Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Suriye ve Irak Gibi Olur muyuz?

15 Haziran 2014 Pazar

Demokrasimizi işletemezsek, laiklikten uzaklaşırsak, dış ilişkilerimizi ayarlayamaz bölgedeki savaşlara katılırsak, hiç kuşkunuz olmasın, aynı onlar gibi oluruz!

***

Bu ülkelerin içine düştüğü duruma yol açan üç temel neden göze çarpıyor
1) Demokrasi yokluğu.
Halkı ezen, farklılıkların dile getirilmesine ve temsiline izin vermeyen bir diktatörlük...
2) Dincilik, mezhepçilik, ırkçılık.
Hem iktidarın tek bir mezhep-ırk grubunun tekelinde olması, hem de öteki mezhepleri, dinleri, ırkları, milliyetleri yönetim dışında tutan, kimi zaman ezen ve hatta katleden bir yönetim.
3) Dış müdahale.
Her iki ülkeye de ABD’nin dışardan, doğrudan veya dolaylı, tek başına yahut müttefikleriyle, siyasal ya da askeri müdahalesi.

***

Bu temel belirleyicilere Türkiye açısından bakalım:
1) Demokratik rejimimiz eksikli ve ayıplıdır.
Bunun en önemli nedeni, Çok Partili Rejime geçtiğimizden beri demokrasinin nimetlerinden yararlanarak iktidara gelen partilerin, demokrasiyi geliştirmek yerine, çoğunluk diktatörlüğü anlayışını uygulamalarıdır.
Tabii buna bir de askeri darbelerin olumsuz etkilerini eklemek gerekir.
Ne yazık ki Türkiye’yi on küsur yıldır yönetmekte olan AKP iktidarı da gittikçe çoğunluk diktatörlüğünün temsilcisi ve en şiddetli uygulayıcılarından biri haline gelmiştir.
Bu nedenle, demokratik rejim açısından, geleceğin, Türkiye için çok umut vaat ettiğini söylemek olanaklı değildir.
2) Dincilik, mezhepçilik, ırkçılık açısından ayrımcılık ve bu inançların siyasete taşınması gittikçe güçlenmektedir:
Kürt sorunu, PKK terörü ve AKP iktidarının eylem ve söylemleri, ırkçı anlayışın siyasete gittikçe daha egemen olmasına yol açmaktadır. Alevi sorunu ise mezhepçilik çizgisinde sürekli kaşınan bir başka kırılma noktasıdır...
Bugüne kadar Alevi yurttaşların barışçı ve demokratik tutum ve davranışlarıyla önlenen büyük krizler, geçmişteki katliamlar ve bugün AKP iktidarının kışkırtıcı eylem ve söylemleri çerçevesinde gelecek için hiç de umut verici değildir.
3) Klasik bir savaştan çok, komşulardan gelecek terör tehdidi bir dış müdahale olarak düşünülmelidir.
Ne yazık ki AKP iktidarı, Ortadoğu’daki siyasal mezhep savaşlarına taraf olmuştur.
Bunun sonunda sadece komşularımızı düşmanlaştırmakla kalmamış, doğrudan terör örgütlerinin elemanlarına da kapılarımızı açmıştır.
Bu konuda da AKP’nin gelecek için hiç umut vermediği, tam tersine ülkeyi felaketlere sürükleyecek bir politika izlediği söylenebilir.
Irak ve Suriye gibi olma tehlikesi bugün kapımıza gelmiş dayanmıştır...
AKP iktidarı ise bu tehlikeyi önlemek bir yana artıracak politikaların esiri gibi görünmektedir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları