Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

...Fili Yuttu Bir Yılan

15 Mayıs 2013 Çarşamba

Reyhanlı’da can alan, can yakan bombalarla ilgili gazetelerdeki yorumların, TV kanallarındaki “uzman” görüşlerinin yarattığı kaosun içinde ipuçları arıyoruz. Sorular basit, yanıtlar ise keyfe göre. Ama önce bir durum saptaması yapalım:
Türkiye Suriye sınırı artık bir sınır değildir. TSK’nin sınır kapılarından sorumlu olmadığını anlatırken söylemek istediğiyle zaten bilinen durumu bir araya getirin. Gelenlere ifadelerine
“güvenerek” geçici kimlik veriliyor. Kamplarda ve kentlerde kalan Suriyelilerin sayısını kimse bilmiyor. Bunların önemli bir kısmı mülteci aileler. Ama bir diğer önemli kesimi sınır bölgesini ellerinde tutan muhalif güçlerin militanları. Ağırlık bilindiği gibi Özgür Suriye Ordusu denilen ve Suriyeli bir askerin ciğerini söküp ısıran cani ile resmedilebilen ÖSO. Olmayan sınırdan girip çıkanlar arasında El Kaide, Nusra, Cihad militanları da var.
Bunlar iddia değil. Herkesin bildiği gerçek.

\n

***

\n

İsyancılar iki yılı aşkın bir zamandır, Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar olarak şekillenen yakın dış destek ile ABD ve Avrupa’nın “gizli” desteğine sahip olmalarına karşın sonuç alamamışlardır. Esad’ı destekleyen belirleyici güç Rusya ile muhalifleri belirli bir mesafe bırakarak destekleyen ABD, siyasi çözüm konusunda henüz netleşmeyen, son karar haline gelmeyen bir uzlaşmayı geçen günlerde açıkladılar. Bunu ABD’nin isyancıları silahlandırma isteği, Rusya’nın da Esad güçlerine ağır silahlar verme niyetini açıklaması izledi. Bir şey daha söyleyelim; AKP hükümeti Suriye konusunda geleneksel Türk dış politikası ile keskin çizgilerle ayrılan politikada ısrarlı görünüyor. Yine de şimdiki hedefin söylemi bir yana, sınırda “uçuşa yasak bölge” ile sınırlandırılması ve bir “rölans” istemi olabileceği ağırlıklı görüştür.
Burada duralım. Reyhanlı’da bombaları kim patlattı?
Rivayet muhteliftir. Hükümetin pek
“acil” olarak açıkladığı sorumlular, caniler hakkında pek bir şey bilemiyoruz. Hemen yakalanmaları, hemen “itiraf etmeleri” bombaların geldiği yerin önce El Kaide elindeki Rakka, sonra Hatay sonra Lazkiye olarak “düzeltilmesi”, en önemlisi “üç Suriyeli elebaşının” ciğer yiyen ÖSO denetimindeki sınır bölgesini geçerek sırra kadem basmaları, El Muhaberat bağlantısını hem “güçlendirmekte!” hem de kanıtlanmasını olanaksız kılmaktadır.

\n

***

\n

Onca yorum dinledim, okudum. Deniz Ülke Arıboğan’ın yorumundan daha ilgincini göremedim. Sayın Arıboğan, dün Akşam’da yayımlanan ve AKP’li bakanların “El Muhaberat’tır” iddialarını veri alarak başladığı yorumunda, ustaca köşeyi dönerek patlamayı üçüncü bir tarafın gerçekleştirmiş olabileceğini -ki daha gerçekçidir- söylüyor ve şöyle sonlandırıyor yorumunu: “Başbakan Erdoğan’ın Obama ile yapacağı görüşme öncesinde yapılan bu eylem, Esad’ın geleceğini de tayin edebilecek nitelikte. Bahsettiğim üçüncü tarafın (artık her kim ise) Esad rejiminin içinden de destekçileri olduğuna şüphe yok. Bu bakımdan saldırının esas hedefinin, eylem yeri Reyhanlı ve kayıpların da Türk olmasına rağmen Türkiye’den ziyade Esad olduğunu söylersek çok da tuhaf sayılmaz.”

\n

***

\n

Yorumcularımızın ağır bir psikolojik baskı altında oldukları anlaşılıyor.
Hükümet açıklamalarına selam çakmadan yorum yapmak zorlaştı bugünlerde.
Başbakan Erdoğan Obama ile görüşüyor. Yanında götürdüğü Suriye dosyasında BM Suriye Denetçisi
Carla del Ponte’nin açıklamaları ile değerini yitirmiş kimyasal silah iddiası vardı. Şimdi buna Reyhanlı’ya yapılan kanlı saldırı eklendi. “El Muhaberat bağlantısı” iddiası, “zinhar El Kaide, Nusra ya da Cihadcılar değil” açıklamasıyla birlikte sunulursa, daha ikna edici olacaktır.
Ama önce
“hayır biz gerçeği biliyoruz” diyen Reyhanlılıları ikna etmek gerekmiyor mu?

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları