Erinç Yeldan

Büyük Durgunluk Sürerken (29.06.2011)

29 Haziran 2011 Çarşamba
\n

\n

Küresel kriz 2007nin yaz aylarında Amerikan konut piyasasında varlık fiyatlarının ani çöküşüyle tetiklendi. Ancak krizin tetikleyiciunsurları ile yapısal nitelikli koşulları, kuşkusuz, birbirinden farklı olgulardı. Krizin ardında yatan yapısal nedenler, küresel kapitalizmin merkez ekonomilerinde 1970lerin ortalarından başlayarak kâr oranlarının düşme eğilimine girmesi ve dolayısıyla, sabit sermaye yatırımlarının temposunun yavaşlamasında yatıyordu.

\n

Sermaye, gerileyen/köhneleşen teknolojilerin, eskimiş kurumların ve küresel ölçekte artan rekabetin getirdiği birikim sorunlarını finansallaşma diye anılan birikim rejimi ile aşma çabası içindeydi. Finansallaşma, sermaye birikiminin reel ekonomiye yönelik sabit sermaye yatırımları yerine, spekülatif nitelikli ve çoğu kez sıcak unsurlara dayalı kısa dönemli finansal birikim çabasını yansıtmaktaydı. Popüler iktisat yazınında kumarhane kapitalizmi diye de anılacak olan bu gelişme, sabit sermaye yatırımlarının yavaşlamasına ve küresel ölçekte istihdamın gerilemesine neden olacak, orta sınıflar çökerken, gelir dağılımının kutuplaşması ve emeğin proleterleşmesi süreçlerini hızlandıracaktı.

\n

***

\n

Kapitalizmin 2007 sonrası krizi bu şartlar altında patlak verdi. 2009da OECD ülkeleri bir bütün olarak yüzde 6 küçülmüş; dünya sanayi üretimi yüzde 13 gerilemiş durumdaydı. 2009’da küresel ekonominin büyüme hızı yüzde eksi 0.5 olurken, İkinci Dünya Savaşı sonrasında bir bütün olarak ilk defa topyekûn bir daralma içine sürüklenmiş durumdaydı. Dahası, beşinci yılına girdiğimiz şu günlerde, kapitalizmin merkez ekonomilerinde toparlanma sürecinin sekteye uğradığı ve krizin zamana yayılarak sürmekte olduğu anlaşıldı. ABDde 2010un son çeyreğinde yüzde 3 olan büyüme hızı, 2011 başında yüzde 1.8e geriledi; İngiltere ekonomisi ise sadece yüzde 1.8 düzeyinde büyüme gösterdi. Bu büyüme oranlarının dünya ekonomisine herhangi bir ivme veremeyeceği ve dünya ölçeğinde yaşanan işsizlik sorununun 2011 yılında daha da derinleşeceği anlaşıldı.

\n

***

\n

Oysa kapitalizmin bundan önceki bu çaplı krize sürüklendiği 1929/30 yılında toparlanmasüreci çok daha hızlı büyüme oranları göstermişti. Amerika, örneğin, 1934 ve 1935 yıllarında yüzde 8; 1936da da yüzde 14lik rekor büyüme hızları ile büyük buhran dönemini geride bırakabilmiş idi. Şimdi ise krizin beşinci yılına girdiğimiz şu yaz aylarında Amerikan ekonomisinin büyüme hızı yüzde 3ü aşamamakta, işsizlik oranında yüzde 6ya varan kayıplar ise henüz onarılmaktan uzak kalmaktadır.

\n

Küresel krizin giderek uzayan bir durgunluk sürecine sürüklenmesi nedeniyle 2007 sonrası dönem büyük durgunluk diye anılagelmektedir. Büyük durgunluğa yol açan en önemli neden ise kapitalizmin merkez ekonomilerinde kâr oranları toparlanmış olmasına karşın sermaye yatırımlarının henüz kriz öncesi (zaten çok düşük olan) düzeylerine dahi çıkartılamamış olmasıdır. ABDde özel sabit sermaye yatırımlarının 2010 düzeyi kriz öncesinin hâlâ yüzde 15 gerisindedir. Buna karşın, başta Amerika, İngiltere ve Kanada olmak üzere birçok gelişmiş ülkede şirketler ellerinde tuttukları fonları sermaye yatırımına yöneltmek yerine nakit olarak değerlendirmekte ve küresel finans piyasalarının, deyim yerindeyse, kumarhane masalarında spekülasyon amaçlı olarak kullanmak arzusunda gözükmektedir. Amerikada finans-dışı şirketler ellerindeki 2 trilyon dolarlık nakit varlığı (ABD milli gelirinin yaklaşık yüzde 13ü) finansal spekülasyonun büyüsü altında atıl olarak tutmakta ve sermaye birikiminden uzaklaştırmaktadır.(*)

\n

Küresel ekonomide sabit sermaye yatırımının yavaşlaması büyük durgunluğun ardında yatan en önemli nedendir.

\n

***

\n

Sermaye yatırımlarının yeniden ivmelenmesi ancak talep artışlarının hızlanmasıyla olasıdır. Bu ise orta sınıfların ve emekçi sınıfların gelirlerinin arttırılabilmesine bağlı bir olgudur. Oysa ki büyün dünyada arz yönlü, muhafazakâr iktisat politikalarının geçerli olduğu günümüz koşullarında bu beklenti gerçekleşmekten uzaktır. Özellikle kriz koşullarında aşırı genişletilmiş olan para arzlarının ve bütçe açıklarının yaratacağı enflasyon endişesiyle birlikte bütün dünya ekonomilerinde yeniden daraltıcı istikrar politikaları gündeme gelmiş durumdadır. Daraltıcı maliye ve para politikalarının gelirler üzerine yansıması ise kuşkusuz, küresel talebin daha da gerilemesi anlamına gelecektir.

\n

Sermaye, krizden çıkış yolu olarak elindeki fonları sabit sermaye yatırımlarına dönüştürmek yerine yeni bir finansal köpük beklentisi içinde finansal rant arayışına sürüklenmiş durumdadır. Sermayenin sermaye olmaktan çıktığı şu büyük durgunluk günlerinde kapitalizmin kaçınılmaz iç çelişkileri daha da belirginleşmektedir.

\n

*Bu konuda daha geniş bilgi için bkz. Robert Sadowski, A Cash Buildup of Business Investment Federal Reserve \tBank of Cleveland, Ocak 2010.

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları