Erdal Sağlam

Yüksek ama istikrarsız büyüme

01 Haziran 2021 Salı

Türkiye ekonomisi 2021’in birinci çeyreğinde beklentilerin üzerinde büyüdü. Naci Ağbal döneminde sağlanan “görece istikrar iklimi”nin büyümeye büyük katkı verdiği gözlenirken, çeyrekler itibarıyla büyüme rakamlarının istikrarsız seyrinin ise iyice belirginleştiği görülüyor. 

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye ekonomisi ilk çeyrekte yıllık bazda yüzde 7, çeyreklik bazda yüzde 1.7 büyüdü. 

Türkiye’deki büyüme rakamlarının inişli çıkışlı bir trend izlemesinin nedeni politikacıların büyüme hırsının hep önde olması, sürekli “bir gaz-bir fren” yapmalarıdır. Bu aynı zamanda planlı, kurumsal yönü ağır basan bir ekonomi yönetimi eksikliğinin ispatıdır. Pandemide olduğu gibi olağanüstü koşullar, bu trendleri besliyor ama Türkiye’de olağan koşullarda de bu trend gözüküyor.

Bu kapsamda 2018’den bu yana çeyreklik bazda bir önceki yıla kıyasla büyüme rakamlarına bakacak olursak; 2018’de sırasıyla yüzde 7.5, 5.8, 2.5 büyüme, ardından 2.7 küçülme gözüküyor. 2019’da yüzde 2.6, 1.7 küçülme rakamları ardından yüzde 1, yüzde 6.4 büyüme geliyor. 2020’de yüzde 4.5 büyüme, yüzde 10.3 küçülme, yüzde 6.3 ve 5.9 büyüme rakamları gelmiş. 

Kötü yönetim nedeniyle istikrarsız büyümeye bir başka örnek de rakamların dolar kurunda değişimi ve bu bazda değişimlerde göze çarpıyor. Maliye-ekonomi sosyal medya hesabına göre 2019’da gayri safi yurtiçi hasıla ortalama 5.36 TL’lik dolar kuruyla 1. çeyrekte 172.4 milyar dolar, 2020’de kur 6.08 TL’ye çıkmış, toplam rakam 176.6 milyar dolar olmuş. 2021 birinci çeyrekte ise ortalama dolar kuru 7.37 TL, toplam 188 milyar dolar. TL bazında ise 2019’da 925.3 milyar TL’lik rakam 2021’de 1 trilyon 386.3 milyar TL’ye çıkmış, yani TL bazında yüksek, dolar bazında çok daha düşük bir büyüme rakamı.

Kısacası; kurlar ve nüfus artışı hesaba katıldığında aslında yerimizde saymışız.

İş çevreleri bu yılın ilk çeyreğindeki rakamları memnuniyetle karşıladı. Hazine ve Maliye Bakanı Lütfü Elvan da büyümenin yüzde 56’sının dış talep ve yatırımlardan gelmesinin kaliteli büyüme için önemli olduğunu, büyümenin finansmanına ağırlık vereceklerini kaydetti. 

İŞ DÜNYASI HÂLÂ UCUZ KREDİ DİYOR

Asıl sorun zaten büyümenin finansmanında odaklanıyor. 1. çeyrekte sağlanan büyüme rakamlarında hâlâ iç talep ve tüketimin büyük etkisi açıkça gözüküyor. Bunun en büyük nedeni ise Bakan Albayrak döneminde, geçen yılın ikinci yarısında verilen, maliyetinin altında ucuz kredilerdi. Bu kredilerin iç talebi patlattığı, bunun yatırımlara yansıdığı, makine teçhizat yatırım talebini artırdığı kesin. Bu borçları artıran, geleceği ipotek altına alan kredi patlaması sonucunda da beklentilerin üzerinde bir büyüme rakamı yakalandı.

İyi ama ne pahasına yapıldığını şimdi kimse konuşmak istemiyor. Ucuz kredi furyası ardından 2020 Kasım ayında kurların patlaması üzerine ekonomi yönetiminin değiştirilmek zorunda kalındığını, 128 milyar dolarlık döviz rezervlerinin eritildiğini ve şimdi ekonominin çok daha kırılgan, savunmasız bir ekonomi haline geldiğini konuşmaktan kaçınıyorlar.

İş insanları da buna değinmek istemiyor, kimse “Ağbal döneminde kurda istikrar sağlanmıştı ona güvenerek yeni yatırım kararı alıp, makine teçhizat yatırımı yaptık” demiyor. Bunu demedikleri gibi büyüme rakamını memnuniyetle karşılayan iş insanları, dernek ve oda temsilcileri, “Şimdi iktidardan bunu sürdürebilmek için finansman imkânlarının kolaylaştırılmasını istiyoruz” diyorlar.

Bu talep aynı zamanda, “yüksek enflasyondan sözde yakınmalarına” karşılık, “yüksek enflasyona rağmen enflasyonun altında kredi imkânı sağlanmasını” istemek anlamına geliyor. Ellerinden gelse “enflasyon yüksek devam etsin ama bize ucuz kredi verin, kurları da tutun” diyecekler. Açıkça söyleyemiyorlar ama söylediklerine bakılırsa, ekonomiyi tümüyle bitirecek talepleri devam ediyor. Bu nedenle de piyasada, “iktidar yeniden ucuz kredi pompalar mı?” endişesi devam ediyor, beklentiler olumsuz etkileniyor.

Bu yılın ikinci çeyrek büyümesini haziran ve sonrasındaki normalleşme takvimi belirleyecek gibi gözüküyor. 1 çeyrek rakamı sürdürülebilecek bir rakam değil ama iktidar, bu iş insanlarına uyup yeniden hızla gaza basarsa, o zaman arabanın nereye gideceği belli olmaz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları