Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Eskimeyen Düşünceler

23 Ocak 2013 Çarşamba

\n

\n

Stefan Zweig, Rotterdamlı Erasmus adlı denemesinin sonunda şu ilginç, üzerinde bin kere düşünülmesi gereken sözleri söyler: ... düşüncenin evreninde bütün karşıtlıklara yer vardır. Hiçbir zaman galebe çalmış bir gerçeğin kalıbına giremeyen bir düşünce bile o evrende dinamik bir güç olarak etkili kalır; en aşılamayan ve unutulamayan idealler ise özellikle gerçekleşmemiş olan ideallerdir. (...) bir zorunluluk gecikme yüzünden daha az zorunlu olmaz; tam aksine yalnızca gerçeklerin alanına girip eskimemiş ve yanlışlıkları kanıtlanmamış olan idealler, her yeni kuşakta etkinliğini sürdürür. (Aktaran Ahmet Cemal; Stefan Zweig; Montaigne; giriş yazısı. Can Yayınları)\n

\n

Bu sözleri hayal kırıklıklarına uğradıkları için gerçekleşmemiş düşüncelerini kirli bir gömlek gibi bırakanlar için yazdım. Bıraktıklarının zaman içinde eskimiş gömlek değil, kendileri olduğunu anlasınlar diye. \n

\n

Biraz sonra insanın uçmasını sağlayan ve zaman içinde eskiyeceğinden hiç kuşku duymadığım ve çok sevdiğim araca, uçağa bineceğim. Siz bu yazıyı ilgi duyup okuyorsanız, okuduğunuz saatlerde ben, çok şey yakıp yıkmış, çok denemeyi toprağa gömmüş, ifratlarla tefritlerin ülkesi Almanyada olacağım. Uzun yıllar yaşadığım Frankfurta gitmeye hazırlanırken bu eskimeyen düşünceler nereden aklıma geldi, Zweigın kitabını hangi dürtüyle karıştırmaya başladım bilmiyorum. Frankfurt ve Berline Uğur Mumcuyu unutmayan arkadaşların düzenledikleri toplantılara katılmak için gidiyorum. Belki orada eski arkadaşlarla bu eskimeyen düşünceler üzerinde konuşmak da mümkün olur. \n

\n

***\n

\n

Okuduğum, tanıdığım devrimci insanlar arasında önlerde gelen iki kişi, bulduğum pek çok başka inatçı devrimci daha var kuşkusuz, İlhan Selçuk ve Uğur Mumcudur. İkisi de belki farklı yöntemlerle, ama öldürüldüler. Her ikisi de Zweigın dediği gibi zafere ulaşmış bir gerçeğin kalıbına giremeyen düşüncelerin dinamik bir güç olarak kalacağına inanıyorlardı. Zorunlulukların gecikme yüzünden zorunluluk olmaktan çıkmayacağını biliyorlardı. Bu nedenle de bomba yüklenmiş arabalarına binerken de inatlarını kırmak isteyenlerin zulmüyle yattıkları hasta yatağında da gerçekleşmemiş ve eskimemiş düşüncelerini bıraktılar geride. Onları unutmamanın, gerçekleşmemiş düşüncelerin inadını anlamak, kavramak olduğunu, böyle bir derinlik taşıdığını da düşünüyorum.\n

\n

Korumakla yenilemek, bırakmamakla tamamlamak arasındaki diyalektik ilişkinin gerçekliği yansıttığına inanıyorlardı. Hep geciken zorunlulukların insanları oldular. Ütopyalarının insanıydılar. Ve ütopya gerçekliğini yitirmeyen düşünce değil midir ki zaten.\n

\n

***\n

\n

Eskimiyor işte düşünce, eski bir gömlek gibi çıkarıp atamıyorsunuz. Çıkarıp attığınız gerçekte gömlek değil siz oluyorsunuz. Siz oluyorsunuz çünkü size artık yeter çıkarayım şu gömleği de biraz nefes alayım, suyun içinde balık gibi bakınayım, rüzgâra direnmeyeyim dedirten o köhne, o yoz düşünce sizi hızla eskitiyor. \n

\n

Dönüşte size o göçmen arkadaşların anlattıklarını aktarırım. Eskiden yaşadığım o ülkede hızla ve hazla savunduğumuz düşüncelerin, zamanın sorgusuna nasıl dayandıklarını görmeye çalışırım. Almanlar geçmişin anıtlarına, sokaklarına, duvarlarına, insanlarına ve onların hikâyelerine bizdeki gibi saygısızlık etmezler. \n

\n

İşte onlara bakarım ben de. \n

\n

Size de anlatırım.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları