Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

İttihad-ı Anasır

09 Ocak 2013 Çarşamba

Memleketin en önemli sorunu nedir diye sorulduğunda verilen yanıt muhatabın meşrebine göre Kürt sorunu, terörya da silahlı mücadele diye ikiye üçe ayrılıveriyor. Bunları birbirine ucuzundan bağlayıvermek de her iki taraf için işin kolayıdır. Bu türden kolaycılık sorunu çözmek yerine, derinleştirmekten başka bir işe yaramıyor. Kürt sorunu ya da herkesi içine alsın daha genel söyleyelim de çözümün ipuçlarını yakalamaya elverişli bir bakış açısı yakalayabilelim, ulusal sorun, Türkiyenin Osmanlıdan beri temel sorunu olageldi. Osmanlı tebaası içinde farklı ulusların özellikle Fransa kökenli aydınlanma fikirlerinden etkilenerek bağımsızlık çabalarına girişmeleri büyük bir depreme yol açmıştı. \n

\n

Ne yapacaktı Osmanlı? \n

\n

Osmanlı yönetici tabakası ve münevveri bu fikirlerde haklı olarak büyük bir tehlike gördü. Bu haklılığın tırnak içine alınmasının nedeni imparatorluğun parçalanmasına yol açacak bir kapının açılması tehlikesinden kaynaklanıyor. Ama parçalanmayalım haklılığı tarihin gidişi ve sosyal gerçekler karşısında dayanıksızdır. \n

\n

*** \n

\n

O günlerin tartışmasının bugünlere ışık tutması eğer birebir örtüşme beklemezseniz kuşkusuz olanaklıdır. \n

\n

Osmanlı demek, o devirde bir anlamda ordu demekti. Tartışmalar bütün bir tarihsel dönem boyunca daha çok ordunun yapısı, şekli şemali, kılığı kıyafeti üzerinden tartışıldı desek çok da büyük bir yanlış yapmış olmayız. Millet-i hâkime yani Müslüman Türk, ordunun belkemiğini oluşturuyor, gayrimüslimlerin orduda yer almalarına da pek iyi gözle bakılmıyordu. Osmanlı şairi Namık Kemal de bu durumu normal karşılıyor, Hıristiyanların daha askerliğe alışmamış iken ötede beride gösterdikleri temayülatı istiklali (bağımsızlık eğilimini) bu tutumunun nedeni olarak gösteriyordu. \n

\n

Orduda ittihad-ı anasır (unsurların birliği) fikri kolay kabul edilebilir bir fikir değildi. Kabul de edilmedi zaten. Mithat Paşanın 1877 Rus savaşı öncesinde giriştiği deneme de başarısız kaldı. Bu aydınlanmacı sadrazamın sonunu biliyorsunuz. İttihad-ı anasır da Abdülhamidin İslamı siyasallaştırma ve devlet doktrini haline getirmesi ile birlikte ittihad-ı İslama dönüştü.\n

\n

*** \n

\n

Tamer Timur Hocamızın değerli çalışmasından (Marx-Engels ve Osmanlı Toplumu; Yordam Kitap) yararlanarak acemice yaptığım bu özetten günümüze kalan, ittihad-ı anasır ile ittihad-ı İslam arasındaki çatışma, çelişkidir. Bugün haklı olarak büyük heyecan yaratan, kimine göre terör sorununa çare, kimine göre Kürt meselesini çözecek açılım, bizi Osmanlı döneminin bu maalesef eskimemiş tartışmasına götürüyor. \n

\n

Umutlu olabilir miyiz? \n

\n

Kendimizi ittihad-ı anasır fikrine yakın hissediyorsak çabalarımızı da bu yönde birleştiririz. İttihad-ı anasırın temeli, anasırın farklılığını kabul etmekten geçer. Adım atmak istiyorsanız da sorunun silahla bağlantısını farklı tanımlamak, devre dışı bırakılmasını tartışanlardan istemek, talep etmek durumundasınız. \n

\n

Silahları susturun talebi bu nedenle adım attırıcı bir taleptir. Bunun olabilmesi ise bugün görüşmeleri -zinhar müzakere değilmiş- hem yürüten hem yürütmeyen tarafın, öyle diyorlar çünkü, çözüm için güven vermesidir. Yani ittihad-ı anasırdan yana olduğunu açık net bir şekilde ortaya koymasıdır. \n

\n

Doğrusunu isterseniz umutlu olmak zor. Zor, çünkü bugün hükümet edenlerin daha çok ittihad-ı İslam fikrinde olduklarını biliyoruz biz. \n

\n

Tarih dönüp dolaşıp tekerrür mü ediyor dersiniz. \n

\n

Mithat Paşa sürgüne gidiyor olabilir mi yeniden?

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları