Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Anlamazsa Anlatacaklar

26 Mart 2014 Çarşamba

Seçime beş gün kaldı, konu bu dar zamanda yolsuzluklardan savaşa çevrilebilir mi? Hayır, bir iki kışkırtılmış sınır ihlali, kimin işi olursa olsun konuyu değiştirmeye yetmeyecektir. Yolsuzlukların, ünü sınır ötesine çoktan taşmış rüşvet olaylarının özneleri kim olurlarsa olsunlar, ne yaparlarsa yapsınlar artık gündemi değiştiremezler. Artan açık hukuk ihlalleri, kendilerine uygun hale getirdikleri hukuk sistemi de işe yaramıyor artık; çünkü yasadışılığı kendi elleriyle yasallaştırdılar.
Twitter’ın kapatılması bu açık ihlallerden yalnızca biridir ve öyle anlaşılıyor ki arkası gelecektir. Yerel seçimler sonrasında da gevşemesi beklenmeyen seçim havasında belki de hukuk ihlallerine daha fazla başvurma gereksinimi duyacaklardır. Cumhurbaşkanlığı oylaması ve büyük bir olasılıkla öne alınacak genel seçim durumu daha da vahimleştirecektir.
Peki, artan hukuksuzluklar, giderek otoriter olmaktan totaliter olmaya evrilen Erdoğan iktidarını rahatlatabilir, istediği sessiz Türkiye’yi yaratabilir mi? Erdoğan ve yakın arkadaşları bir savaş tehdidini mutlak iktidar yaratmak için kullanabilirler mi?

***

Savaş tehlikeli bir silahtır. Kimi zaman kullanmaya yelteneni devre dışı bırakabilir. Hem bizim tarihimiz, hem dünyadaki diğer örnekler bunun böyle olduğunu gösteriyor. Silahı eline alan o silahı çok uzun sürmeyen bir zaman dilimi içinde kendine doğrultmak zorunda kalabiliyor.
Siyasetçilerin sıkıştıkları zamanlarda heveslendikleri bu türden yöntemlerin, yönetimine geçici bir süre için talip oldukları ve yönetmeyi üstlendikleri sistemin gerçek sahipleri tarafından benimsenmedikçe gündeme gelmeleri, gelseler bile uygulamaya konmaları zordur. Dayatmaların ise bir süre sonra sistemin asıl sahipleri tarafından sert bir şekilde reddedilmesi kaçınılmazdır.
Ama bu hem zaman alabilir hem de sistemin iç çatışmaları, sermaye sınıfı içindeki anlaşmazlıklar otoriter yönetimlere geçici bir hareket alanı yaratabilir.

***

Böyle bir süreçten mi geçiyoruz?
Otoriterlikten totaliterliğe geçme hevesi ve sıkıntısı yaşayan iktidar, gerçekten de hemen her cephede savaşmaktan başka bir çare bulamıyor. Doğrusu başka bir çıkış yolu da yoktur onun için. Ya iktidarını sürekli kılabilmek için bugünlerde denediği gibi kendi “hukukunu” yaratacak, bunun için dış dünyanın tepkilerini görmezden gelecek ya da teslim bayrağını çekecektir. Erdoğan’ı yakından tanıyanlar onun strateji ve taktik yoksunu olduğunu, politik esneklik diye bir şey bilmediğini hep söylüyorlar.
Öyleyse tehlike yok diyemeyiz.

***

Peki, sistemin asıl sahipleri de ortağı mı bu tehlikenin?
Sermayeden büyükçe bir pay almak için ortaya çıkmış ve kendine şu geçen on, on beş yılda “aslanlık kaplanlık” gibi payeler verilmiş İslamcılar da dahil, bizim patronlar sınıfımız macera istiyor mu? İstikrar istiyor evet, ama macera hayır. Her geçen gün otoritesini kalıcılaştıran, kendine göre hukuk oluşturma çabasına girişen, böylece totaliter bir rejim kurmak isteyen iktidar, yolsuzluk ve rüşvet yöntemleriyle sıkı sıkı bağladığı inşaat lobisi dışında, “aslanlar kaplanlar” da dahil yandaş bulmakta zorlanacaktır. Ama Erdoğan ve onun çok derin Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Berkin’in cebindeki misketleri nasıl silah saydılarsa bu işi de üstesinden gelebilecekleri bir oyun sanabilirler.
Gittikçe sarsılan sistemin gerçek sahipleri ise toplumsal hareketlenmeyle tehlikeye girenin sistemin kendisi olduğu ve bu nedenle maceracılardan bir an önce kurtulmak gerektiği konusunda dışarıdaki ortaklarıyla çoktan fikir birliğine varmış görünüyorlar.
Bunu herkes anladı, anlamayan bir kişi kaldı, o da yakında anlayacaktır.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları