Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
T.C.A.Ş. ve Yargı
“Ben oy aldım, her istediğimi yaparım” dönemi Hitler ve Mussolini ile kapanmıştı!
Ama Erdoğan siyaset tarihine yine bir katkıda bulunuyor, devletin anonim şirket gibi yönetilmesi gerektiğini açıklıyor...
O devletin adı da herhalde Türkiye Cumhuriyeti Anonim Şirketi, T.C.A.Ş. olur o zaman.
***
Aslında Türkiye Çok Partili Düzen’e, İkinci Dünya Savaşı sonrası, yani Hitler ve Mussolini örnekleri yaşandıktan sonra geçmişti...
Dolayısıyla, 1950’de iktidara gelen Demokrat Parti’nin, muhalefeti yok sayan, iktidarın gücünü ise temel hak ve özgürlükleri ortadan kaldıracak kadar abartan, saptırılmış bir sözde “Milli İrade” kavramı ile demokrasiyi yozlaştırması, insanlık tarihi açısından bir “geriye dönüş”, bir “gericilikti!”
Ama ne yazık ki insanlık tarihi açısından, bir “geriye dönüş”, bir “gericilik” olan temel hak ve özgürlüklerin yok sayılması, Türkiye’nin toplumsal ve ekonomik azgelişmişliği açısından, sağ partilerin temsil ettiği “güncel bir gerçeklik” olarak karşımıza dikildi!
***
Şimdi 21. yüzyılda, güya bağımsız bir yargımız, Anayasa Mahkememiz, Yargıtayımız, Danıştayımız, Sayıştayımız ve Yüksek Seçim Kurulumuz var:
Bu düzen içinde:
1) Yüzlerce asker ve sivil, sahte delillerle, haksız ve hukuksuz yargılamalarla, yıllarca Silivri davalarında hapis yatıyor; hastalananlar, ölenler, intihar edenler var...
2) Medyaya el konuluyor ve yandaşların mülkiyetine veriliyor...
3) Özelleştirmeler, ihaleler, ihale iptalleri, vergi cezaları, bankalara el koymalar gibi yollarla büyük sermaye baskı altına alınıyor...
4) Seçimler, parmak boyası olmadan, güvenilmez seçmen listeleri, etkiye açık bilgisayar yazılımları ve artık mahkeme kararlarıyla tescil edilen, sandıklardaki yolsuzluklarla yapılıyor...
5) Cumhurbaşkanlığı seçimi, Erdoğan’ın Başbakan olarak katılmasıyla gerçekleştiriliyor...
6) Parasız eğitim isteyen çocuklar, terör örgütü suçlamasıyla hapisler-de çürüyor...
7) Her türlü rüşvet ve yolsuzluk iddiasının üzeri “darbe” suçlamasıyla kapatılıyor...
8) Bireysel haksızlık ve hukuksuzlukların haddi hesabı yok; sonuncusu RedHack davasında yaşanıyor:
RedHack üyesi oldukları iddiasıyla 24 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan 10 kişi, 3 yıl sonra beraat ediyor.
Beraat eden sanıklarından biri olan Duygu Kerimoğlu, 21 yaşındayken9 ay 10 gün tutuklu kalıyor. Üzüntüden baba kanser, anne tansiyon ve kalp hastası oluyor. Duygu maddi imkânsızlıklardan okulu bırakıyor. Evlerine icra geliyor!
***
Demokrasilerde, sadece devlet-vatandaş ilişkileri değil, yasa yapmak dahil, iktidarın bütün eylemleri, yargı denetimine bağlıdır:
Acaba bugün yaşadığımız demokrasi sefaletinin sorumlusu sadece sivil politikacılar mıdır?..
Yargı organlarımız, önerilen anonim şirket modelinin içinde mi, dışında mı, altında mı, üstünde mi olacaktır?
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
En Çok Okunan Haberler
- Hediye Güran'ın ifadelerinde 'Enes' çelişkisi
- Milyarlık vurgun iddiası!
- Hâkimin itirafı
- Görüntülerle ortaya çıkardı: Doktor gözaltında
- Ünlü fenomen adeta bir servet kazandı!
- Erdoğan'dan 'sürpriz' 10 Kasım kararı
- Galatasaray, Tottenham'ı sahadan sildi!
- Arbede çıktı, oturuma son verildi
- Köy tipi yoğurt diye yedirmişler!
- AKP’li vekil ateş püskürdü!