Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Göz Göze Geldiniz mi?

07 Kasım 2012 Çarşamba

\n

Bilmiyorum, geldiniz mi, gelmediniz mi.

\n

Aynaya baktığınızda saçlarınıza, kaşlarınıza, teninizin teravetine bakıyorsunuzdur eminim, ama gözlerinize, gözbebeğinizin içine dikkatle baktınız mı hiç. Baktıysanız gördükleriniz sizi mutlu etti mi?

\n

Orada ne gördünüz?

\n

***

\n

Şöyle bir tablo görmüş olabilir misiniz?

\n

Memleketin hali ahvali pek iyi değil, bildiğiniz gibi. Düzülen övgülere, uçuşan rakamlara bakmıyorsunuz. Bölünmüş yollar, göklere direk gökdelenler, alışveriş merkezleri, milyar Euroluk otomobillerin sergilendiği fuarlar yormuyor çenenizi. Sokağa çıkıyorsunuz, özgürlüğün tadına vardığını düşünen, kendisinden sakınılmış zenginliklerin kapısının bir gün kendisine de açılacağı hayaliyle mutlu olan insanların arasına giriyorsunuz, cami avlularında onların sohbetlerini dinliyor, sonra onlar ağır adımlarla evlerine dönerken, çağın kıyısına tutunmuş hanelerinin içindeki Osmanlıdan kalma sonsuz tevekkülü görüyorsunuz. Orada başörtüsü çıkarılıp hanenin duvarlarına sığınmış dar alandaki yoksul özgürlüğe adım atarken, kapının dışında kalan kurtlar sofrasının çirkinliği ürpertiyor onları.

\n

Onlar o kurtlar sofrasına oturamazlar. Onlara ya da size göre değil o sofra.

\n

O sofrayı gördünüz mü aynanın içinde?

\n

***

\n

Batılılaşma rüyamız, Osmanlıdan miras batıcılaşma hevesimizle karışırken, aydınlanmanın ne batılılaşma ile, ne de batıcılaşma ile anlaşılabileceği gerçeği yüzümüze vurur arada sırada. Geçer gideriz. Geçer gideriz çünkü gerçekle göz göze gelmeye cesaretimiz yoktur. Kitaplar kitaplarla yenilenir. Her kitap iyi, güzel ve en önemlisi doğru değildir. Tarih ürpertici, yoldan çıkarıcıdır.

\n

Orada gerçeği gördüğümüz anda rahatımız kaçar ve hemen çark ederiz.

\n

***

\n

Bizim Kurtuluş, Kuruluş günlerimiz, aydınlanmanın ışığının tevekkülle tozlanmış haneye azıcık ışığın girdiği günlerdir.

\n

Ama sonra o ışığın sızdığı çatlak hemen kapatılıvermiştir.

\n

Aydınlanma batılılığa, batılılık batıcılığa dönüşürken, ayna karardı. Aynanın arkasındaki sır koyulaştı. Aynaya her baktığımızda kendimizle göz göze gelmeyelim diye ense kökümüzde bir zaptiye belirdi. İleriye dönük ütopyalarımız örselenirken, geriye dönük ütopyalar sahih olmaya başladı.

\n

Bu yazıyı yazmaya çabalarken, Taner Timur hocanın Osmanlı toplumunu anlatan ezber bozan kitabı masamın üzerinde duruyordu. Marx-Engels ve Osmanlı Toplumu (Yordam Kitap) git aynaya bak dedirten cinsten, aydınlanmayı, batılılığı, batıcılığı, ütopyaları anlatan, rahatınızı kaçıracak bir kitaptır. O güzel huzursuzlukla yazdım yazıyı da zaten.

\n

***

\n

Sonra düşündüm de yalnızca kitapla, aynayla değil, birbirimizle göz göze gelmemiz de tehlikeli bizim. O nedenle, iyiliğimiz için yani, zaptiyelerimiz tutukevlerindeki küçücük delikleri de kâğıtla kapatıyorlar. Göz göze gelmeyelim diye.

\n

Maazallah birimiz ötekine bir bakış atar, bir gerçek kımıldar, bir ışık sızar.

\n

Kurtuluş yıllarında sızan küçücük ışık ne belalar açmıştı başımıza, kurtulmamız ne kadar zor olmuştu, unutabilir miyiz!

\n

***

\n

Siz hiç aynaya baktınız mı? Bakın? Bir işmar edin kendinize. Güne öyle başlayın. Bugün göz göze gelmeyi yasaklayanlarla işim olacak diye çıkın sokağa...

\n

İyi gelecektir.

\n

\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları