Bu, Türkiye’ye hiç yakışmayan bir durum. Türkiye’de tutuklu gazeteciler bir an önce serbest bırakılmalı ve tutuksuz yargılanmalıdır.
Yarın Cumhuriyet davası var. Orada olacağız. Yılbaşı öncesi Sevgili Akın, Murat, Ahmet ve Emre’nin tahliye edilmelerini, tutuksuz yargılanmalarını bekliyoruz. Yılbaşını aileleriyle, çocuklarıyla geçirmelerini istiyoruz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Önce Cumhuriyet! 9 Eylül 2018
İklim için ses ver! 2 Eylül 2018
Özel yaşamın sonu mu? 26 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları