Ergin Yıldızoğlu
Ergin Yıldızoğlu ergin.yildizoglu@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

'Greatest Nation On Earth'

24 Nisan 2013 Çarşamba

Obamanın Bostondaki bombalardan sonra yaptığı konuşmada Amerikanın dünyanın en büyük (great: Zenginliğinden çok, ahlak, erdem, kültür gibi özelliklerinden dolayı-E.Y) ulusu olduğunun yine vurgulanması anlağımda tedirgin edici yankılar uyandırdı. \n

\n

Biri kalksa, Türkiye dünyanın en büyük (great) ulusudur dese ona hemen milliyetçi faşist damgası vurulur. Ama kimsenin aklına Obamayı böyle suçlamak gelmez. ABDnin büyüklüğü genel kabul gören bir kanaattir; adeta, diğer göstergelere anlamlarını kazandıran bir ana gösterge”. \n

\n

Peki, bu büyüklükiddiası sarsılmaya, ana göstergeetkinliğini kaybetmeye başlarsa, bu genel kabul gören kanaate dayanan anlatılara, bu anlatıların şekillendirdiği öznelliklere ne olur?\n

\n

Bu soru giderek daha büyük bir önem kazanıyor. Çünkü, 11 Eylül 2001de başlayan imparatorluk macerası, kültür endüstrisinin Amerikan halkına, dünya halklarına vaat ettiklerini gerçekleştiremedi. Bu büyüklük sergilenemedi, kanıtlanamadı. Onun yerine rakipsiz yıkım gücünün arkasındaki ekonomik, siyasi, kültürel, hatta ahlaki zaaflar gözler önüne serildi. \n

\n

ABD halkının ortak bilincini şekillendiren, popüler kültürde, sermayesini burada tüketilen ürünlerde değerlendiren kültür endüstrisinde gözlemlediğim bazı gelişmeler, bana ana göstergenin etkinliğini kaybetmeye başlaması karşısında çaresizliğin yarattığı bir toplumsal travma ile karşı karşıya olduğumuzu düşündürüyor. ABD film ve televizyon sektörü, bu travmaya yol açan olayı, işleyerek çözümlemeye, tabii sermaye birikimine çevirmeye çalışıyor.\n

\n

Olympos yıkıldı\n

\n

­­­Ana göstergenin etkin bir biçimde işlediği dönemde, bu büyüklük Hollywoodda kısaca şöyle bir denklemle üretilirdi: Amerika, en büyük ulus olarak uygarlığın ulaştığı en yüksek noktayı temsil eder. Bu ulusa yönelik tehditler, uygarlığa yönelik tehditlerdir. Bu tehditlerin, filmlerde ABD toprağında sahnelenmeleri doğaldır. Bu tehdit Amerikan popüler kültürünü temsil eden eli silahlı bir birey-kahraman tarafından giderildiğinde ABD dünyayı kurtararak büyük ulus olma durumunu bir kez daha kanıtlar. \n

\n

Ana gösterge etkisini kaybetmeye başlayınca, uygarlığı kurtaran senaryoların yerini uygarlığın, dolayısıyla ABDnin sonunu hayal eden senaryolar almaya başladı. Bu bağlamda en az ağrılı, egemen sınıfları en az tehdit eden senaryolar, açıklamaları dışsal nedenlere dayandırılabilenlerdir. Akla önce doğal felaketler gelir. Ama dini paradigma içinde bu kaçınılmaz olarak bir içsel nedene, günaha karşı cezaya bağlanır, ağrıyıazaltmak yerine, egemen sınıfları mercek altına alır. \n

\n

İkinci senaryoda, dışsal etken, bu uygarlığın tarihine bakarak, örneğin Avrupa uygarlığı tarafından, daha az gelişmiş İnka, Aztek, Maya toplumlarının imha edilmesinin anılarından hayal edilebilir. Avrupa uygarlığının yerini de binlerce ışık yılı uzaktan gelebilen uzaylı işgalciler alır.\n

\n

ABD hegemonyasının güçlü dönemlerinde, filmlerde bu işgalciler, komünist tehdidi temsil ederlerdi, ima edilebilirlerdi. Geri bıraktığımız birkaç yıl içinde Dünya Durduğu Zaman (When the Earth Stood Still), Los Angeles savaşı(Battle of Los Angeles), Gök Çizgisi (Sky Line), Taşıyıcı(Host) gibi filmlerde, V(Visitors), Yıkılan Gökler(Falling Skies) gibi televizyon dizilerinde farklı bir kurguyla karşılaşıyoruz.\n

\n

İşgalcilerin, şakayla karışık, inandırıcı olmayan bir yolla yok edildiği, ID4 (Independence Day) filminden sonraki yapımlarda, artık yenilgi, sömürgeleştirilme, jenosit senaryoları işleniyor. Geçen haftalarda, vizyona giren Karanlık Gökler (Dark Skies) filmi çoktan işgal edildiğimizi, deney hayvanlarına çevrildiğimizi, çaresizliğimizi anlatıyor: Buradalar, gelip alıp götürürler, yapacak bir şey yok!\n

\n

Bu kez uzaylılar neyin metaforu diye soracak olursanız, uygarlığın iflasının, bu iflasa karşı halkın suçlayıcı bakışlarını üzerine çekecek dış güçlerin diyebilirim. \n

\n

Olympos -tanrıların evi- Yıkıldıfilmi de hem bu tehdidi uygarlığın kalbinde Beyaz Sarayda sahneliyor, hem de, uzaylılara göre daha gerçek bir düşmanı, Kuzey Koreyi resmin içine alıyor. \n

\n

Kendini tüm uygarlık adına hareket etmekle, uygarlığı kurtarmakla sorumlu, yetkili gören bir popüler kültürün ürettiği öznelliklerin siyasetteki izdüşümleri, beni tanrı adına hareket ettiğine inananların izdüşümleri kadar korkutuyor.\n

\n

\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları