Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Kısa 20. Yüzyıl Şimdi Bitti

03 Ekim 2012 Çarşamba
\n

\n

Şilide seçimle iktidara gelmiş sosyalist Allende hükümetini deviren askeri darbenin ABD tarafından ateşli bir şekilde desteklendiğini biliyoruz. Aslında bir süredir hazırlıkları tamamlanan neoliberal dönemin tipik darbesidir denilebilir Pinochet darbesine. 1973teki bu alçaklıktan sonra neoliberal fırtına dünyayı kasıp kavuracak, (bizim 24 Ocak kararlarını ve 1980 darbesini de unutmayalım) Avrupada sosyal demokrasiyi teslim alacak, 1974te Friedrich von Hayekin ve iki yıl sonra da Milton Friedmanın Nobel ödülü almasıyla da sanki bilimselleşecekve 20. yüzyılın son çeyreğine damgasını basacaktır. Zaten Nobel Ekonomi Ödülü de neoliberalizm için icat edilmiş gibidir.\n

\n

Neoliberalizmin yoksullar dünyasına saldırması, diktatörlüklere ya da demokrasi kılıklı zorbalıklara hayat vermesi, serbest piyasa ekonomisi ile demokrasi arasında var olduğu iddia edilen bağlantı ve paralelliği ısrarla savunanlara bir ders olmalıydı.\n

\n

Ama olmadı işte.\n

\n

***\n

\n

Onlar serbest piyasanın bu yeni buhran ekonomisinin demokrasinin kaçınılmaz koşulu olduğunu, bunların birbirine muhtaç olduğunu savunup durdular. Demokrasinin görece yerleşik olduğu gelişmiş kapitalist ülkelerde bile işçi hareketinin, sendikaların neredeyse zorbaca bastırıldığını, sosyal demokrat partilerin neoliberal partiler haline getirildiğini görmezden geldiler.\n

\n

Peki, yaşadığımız ve acısını çektiğimiz ekonomik büyük bunalım neoliberalizmin sonunu getiriyorsa sevinmek gerekmez mi? Evet gerekir, ama sevinemiyoruz; çünkü giderken öldürüyor. Son demlerindeki vahşilik, hayata tutunmak için elinden geleni yapan ihtiyar bir çılgının hali gibidir. Zorbalığı daha da artıyor, oraya buraya saldırıyor, ortalığı ateşe veriyor, bunalımdan çıkış için tarih boyunca kullandığı büyük söndürücüye, savaşa başvuruyor. \n

\n

Ve galiba dünyayı yakmaya bile hazırdır.\n

\n

Neoliberalizmin son kalelerinden birisi de Türkiye. Musa Eroğlunun son demlerine yaklaşmış insanın çaresizliğini anlatan türküsündeki sözler bizim ülkemizdeki duruma, bizim halimize pek denk düşer:\n

\n

Kılavuzun gereği yok / Yolun sonu görünüyor\n

\n

Görünüyor da, yaşadığımız çılgınlıkları, artan baskıyı, zorbalığı, dışarıda sonu belirsiz bir maceraya doğru yürüyüşe boyun mu eğelim? \n

\n

Keşke bir kılavuz olsaydı. Hem gidene, hem gelecek olana yolu gösterseydi...\n

\n

***\n

\n

İnsan ömrü uzun değil.\n

\n

Neoliberal çılgınlığın sona erdiğini görmek insanı küle, toprağa çeviren kısa zamana sığmayabiliyor. Pazartesi günü yitirdiğimiz, kısa 20. yüzyılı neredeyse boydan boya yaşamış ünlü tarihçi Eric Hobsbawm da doğrusu gelecek hakkında umut verici sözlerle bitirmedi hayatını. \n

\n

Kısa 20. Yüzyıl 1914-1991 Aşırılıklar Çağı (Everest Yayınları-2006) adlı eserini şu sözlerle bitirmişti:\n

\n

Nereye doğru gittiğimizi bilmiyoruz. Bildiğimiz tek şey, tarihin bizi bu noktaya nereden getirdiğidir. Gene de açıkça görülen bir şey var. İnsanlığın anlatılabilir bir geleceği olacaksa, bu geçmişin ya da şimdiki zamanın sürdürülmesiyle olamaz. Üçüncü bin yılı bu temelde kurmaya çalışırsak başarısızlığa uğrarız. Ve başarısızlığın bedeli, yani değişmiş bir toplumun alternatifi, karanlıktır.\n

\n

***\n

\n

Dünya henüz kendini yok etmeyi başaramadı. İntihar etmek için belki de yeteri kadar cesur değil. Ama bunu sık sık denediğini biliyoruz. Tüm öteki ülkelerde olduğu gibi, kendi ülkemizdeki çılgınlıkları, yıkılan bir dünyanın son demlerinde zorbalıkta bu kadar ısrarı, alkışçılardaki saflığı gördükçe Maymundan geldik koyuna gidiyoruz diyen Çarşı grubunun sözlerine neredeyse hak vereceğiz. \n

\n

Maymundan geldiğimiz gerçektir de peki, koyuna mı gidiyoruz biz?

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları