Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Medyanın 1 Mayıs'ı
\n
1 Mayıs Çarşamba günü İstanbul halkı zor bir gün geçirdi. Emek ve dayanışma günlerini kutlamak, isteklerini artık adı hep 1 Mayıs’la anılan Taksim Meydanı’nda dile getirmek isteyen işçilere, sendikalara, demokratik kitle örgütlerine, siyasi partilere İstanbul Valiliği izin vermedi. Anayasada yazılı toplantı ve gösteri özgürlüğü kullanılamadı. 1 Mayısçılar diğer illerden de ek güç alarak sayıları on binleri aşmış emniyet güçleri tarafından biber gazı ve tazyikli suyla engellendiler, dağıtıldılar. Beşiktaş, Şişli ve bu semtlerin arka sokaklarında yoğun biber gazı yurttaşları etkiledi. Polislerden de yaralananlar oldu. 1 Mayıs törenlerine katılan 17 yaşındaki Dilan ve öğretmen Meral Dönmez ağır yaralandı. Bu yaralılar Valilik tarafından “marjinal” (ne demekse) ilan edildi. Bir anlamda yaralanmalarına tuhaf bir gerekçe bulunmak istendi.
\nPeki medya 1 Mayıs’ı nasıl gördü, nasıl anlattı? Merkez medya “sendikaların Taksim ısrarı” klişesini kullanmaktan hiç vazgeçemedi. Valiliğin açıklamaları hemen her saat başı yinelendi. Sendikalar ve sol partilerin açıklamaları geçiştirildi. Bir kısım medya ise daha baştan 1 Mayısçıları suçlu ilan etti. Medya, Taksim Alanı’ndaki halkın önemli bir kesiminin onay vermediği “yayalaştırma” adı verilen çalışmaların, oluşan çukurların tehlikeli olduğunu yazdı. Alanın büyük kısmının toplanmaya elverişli olduğuna ve çukurlar için önlem alınabileceğine hiç değinmedi. Taksim’e gelecek işçilerin dövülerek, gazlanarak nasıl korunduğunu yazmadı. Taksim Meydanı’nın tehlikeli olduğunda medya birleşti. “Taksim’de bir kişi bile yaralansa biz nasıl hesap veririz?” diyen yetkililere yaralananların hesabını sormadı. Medya yaralananlara “marjinal” adını takan valiliği neredeyse sorgusuz onayladı. Gerçekleri yazmak köşelerini koruyabilen kimi köşe yazarlarıyla iki üç gazeteye kaldı. Medya 1 Mayıs’ta nesnel olamadı; dövenle dövülen arasında ortada bir yerde durmayı nesnellik sandı, ama orada bile duramadı. Kısacası medya 1 Mayıs’ta sınıfı geçemedi.
\n\n
Haberleri Özgür Suriye Ordusu mu yazıyor?
\nCumhuriyet, merkez medya gibi, yandaş medya gibi haberler veriyor. “Akçakale Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye geçmek isteyen Suriyelilere izin verilmeyince olaylar çıktı. Silahların kullanıldığı olaylarda 1 polis şehit oldu.” Sanki stadyuma girmek isteyen biletsiz seyircilere polis müdahale etmiş, olaylar çıkmış. Orası bir sınır ve ÖSO katilleri uzun namlulu silahlarla Türk askerini, yurttaşını yaralıyor. Gazete ve internet siteniz AKP’nin Türkiye’nin başına bela ettiği ÖSO’dan haberde hiç bahsetmiyor, Cumhuriyet Suriye haberleri konusunda yandaş medyaya taş çıkartıyor, umarım kendine gelir. Tekin Özmen
\n\n
Türkçe sözcüklere ne oldu?
\n
TV’de olsun, halk arasında olsun Türk ulusu Türkçe sözcük kullanmaktan korkar oldu. Neden? Örnek: Neden ayrıntı değil de “detay”, neden yenilgi ve yengi değil de “mağlubiyet ve galibiyet”? Ya da neden savunma yerine “defans”, köşe vuruşu yerine “korner” , cankurtaran yerine “ambulans”, hoşça kal yerine “by by” deniyor? İşin en vahimi Günaydın sözcüğü neredeyse unutuldu. Onun yerine sabahın köründe bile “Selamün aleyküm” deniyor. İnternet, telefon gibi “gâvur” dedikleri insanların buluşlarında bile açarken de kaparken de Arapça sözcükler kullanıyorlar. Hiç olmazsa aydınlarımız bu modaya “hayır” desin. Tanrı Türk’ün Türkçesini Türkçe düşmanlarından korusun! Saygılarımla. İlhami Hakverdioğlu Emekli Almanca Öğretmeni
\n\n
Okurlarla kısa kısa
\n\n3.4.2013 Salı günkü Cumhuriyet’te, Özgen Acar, Timurlenk için “Moğol İmparatoru” demiş. Timur, Özbek İmparatorudur. Bazı yanlı tarihçiler Türk - İslam, Türk - İslamla savaşmış görünmesin diye gerçeği tahrif etmektedir. Timur anıtlarını görmek için Özbekistan’a gidilir; Moğolistan’da Timur’la ilgili bir şey yoktur. Saygılarımla. Necat Özgür
\nSanırım gelir güdüsüyle, reklam kokan onca ekonomi sayfası var. Dış haberler sayfası bir sayfa artırılamaz mı? Bu, Cumhuriyet’e daha fazla yakışmaz mı? Kolay gelsin... Aydın Akça
\nMuhabirleriniz, sanat galerilerine uğramadan, torpilli amatörlerin sergilerini yazıyorlar genellikle. O zaman değerlilere de haksızlık yapılmış oluyor. Selamlar... M. Kıyat
\nCumhuriyet gazetemiz onurlu yayıncılık örneklerinden birini daha 24 Nisan 2013 günü “Atatürk’te birleştik” başlığı ile 1. sayfada verdi. İlgililerin duyarlılığına çok teşekkür ediyoruz. Necdet Çallı
\nTwitter iyi değerlendirilmiyor
\nCumhuriyet Gazetesinin twitter hesabından hiç memnun değilim. Şurada gündemi anlık olarak takip edebildiğim yandaş olmayan bir siz bir de Odatv twitter hesapları var. Ancak Cumhuriyet gazetesinin twitter hesabı deyim yerindeyse çorba halinde. Bazen mükerrer yayınlar oluyor, 2 dakika önce yayımlanmış bir haber 2-3 kez daha yayımlanabiliyor... Daha kötüsü ise ben futbol ya da magazin okuyan, takip eden biri değilim. Niçin twitter hesaplarınızı ayırmıyorsunuz? Her maç günü anlık gol haberleri de yayımladığınızdan Twitter hesabınız sadece bunlarla dolup taşıyor, bizim de twitter ana sayfalarımız maç haberleri ile dolup, diğer yayınların arka sayfalara kaymasına neden oluyor. Ya da gün ortasında gelen bir yayınınızda önemli bir haber var diye tıklıyorum, karşıma görmekten iğrendiğim bir sanatçı bozuntusunun magazin haberi çıkıyor. Her seferinde artık twitter hesabınızı takip etmeyeceğim diyorum, sonra biraz daha şans vereyim diyorum. Ancak düzeltmezseniz eninde sonunda takipçi kaybetmeye başlayacaksınız. Lütfen, futbol ve magazin haberleri görmek istemeyenlere de saygı göstererek, gazetenin twitter hesaplarını konu bazında bölmesini rica ediyorum. Teşekkürler. Alper Oğuz
\n\n
Genç yazarlara fırsat verin
\nMerhaba. Cumhuriyet gazetesi 3 nesildir ailecek elimizden düşürmediğimiz bir gazetedir. Tabii ki teknolojinin ilerlemesiyle biz gençler de takibi internet sitenizden gerçekleştiriyoruz. Cumhuriyet gazetesi kaliteli yazarlarıyla hizmet vermekte biliyorum. Lakin fikrimce, futbol takımlarının altyapısı gibi düşünebileceğimiz, hem yeni yazarlara şans veren, hem de “halkın sesini” duyurabilecek bir köşe açılması mutlak zarurette gereklidir. Teknoloji çağında sadece cumhuriyet.com.tr’de bir köşe ayrılarak başına değerlendirmeleri yapacak bir kişinin tahsisi çok da zor olmasa gerek. Okura verdiğiniz kıymet ve yapacağınız değerlendirme için şimdiden teşekkür ederim. İyi çalışmalar. Doğancan Oktay
\n\n
Her eleştiri haklı değildir
\n\n
Sayın Güray Öz, köşe yazarlığınıza yeni ihdas edilen “Okur Temsilciliği” görevi de eklendi; hayırlı olsun. Yeni görevinizde başarılar dilerim. Gerçi gazetede yer verdiğiniz bazı okur mektuplarını okuduğumda, gazete yönetiminin böyle bir görev oluştururken beklediği yararın yüzde kaçı gerçekleşecek acaba diye merak etmeye başladım doğrusu. Öyle ya, biri çıkıyor neden filanın resmini bastığınızı sorguluyor; bir başkası, neden şu sözcüğün değil de bu sözcüğün kullanıldığının hesabını soruyor; birileri de gazetenin çizgisinin saptığından yakınıyor. Ben de yaklaşık 50 yıllık bir Cumhuriyet okuruyum ve gazetemin çizgisinden de, içeriğinden de, dilinden de memnunum. Bu memnuniyet, gazetedeki her haberin işlenişini beğendiğim veya her köşe yazısının altına imza atacağım anlamına gelmiyor elbette. Fakat ben, gazetenin binlerce okurundan sadece biri olduğumun bilincindeyim. Üstelik farklı bakış açılarını öğrenmenin bana zenginlik kattığını da düşünürüm. Bu mektubu yazma nedenime gelince... Okurlarınız arasında benim gibi düşünenler olduğunu da bilmenizi istedim. Kim bilir, belki de “makul çoğunluk” benim gibi düşünenlerden oluşuyordur. Bu vesileyle, yazılarını büyük zevkle ve yeni bilgiler edinerek okuduğum Turgay Fişekçi, İnci Aral, Kürşat Başar, Zülâl Kalkandelen gibi yazarların gazeteden ayrılmalarına üzüldüğümü belirtmeliyim. Ayrıca gazetenin yazı ailesine genç kuşaktan yazarların katılmasının doğru olacağını düşünüyorum. Sevgi ve saygılarımla... Kurtuluş Gürses
\n\n
Lideri şikâyet etmekle olmaz
Okurlara açtığınız köşenizde çeşitli okurlardan, görüş ve dileklerini içeren yazılar okuyoruz. Ben de 50 yıllık bir Cumhuriyet gazetesi okuruyum. İnanın eski Cumhuriyet’i arıyorum. Değerli yazarlarımıza saygılıyım ama kusura bakmasınlar; bazıları bilinenleri tekrarlayarak sanki günü kurtarmak için bir şeyler yazıyorlar. Politik değinmelerde de sevilen lideri, sevenlerine şikâyet etmekten ziyade; onların neden perişan olduklarını anlatarak gerçekleri önlerine sermek daha yararlı olur diyorum. Esat Yavuztürk
\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Mahruki yine yandı
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!