Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Büyük Hesaplar

03 Nisan 2013 Çarşamba

Türkiyenin karşı karşıya olduğu büyük bir sorun var. Sorun denilince ilk aklınıza geleni, Kürt sorununu şimdilik analizin dışında tutun. Dünyada ve bölgemizde olup bitenlere bakmayı deneyin. Harcıâlem, çarıklı erkânıharp kestirmelerinden uzak durun. Bakalım ne göreceksiniz?

\n

***

\n

Ergin Yıldızoğlu dün Ortadoğu Isınmaya Devam Ediyor başlıklı yazısında genel durumu açık ve net bir şekilde yazdı. Özetlersek; ABDnin Ortadoğuya olan petrol bağımlılığı azaldı, Afganistan ve Irak masrafları taşınamaz hale geldi. Uzakdoğuda ise işler, Çinin yükselişi nedeniyle artan ekonomik ve askeri bir ilgiyi hak ediyor. Eğer bir geri çekilme söz konusuysa Ortadoğuda doğacak boşluğu ABD kime devredecek? Böyle bir devir teslim olabilir mi? Erginin dış kaynakları da değerlendirerek yaptığı sonuç vurgusu şöyledir: Tarihten öğrenilmiş klasik yöntem çıkarken geride’, ‘boşluğunetrafında birbiriyle kavgalı siyasi, kültürel birimlerden oluşan bir yapılanma bırakmak, bu yapılanmanın unsurlarını birbirine karşı uzaktan dengeleyerek bölgede sonuç almaya çalışmaktır.

\n

***

\n

Türkiyenin sorunu işte tam da budur.

\n

Şimdi Kürt sorununa, barışın kazanılması sürecine ya da Türkiye bundan sonra nasıl biçimlenecek konusuna dönebiliriz.

\n

Kimi arkadaşların sandığı gibi duygusal davranmıyor, konuyu Öcalanın ünlü mektubunda söyledikleriyle değerlendirmeye, kavramaya çalışmıyoruz. Hele kapitalist modernite gibi tuhaflıklara hiç takılmıyoruz. Öcalanın söyledikleri tek başına çok da önemli, derin anlamlar yüklenecek sözler değildir. Önemli olan bu sözlerin bizim dünya ve bölgeyle ilgili olarak yaptığımız analizdeki yeri, bu analizin çarpıcı bir şekilde ortaya koyduğu tehlikelerle ilgisidir.

\n

Aynı değerlendirmeyi iktidar partisi ve onun sözcüleri ya da tek sözcüsü Başbakan için de yapmalıyız. Ortadoğuda taşlar yerinden oynuyor ve bu ivmesi artan hareketlenmede de Sayın Başbakan kendine uygun gördüğü bir siyaseti gündeme getirmeye, uygulamaya çalışıyor. Bunun bedeliyle fazla ilgili değildir. Kendi kurduğu paradigmaya uygun olduğunu düşünüyor. Tıpkı geçmişte AB konusunda kurduğu siyasetin askeri vesayeti geriletmekteki başarısı gibi bu kez daha farklı ve biraz daha büyük bir kurgunun içinde kendisine ve kendisiyle birlikte Türkiyeye yer arıyor. Öcalan da aynısını deniyor.

\n

Bizi ilgilendiren bu üç bakışın birbiriyle ilişkisi, uyumu ya da birlikte getirdiği serüvenin tehlikesidir. Bunu tartışıyoruz. Duygusallıkla falan ilgisi yok.

\n

***

\n

Öcalan pragmatik (bunun başka bir söylenişi de var ama) bir politikacı. Başbakan Erdoğanın da açıkça belirttiği gibi benzer şeyler söylüyorlar. Dışişleri Bakanı Davutoğlunun onlarca kez anlattığı ve anlatmaya devam ettiği vizyon da bu politikanın teorisi oluyor. Biz de işte bundan kaygı duyuyoruz. Kaygı duyduğumuz şey Kürt sorununun çözülmesi ya da artık insanların ölmemesini sağlayacak bir barış değil. Bu sorunun, bir başka politikanın aracı haline getirilmesi.

\n

Ortadoğuda taşlar yerinden oynadı. Güçlü bir mekanizma harekete geçti. Bu tabloda Türkiyeye biçilen rol, iyi bir rol değildir. Erginin dediği gibi ABD kendine kolayca yönlendirebileceği, gerektiğinde kaotik bir ortamın içinde değerlendirebileceğiortaklar arıyor ve ABDnin ortağı olmak hiç de kolay bir iş değildir. Her şeyi hesaplayarak kurduğunuzu düşündüğünüz stratejiler bir bakarsınız çöküvermiş. Dimyata pirince gitmek çok parıltılı görünebilir amaevdeki bulgurdan olmak da çok acı gelir insana. En iyisi durup düşünmeli.

\n

Türkiye, sorunlarını Türküyle, Kürtüyle büyük hesapların uysal parçası olmadan çözebilir.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları