Trump ve ‘Exurbia’

29 Temmuz 2024 Pazartesi

Kadınlara sarkıntılık etmekle övünüyor, evangelist, Hıristiyan milliyetçileri onu destekliyor; 32 suçtan mahkûm oldu, hukuk ve düzen taraftarları onu savunuyor... Donald Trump’ın, taraftarları siyasi bir bilmece; anlama çabaları devam ediyor. 

Son olarak David Masciotra’nın, Exurbia Now: The Battleground of American Democracy (2024), (Exurbia: Amerikan Demokrasisinin Savaş Alanı) adlı eseri, “süreç olarak faşizmin” 21. yüzyılda ABD’de yeniden şekillenen (ilk şekillenme dönemi 1920-1930’lardı) toplumsal tabanının özelliklerini tartışıyor. 

EXURBİA

Masciotra, “Exurbia” (şehirlerin, banliyölerinin dışında, ama kırsal olmayan bölgeler) demokratik haklar ve özgürlükler mücadelesi içinde kritik savaş alanlarına dönüştü diyor. ABD’de “exurbia” alanlarda son yıllarda hızlı bir büyüme yaşandı. Buraları ulusal siyaset, kültür alanında giderek daha etkili hale geldi. “Exurbia”, ağırlıklı olarak bireyciliğe, mülkiyet haklarına ve muhafazakâr değerlere özellikle önem veren beyaz bir orta sınıftan oluşuyor. “Exurbia”nın büyümesi, siyasi güç dengesini ve genellikle de ulusal seçimlerin sonuçlarını belirlemeye başlamış. 

Trump’ın toplumsal tabanı ağırlıklı olarak “exurbia” sakinlerinden oluşuyor. 6 Ocak ayaklanmasına katılanların en belirgin ortak noktası “exubria”dan geliyor olmalarıymış. Ancak Masciotra, bu kesimin siyasi tercihlerinin öncelikle ekonomik kaygılardan kaynaklanmadığını vurguluyor. Bu bölgelerin ekonomik manzarası genelde bir istikrar sunan işlerden ve endüstrilerden oluşuyor, ortalama gelir düzeyi, kentsel bölgelere kıyasla daha düşük ve istihdam/girişimcilik olanakları daha zayıf ama ortalama gelir düzeyi yüzde 15-20 oranında ülke ortalamasının üzerinde. Ekonomik güvensizlik, devlet müdahalesine karşı bir şüpheciliği, öz yeterlilik anlatısını besliyor, muhafazakâr değerleri daha da pekiştiriyor. “Exurbia”da en önemli sosyalleşme alanlarını dev evanjelik kiliseler ve kumarhaneler oluşturuyor. “Exurbia” sakinleri, ekonomik sorunların çözümlerinin muhafazakâr politikalarda yattığına inanıyorlar. 

“Exurbia”daki geleneksel aile yapıları, dini inanç ve topluluk uyumu (ırkçılık, yabancı korkusu) gibi kültürel değerler, bu kesimi muhafazakâr platformlara, siyasi liderlere, güncel olarak da tüm zaaflarına karşın Trump’a yönlendiriyor. Bu bölgelerin kültürel homojenliği, bu homojenliği tehdit eden gelişmelerin yarattığı gerginlik, kentsel merkezlerde görülen ilerici değişimlere karşı direnci artıran bir kimlik duygusunu besliyor. Bu kimlik, beyaz-Hıristiyan, erkek egemen bir dünyanın (ulusun) giderek kaybolmakta olduğuna ilişkin bir inancı, “melankolik” bir boyutu içeriyor. 

Masciotra, çalışmasında, bu bölgelerdeki siyasi güç yoğunlaşmasının, ulusal politika üzerinde orantısız bir etkiyle ulusal çapta hakların ve özgürlüklerin sınırlanmasını, diğer demografik grupların marjinalleşme riskini artırarak demokrasinin temel ilkelerini zayıflatılmasını getireceğini söylüyor. 

Masciotra, sadece bu eğilimlerin kapsamlı bir analizini sunmakla kalmıyor, aynı zamanda demokrasinin daha geniş anlamlarını da düşünmeyi öneriyor. “Exurbia”nın yükselişi, ilerici demokratik güçlerin, bu bölgelerle etkileşime girme, onların endişelerini ele alma biçimlerinin de yeniden bir değerlendirilmesini gerektiriyor. Artmakta olan demografik çeşitlilik, nesil değişiklikleri gibi demografik dönüşümler, yeni istihdam, yatırım olanakları gelecekte “exurbia” sakinlerinin kültürel eğilimlerini, siyasi önceliklerini etkileyebilir. Ayrıca medya ve teknolojinin etkisiyle devam eden kültürel evrim, “exurbia”nın muhafazakâr kalesini yavaş yavaş yıkabilir. Ancak bu seçimlerde “exurbia” Trump’ı, MAGA hareketini, dolayısıyla “süreç olarak faşizmi” besleyen önemli bir etken. 

Masciotra, “bu yeni siyasi dönemin karmaşıklıklarında yol alırken, ‘exurbia’ gibi bir kültürel-siyasi savaş alanını anlamanın demokrasi güçleri açısından hayati önemini” vurguluyor: Bu bölgeler sadece coğrafi konumlar değil, aynı zamanda kültürel ve siyasi dönüşümün merkezleridir. Masciotra, “exurbia”nın özgün dinamiklerini tanıyarak, ele alarak, Amerikan halkının çeşitli dokusunu gerçekten yansıtan daha kapsayıcı bir demokrasi için mücadele etmek gerekir diyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları