Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Yüksel Yalçın’ın Mektubu ve Engin Alan

20 Nisan 2014 Pazar

Engin Alan’ın adını artık herkes öğrendi:
Emekli korgeneral, MHP milletvekili, Silivri davalarından dolayı yatıyor...
Bütün milletvekilleri salıverildi ama o “Balyoz”dan hâlâ içeride!

***

Sevgili okurlarım, biliyorsunuz, içeride haksız, hukuksuz ve adaletsiz bir biçimde yatanların sorunlarını anımsatmak için her hafta “Sessiz Çığlık” adı altında bir eylem yapıyor yakınları.
Geçen haftaki eylemde okunan emekli Kur. Alb. Yüksel Yalçın’ın mektubu, Engin Alan’ın da içinde bulunduğu grubun trajedisini oldukça iyi özetlemiş; kısaltarak sizlere aktarıyorum.

***

“... Hepinizin çok iyi bildiği gibi önce asılsız şayialar yayarak uygun ortamı yarattılar. Sonra ürettikleri sahte dijitallerle ve adil yargılanma hakkını da ihlal ederek özgürlüklerimizi elimizden aldılar. Kimimizin ve kimi yakınlarımızın zamansız aramızdan ayrılmalarına, sağlıklarının bozulmasına, telafisi imkânsız zararlara sebep oldular.
Yine Türk Silahlı Kuvveetleri’ni yetişmiş personelden mahrum bırakarak, personelin moral ve motivasyonu ile Türk Silahlı Kuvetleri’nin örf ve âdetlerini altüst ederek milletin ordusunda onarımı uzun yıllar alacak tahribata neden oldular.
Ama artık mızrak çuvala sığmıyor, millet yalanlarına inanmıyor ve milletin vicdanında aklandık.
Devletin en yetkili şahsiyetleri, son günlerin moda tabiriyle paralel yapının;
• Başta emniyet ve yargı olmak üzere devletin kurumlarında örgütlendiklerini,
• Son teknolojiyi kullanarak sahte deliller üretebildiklerini, istediklerini istedikleri anda cezaevine kapatabileceklerini,
• Şu anda bir kısım yargının adil bir karar verme durumunda olmadığını, intikam duygusu ile hareket ettiklerini,
• Türk Silahlı Kuvvetleri’ne kumpas kurulduğunu, Balyoz ve Ergenekon davalarında katakulli yapıldığını ifade ediyorlar ve kandırıldıklarını samimi olarak itiraf ediyorlar.
Artık hiç kimse ‘bilmiyordum’un arkasına saklanamaz.
Bir an önce bu zulüm sonlandırılmalı, zindanlarda esir tutulan masum insanlar özgürlüklerine kavuşturulmalıdır.
Öncelikle özgürlüğümüzü, sonra da adil yargılanmamızın sağlanmasını istiyoruz.
İftira ve kumpaslarla atıldığımız bu zindanlarda sanmayın yıkıldık, sanmayın tükendik, sanmayın kin ve nefret biriktirdik...
Adalet ve hukukun varolduğu sevgi ve hoşgörünün hâkim olduğu bir ülke için sabır, inanç, kararlılık ve umut biriktirdik.”

***

Silivri davalarındaki haksızlık ve hukuksuzluklar sonlandırılmadıkça “Türkiye’de demokrasi ve hukuk devleti var” diyemeyiz.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları