Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Yeniden Benazir’i düşünmek...
Tarihin yeniden kendi akışını değiştirdiği o meşum aralıktayız. Sınırımızda yeni yönetim biçimiyle, yeni bir devlet kurulurken masada hâlâ ne olduğunu tam olarak bilmediğimiz bir belirsizlik geleceğimizi kuşatıyor. Komşu coğrafyanın diktatörlükten demokrasiye geçemeyişi bu belirsizliği katmerliyor, dahası kimi makalelerde üç parçaya ayrılmış yeni bir Suriye’den söz açılıyor, tehlikeleri ve imkânsızlıklarıyla çok sayıda insanı etkileyecek yeni bir çatışma ortamının olası sancıları üstümüze bir kâbus gibi çöküyor. Savaşın ve yönetim boşluğunun iç çatışmaya kapı araladığı yerlerde ise en çok etkilenen kadınlar ve çocuklar oluyor. Onların uğradığı ayrımcılık ve şiddet, aklımıza gelmeyecek istismar biçimlerinin çeşitliliğiyle hat değiştiriyor. Dahası Suriye’nin kadınlar açısından yaşama zorluklarıyla dolu yeni bir Afganistan olabileceğine ilişkin şüpheler artıyor. Böyle bir iklimde yeniden Yaşar Seyman tarafından kaleme alınan “Benazir” kitabının sayfaları arasında dolaşıyorum.
*
Benazir Butto, dünyada ilk defa bir İslam ülkesinde, Pakistan’da başbakanlık yapan kadın siyasetçi. Bunun bedelini de, sürgünle, tehditlerle ve sonunda da 2007 yılında Ravalpindi’de katıldığı seçim mitinginden ayrıldığı sırada canıyla ödeyen bir isim. Babası Zülfikâr Ali Butto’nun Ziyaülhak tarafından katledilmesinden sonra, kendisine yapılan onca ikaza rağmen yılmayan, kendi donanımı sağlayan, eğitimini İngiltere’de gerçekleştirip, ülkesinin küllerinden doğması için ısrar ederek vatanına dönen inatçı bir kişiliğe sahip... Yaşar Seyman da çocukluğundan itibaren ülkesi için düşler kuran bu kadının, babası nedeniyle siyasetin ortasında yetişmesini, ülkesinden uzağındaki sürgünlük dönemini, kerelerce öldürülmekten tesadüf eseri kurtulmasını, siyaset için güvensiz bir coğrafyada siyaset yapmak adına imkân bulma ve yol açma çalışmalarını anlatıyor. Bir bakıyorsunuz küçük Benazir’in düşlerindeyiz, bir baba nasihatindeyiz, sonra bir mitingin ortasındayız. Böylesine hızlı yer değiştirmelerle az ve çarçabuk sonlanan bir yaşamın izini sürüyoruz.
*
Peki Yaşar Seyman hiç mi eleştirmiyor Benazir’i? Belli ki onunla günlerce yatıp kalkmış, onunla uyumuş onunla uyanmış, bir siyasetçi kadın olarak yeri geldiğinde yapılabileceklerini tartmış. Kiminde kızmış, öfkelenmiş. Elbette yeri geldiğinde eleştiriyor. Özellikle Benazir Butto’nun ülkesinde gayet etkili bir siyasal aktörken, “demokrasiyi bir yaşam biçimine dönüştürme mücadelesine ağırlık vermediği” için eleştiriyor. Kadınların sosyal yaşamda öne geçmesi adına radikal adımlar atmadığı için eleştiriyor, ayağına gelen fırsatlarda çekinik davrandığı için eleştiriyor! Mustafa Kemal’in bir erkek olarak kadın mücadelesine sunduklarını, kadınlara eşit hak ve yaşam olanakları vermesini hatırlatırken, bir kadın olarak Benazir’in çekinik kaldığı noktaların altını çiziyor. Böylece yeri geldiğinde kendi ülkemizle de bir karşılaştırma olanağı yapma olanağı buluyoruz. Bütün bunlara rağmen Benazir, kavruk Pakistan topraklarında yaşamı var eden İndüs nehri ile ülkesini yaşanılacak bir ülke yapmaya çalışan, çağdaş ama geleneklerinden uzaklaşmayan bir kadının öyküsünü sunuyor. Bir yandan da Zerdari’ye olan aşkını, ülkesine duyduğu sevgiyi, kendisine altın tepside sunulan yaşamı elinin tersiyle iterek faşist diktatörle cesur hesaplaşmasını anlatıyor bize.
*
Ancak Benazir’in hikâyesinin başkaca yol açıcı anlamları var: Bugün bir trajediyi yaşayan IŞİD, El Kaide gibi terör örgütlerinin batağında Pakistan, Afganistan ve Ortadoğu’nun hali, bize kadın hak ve özgürlükleri konusunda çok şey söylüyor. Benazir’in böyle bir coğrafyada bir kadın olarak başbakan olması, daha doğrusu olabilmesi direnç ve umut kaynağı olarak duruyor. Kadınların siyasetten el çektirilmesi, ya da siyaset içinde ikinci plana itilmeye çalışılmasına karşı Benazir hâlâ günahlarıyla sevaplarıyla bir kutup yıldızı olarak duruyor. Bugün İran’da kadınlar eylemden eyleme koşmak adına yaşamlarını hiçe sayarken direniyor! Suudi Arabistan’da küçük adımlarla da olsa yeni haklar elde ederken direniyor! Böylesine acılı bir coğrafyada meta olarak bakılan, köle olarak pazarlarda hâlâ satılan kadınlar direniyor! Savaşın ortasında kimliklerinden dolayı aşağılanan, tecavüze uğrayan kadınlar direniyor! Eve kapatılmaya, sosyal yaşam hakları ellerinden alınmaya kadınlar direniyor! Eğitim eşitliği için kadınlar direniyor!
*
Bugün yeniden karmaşanın hâkim olduğu yerlerde, dinbazların baskısı altında ezilen milyonlarca kadın var. Ama buna karşılık isimsiz Benazirler de selamlıyor bizi. Laikliğin ne kadar önemli olduğun farkında olan, ülkelerini belki de yıllar sürecek demokrasi için mücadele edecek bir dolu kadın var karşımızda. Hiçbir şey olmasa bile sadece kadın oldukları için çelme takılmış, buna rağmen düşmemiş, düşse de hemen kalkmasını bilmiş kadınlarımız. Bir değil on değil yüzlerce, binlerce...
*
Çünkü onlar bu dünyayı sevmeye ve katkı sunmaya kimsenin cesaret edemediği yerden başlayanlar. Bizim ısrarımız da bu bilinci genç kuşaklara taşımaktan geçiyor.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Edirne'de korkunç kaza