Ergin Yıldızoğlu
Ergin Yıldızoğlu ergin.yildizoglu@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Hata mı, yoksa politika mı?

20 Mayıs 2021 Perşembe

“Adamlar”, eninde sonunda ülkelerini yangın yerine çeviriyorlar. Ülkelerinin saygın yorumcuları da hayretle soruyor: Neden bu hataları yapmakta ısrar ediyorlar? 

‘Adam’ kazanırken ülkesi kaybediyor

Örneğin, İsrail’de kimi yorumculara göre Şeyh Cerrah Mahallesi’nde, Şam Kapısı’ndan Mescid-i Aksa’da yapılan provokasyonlarla patlak veren, Hamas’ın füzeleri, İsrail’in hava saldırıları ile tırmanmaya devam eden, Yahudilerle İsrail vatandaşı Filistinliler arasında yaygınlaşan çatışmalarla, gündemdeki genel grev çağrısıyla İsrail’i bir iç savaşın eşiğine getiren olaylar, Netanyahu’nun ve güvenlik bürokrasisinin hatalarının sonucudur. 

Haaretz’de yazan Adam Raz bu yaklaşıma hem de kendi gazetesinden, çok sayıda örnek sunuyordu: Ordu, gizli servis, Netanyahu, Hamas’ın böyle cevap vereceğini, uluslararası tepkilerin bu kadar olumsuz yönde şekilleneceğini, iç savaş riskini hesaplayamamışlar. Hamas, Filistin yönetimini daha da tecrit etmiş, Arap devletleriyle İsrail arasında başlamış olan yakınlaşma tehlikeye girmiş. Bu ne biçim çılgınlıkmış; Netanyahu, “kendi çıkarını koruma ilkesini ihlal etmiş”... Raz, haklı olarak Machiavelli’nin sözlerini aktarıyor: “Düşmanınızın kendi çıkarlarını bilmediğine asla inanmayınız!”

Gerçekten de “hata” kavramı, anlamını belli amaçlar (çıkarlar) bağlamında kazanır. Karşımızdakinin amaçlarını doğru yorumlayamıyorsanız, o gayet başarılı bir politika izlerken, siz hata yaptığını düşünerek aslında kendi kuyunuzu kazıyor olabilirsiniz.

Bu son olayların nasıl bir “durum” içinde başladığını geçen hafta betimlemeye çalışmıştım. Oradan devam edersem, yerleşimcilerin partisi Yamina’nin lideri Bennett, Netanyahu karşıtı koalisyon kurma çabalarını terk etti, Netanyahu ile pazarlıklara başladı. İsrail, Hamas doğarken, Filistin yönetimini böleceğini düşünerek bu kökten dinci harekete (en iyi niyetli ifadeyle) gözünü kapamıştı. Ondan sonra Filistin liderliği bölündüğü, Hamas İsrail’i tanımayı reddettiği için İsrail yönetimi “ama karşımızda bir muhatap yok ki” bahanesiyle, barış sürecini terk ederek yerleşimci sömürge politikalarını yoğunlaştırdı. Netanyahu da Hamas’ın önemli bir aktör olarak kalmasının faydalarını görmüştü; son olaylarda bu konuda da amacına ulaştığı söylenebilir.  

Hamas’ın “önemli aktör”, “direnişin tek temsilcisi” konumu pekişirken, Batı yakasındaki Filistin yönetimi daha da zayıfladı. Hamas, Gazze’deki diğer, daha radikal cihatçı gruplar karşında siyasi konumunu güçlendirdi. Buna karşılık attığı ilkel roketler hedef gözetemediği için son olaylar Hamas’ı uluslararası alanda, “savaş suçu işliyor” suçlamasına açık hale getirdi.

Doğru, şimdi İsrail toplumu daha kırılgan, uluslararası konumu daha zayıf; en önemli askeri - siyasi güvencesi ABD ile ilişkileri üzerinde yeni sorular oluştu; ABD’nin bölge jeopolitiğini belirleme konusunda yetersizlikleri gözler önüne serildi. Olsun! Netanyahu iktidardan düşme sürecini durdurdu ya. Dediğim gibi adamlar yakıp yıkmadan gitmezler...

Hata değil, politika

Türkiye’de de rejimi yönetenler, kimi yorumculara göre özellikle ekonomi alanında sürekli hata yapıyorlar. “Büyük sermaye” rejimin ekonomi politikalarından, sık sık değişen kararlarından rahatsızdı. Şimdi, bugüne kadar rejimi desteklemiş olan “Anadolu sermayesi”, esnaf da şikâyetçi. 

Bu kesimler kaynak sıkıntısı çekerken, havaalanı, köprü, otoyol gibi büyük projeler, Avrupa’nın çöpleri, bir avuç şirketin devleti soyma “Adamları besleme” aracına dönüştü. Arsa yaratma adına ülke ormanları yok ediliyor, yeni kuşak yaratma adına eğitim perişan. Suç örgütleri rejimin işlerine taşeron olmuş. 

Peki, ya bunlar hata değil de Türkiye kapitalizminin, sermaye birikim süreci üzerine yapışmış, asalak (değer üretimi sürecinde yer almayan) bir sınıf/tabakanın (siyasal İslamın egemen sınıflarının) yaşam koşullarının politikalarıysa? Bu asalak kesim ekonomide üretilen artık değere, rant, komisyon, haraç, bağış (işin içine mafya da girmiş) ile el koyuyor, ekonomi politikaları buna göre şekilleniyor. Kaynak sıkıntısı, Merkez Bankası rezervleri yok olurken, her gün biraz daha ağırlaşıyor. Ülke yangın yerine döndü! Olsun, “adamlar” iktidarda kalmaya devam ediyor ya...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Siyasetin sefaleti 16 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları