Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Tragedya

05 Aralık 2012 Çarşamba

Yaşadığımız zamanların anlamını kavramaktan kaçıp kurtulmak istiyoruz. Gittikçe kararan bulutlar, alacakaranlığın tan ışımasına değil de geceye dönüşeceğine dair korkular üstümüze çöküyor. Yaşadığımızın bir tragedya olduğunu düşünüyoruz. Peki sonunda gözyaşlarına boğulup arınacak mıyız? Bunu bilmiyoruz.

\n

Bildiğimiz, kabalığın, geriliğin, ilkel kültür öğelerinin her geçen gün biraz daha hayatımıza sızdığı, egemen olduğu ve doymak bilmediğidir. Ruhumuzu acıtan kabalık karşısında ne yapacağımızı şaşırıyoruz. Parlamentoda bir vekilin, gençleri ve aileleri batı kültürünün etkilerinden kurtarmak için maneviyat bakanlığı kurulmasını önerdiğini duyunca ürperiyoruz. (AKPli vekil Oktay Saral- Akşam gazetesi; Ali Ekber Ertürkün haberi) O vekil iyi gittiğini sandığı ekonomi ile uyumsuz gördüğü milli ve manevi gidişatımızı kurtarmak niyetinde olduğunu açıklıyor. Parmaklarını gözümüze sokarak Bu yüzden bir maneviyat bakanlığı kurulması gerektiğine inanıyorum dediğinde, işte o zaman tragedya gelip göğsümüzün üzerine oturuyor.

\n

***

\n

Vekilin dehşet verici teklifi belki de hadi canım sen de diye karşılanabilir. Ama bakın ne diyor o muhterem zat: Son aşamaya geldik. Gerekçemizi hazırlıyoruz. Teklifimizin içeriği; tarihimize, kültürümüze, inancımıza uymayan, neslimizi geçmişinden koparan, çarpık aile ilişkileri, dinimizin, gelenek ve göreneklerimizin men ettiği, ahlaksızlaştıran görsel ve yazılı eserlere karşı düzenleme öngörüyoruz. Basın ve yayını milli ve manevi değerlere bağlı olacak şekilde daha tertipli hale getirmeyi amaçlayan bir düzenleme teklifinde bulunacağız.İşte budur.

\n

Gerçek bir tragedya ile karşı karşıyayız. Tüm öğeler yerli yerindedir. Gerçeğe uygun bir hikâyemiz var. Bugüne kadar olanları görenler, yaşayanlar hayır, gerçek değil bu diyebilir mi? Vekilin söyledikleri yaşadığımız hayatın ta kendisidir, Eğitim Reformu kâbusunu düşünün, yığınları mobilize etmeyi amaçlayan Muhteşem Yüzyıl operasyonuna bakın, ne görüyorsunuz?

\n

Ben bir tragedya görüyorum.

\n

***

\n

Belki bu tragedyadan, umutlu olmamızı gerektiren bir hisse de çıkartılabilir. Oyunun asıl kahramanları da elbette hikâyenin gidişine ve kurallarına uymak zorunda kalacaklardır. Tragedyada kahramanların anagnorisisi, yükselişleri, tanınmaları, kahramanlıkları bir noktadan sonra olayların tersine döndüğü o uğursuz, bahtsız aşamaya; peripetieye ulaşır. Yeni beklenmedik gelişmeler devreye girer ve sonunda tragedyanın acı veren sonuna, pathosuna geliriz gözyaşları içinde.

\n

***

\n

Belirtiler her geçen gün bu noktaya yaklaştığımızı gösteriyor.

\n

Koro, halkın sesi ne zaman devreye girecek bilemiyorum. Ama tragedyanın kahramanları için pathostan başka bir gelecek de göremiyorum. Peki, seyirciler için bir katharsis, bir arınma, bir rahatlama, bir yenilenme olabilir mi bu oyunun sonunda? Bu biraz koronun son şarkısına; acıyoruz ve korku duyuyoruz onlardan ve sonra üstümüzden akıp gidecek bu kir ve kuşkusuz izleyicilerin koroya katılmalarına bağlıdır.

\n

Artık tragedyalara rağbet azaldı. Amerikan filmleri, sonu iyi biten sahtekârlıklar revaçtadır. Oysa hayat bir tragedya ve bunu bugün yüksek tepelerden her şeyi yönettiklerini zannedenlerin, olmadık tasarılarla hayatı zorlayanların iyi bilmeleri gerekir.

\n

Ve biz tiyatroyu gözyaşları içinde terk ederken, Aristoteles ağır kadife perdenin köşesinden başını uzatacak, gülümseyecek ve mırıldanacaktır: İşte kir akıp gitti, işte arındılar.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları