Ergin Yıldızoğlu
Ergin Yıldızoğlu ergin.yildizoglu@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

En tehlikeli boşluk, en önemli yer

01 Aralık 2015 Salı

Ukrayna’dan gelerek Suriye’ye uzanan bir jeopolitik fay hattından söz etmiştim. Çin’in, Cibuti’de açtığı ilk denizaşırı askeri üs, bu fay hattının güneye doğru uzandığını düşündürüyor.
Bu fay hattının altında, I. ve II. dünya savaşlarından bu yana görülmemiş büyüklükte bir siyasi iktidar boşluğu var. IŞİD’in Paris katliamı, IŞİD ve AKP Türkiye’sinin düşürdüğü Rus uçakları, Ukrayna’da, Kırım’a giden elektrik hatlarına yönelik sabotaj, bu boşluğun derinleşmekte olduğunu gösteriyor.

Eski bir proje...
“Terörizm”, sığınmacılar krizi, Rusya’nın Esad’ın yardımına gelmesi gibi gelişmeler, ABD, Fransa, İngiltere, Almanya, Rusya, Çin gibi bütün büyük güçleri, dikkatlerini Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesine yoğunlaştırmaya yönlendirdi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden çok uzun bir süredir ilk kez bir ortak davranma kararı çıktı. Şimdi karşımızda muğlak bir “uluslararası topluluk” kavramı yerinde, bir BM kararının meşruiyeti, harekete geçirebilecek BM kapasiteleri var.
Belki de tarihte ilk kez, hiçbir büyük gücü dışarda bırakmayan bu koalisyon girişiminin gündeminin salt IŞİD’le sınırlı kalması bana akla yakın gelmiyor. Sinek ezmek için balyoz mu sallanır! Beynimin paranoyak hücreleri bana, 2004 yılında, ABD’nin gündeme getirdiği, ancak Suudi Arabistan, Mısır, Fransa gibi ülkelerin itiraz etmesi, ABD’nin de kendi başına gerçekleştirecek kapasiteden, meşruiyetten yoksun olmasıyla rafa kaldırılan “Büyük Ortadoğu Projesi”ni anımsatıyorlar.
O döneme bakınca 1997- 2001 mali kriziyle, 9/11 gibi sıra dışı bir terör saldırısı görüyoruz. Batı kapitalizminde egemen olan aşırı üretim sorunu güçlü bir biçimde hissedilmiş, başlayan sert resesyon bu zeminde 1929 bunalımını çağrıştırmıştı. Kapitalizmin kriz eğilimlerini dışlaştırabileceği alanlar tükeniyordu. BOP bu ortamda, olası yeni alanlara ilişkin bir vaat olarak gündeme geldi: Büyük bir şoku (Irak’ın yıkılması) yaratarak, rejim değişiklikleri, demokratikleştirme, liberalleştirme ile bölgeyi yeniden yapılandırarak kullanıma açmak... Bu sırada kriz büyük bir mali genişlemeyle, “BRICS yükseliyor” hikâyesiyle yönetilmeye, ertelenmeye çalışılıyordu.
BOP, 2004 yılında Bazı Arap ülkelerinin ve Fransa’nın itirazıyla rafa kalktı. ABD, Irak’tan “geçip” yoluna devam edemedi. Mali genişleme bir mali krize yol açarak tükendi: On yıldır, kurtarma, parasal genişleme... Hâlâ durgunluktayız.

Yeniden...
Şimdi, ABD, Avrupa’dan BRICS’e kadar tüm dünya ekonomisini kapsayacak düzeyde genişlemiş “uzun durgunluk”, içinde yeni bir mali kriz korkusu var. Kapitalizm açısından, dayanacak yeni bir ekonomik model yok, kaçacak bir alan da... BOP alanında, Suudi Arabistan’ı da kapsayabilecek biçimde genişleyen bir yangın var; yeni bir BOP’a direnecek güçlü iktidarlar yok.
Bu yangından kaçanlar, Avrupa kıyılarına vurdukça, Avrupa halkları, İslam nefreti, güvenlik adına yeni bir savaşı kabul etmeye hazır hale geliyorlar. Fransa’da artan sayıda genç, IŞİD’le savaşmak arzusuyla asker olmak için gönüllü yazılmaya çalışıyor.
Bu sırada, AKP Türkiye’sinin bir Rus savaş uçağını düşürmesi gittikçe artan sayıda yorumcu tarafından, bölgeye IŞİD üzerinden girmek için oluşmaya başlayan “büyük koalisyonu” bozma, NATO’yu savaşa çekme çabası olarak yorumlandı. Hem, ABD hem Avrupa Council on Foreign Relations liderleri, hemen Rusya’nın, Suriye’de yanız bırakılmamasını, koalisyonun bozulmamasını isteyen yorumlar yayımladılar, ama ABD’nin Rusya’nın daha fazla inisiyatif almasından kaygılandığı da bir gerçek. Türkiye’nin Rus uçağını vurma gerekçelerinin yasallığını sorgulayan yorumlar da var; ABD’den Rus uçağının rotasını öğrendikten sonra bekleyip pusuya düşürdüğünü ima edenler de...
Avrupa sağında, (Putin Rusya’sı ile ilişkileri vardır) İslam düşmanlığı had safhada. Rusya’nın uluslararası ağırlığı, propaganda makinesinin etkinliği karşısında, Türkiye’nin çelişkili mesajlarıyla sesini duyurmakta zorlandığı, Can Dündar’ın ve Erdem Gül’ün tutuklanması, Tahir Elçi suikastıyla daha da yalnızlaştığı görülüyor. En tehlikeli boşluğun hemen yanında, küresel kapitalizm açısından en önemli coğrafya da...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump! Nasıl yani? (2) 14 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları