Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Suriye: Makro özet!

10 Ekim 2019 Perşembe

1) İktidar, Suriye ile dost, Esad ile “kanka” iken neden birdenbire savaşa girdi?
Savaş başladığı sırada, iktidarın medya denetimi ve baskısı bugünkü düzeye erişmemişti; bu nedenle ekranlarda Suriye’ye müdahaleyi destekleyen iktidar tetikçilerine “Neden ‘kanka’ Esad birdenbire ‘düşman’ Esad oldu” diye sorma olanağım vardı:
Bu soruma, sanki Suriye’de birdenbire rejim değişmiş veya Esad birdenbire tutum ve davranış değiştirmiş gibi “Halkına zulüm yaptığı için” saçmalığından başka bir yanıt alamadım.
Oysa herkes biliyordu ki, iktidarı, ABD Suriye’nin üzerine saldırtmıştı.
2) Suriye Savaşı ile Kürtlerin ve “Çözüm Süreci”nin ilgisi ne?
Suriye Savaşı’na “Esad gitmelidir” sloganıyla ve mezhepçi bir görüşle başlayan iktidar, o sırada Türkiye’de “Çözüm Süreci”ni sürdürüyordu. Bu nedenle, Irak sınırından içeri alınan Peşmergeler, Suriye’ye taşındı ve Esad’a karşı savaşmaları beklendi.

Sonradan “Çözüm Süreci”, “masa devrilerek” bitirilince gerek içerideki gerek dışarıdaki Kürt örgütleri yeniden terörist, düşman ve hain ilan edildi.
Kürt güçleri ise, IŞİD ile savaşarak ABD ile ittifak oluşturmuşlardı.
3) Esad iktidarın saldırısına ne yanıt verdi?
Önce iktidarı uyardı, “Bana saldırırsanız, sizin de sınır güvenliğiniz tehlikeye girer” dedi, sonra da sınırdan çekildi ve orayı Kürt güçlerine terk etti.
4) ABD’nin Suriye politikası niçin ve ne zaman değişti?
ABD’nin Radikal Siyasal İslam saldırılarına karşı 11 Eylül 2001 İkiz Kuleler felaketinden sonra, bunları önlemek için ortaya attığı “Ilımlı (Amerikancı) Siyasal İslam” yaratmak için başlattığı “Arap Baharı” projesi, Mısır örneğindeki gibi İslamcıların demokrasiyle uzlaşamadığı gerçeğiyle ve Libya örneğindeki gibi istikrarı bozulan ülkelerin kana bulanmasıyla karşılaşıp başarısızlıkla sonuçlanınca, ABD, hem “Ilımlı İslam” hem de buna bağlı olarak “Arap Baharı” projelerini rafa kaldırdı.
Türkiye’nin bu bağlamda “BOP Eşbaşkanı” ve “Model Ülke” olarak kabul edilmesi de anlamsızlaştı.
Ama Müslüman Kardeşler’e desteğini sürdüren ve dış politikaya da mezhepçilik açısından bakmakta direnen iktidar, bu değişime ayak uyduramadı.
ABD’nin politika değişikliği, Suriye’deki net yenilgisiyle ve Trump’ın seçilir seçilmez, “Bir ay içinde IŞİD’in bitirilmesi ve Suriye’den çekilmemiz için talimat verdim” açıklamasıyla resmi nitelik kazandı.
5) Astana sürecinin etkisi ne oldu?
ABD’nin Suriye’den çekileceğini fark eden iktidar, belki de dış politikadaki tek doğru adımı atarak, Rusya ve İran ile Astana sürecini başlattı.
Ama yukarıda açıkladığım yanlışlarda direndiği için bu süreçten beklenen olumlu sonucu alamadı.
6) Trump’ın tehdit ve övgüsü nedir?
ABD’nin Suriye’den çekilmesi, Trump karşıtları tarafından a) “Müttefik Kürtlere ihanet”, b) Suriye’nin Kuzeyi’ndeki toprakların (Güvenli Bölge adı altında) Türkiye’ye terk edilmesi ve c) IŞİD’e yeniden canlanma fırsatı olarak, üç açıdan çok sert biçimde eleştiriliyor.
Trump’ın ilk tviti, Türkiye’ye tehditten çok içerideki bu eleştirilere yanıttı; bu tvit Türkiye’den büyük bir tepki alınca ikinci övgü tvitini attı.
7) İktidar ne yapıyor?
İçeride kaybettiği seçmen desteğini, dışarıda savaşa girerek, milliyetçilik ve vatanperverlik eksenleri etrafında bütünleşme çabası ile telafi etmeye çalışıyor.
8) Şimdi Türkiye ne yapmalı?
Türkiye’nin sınır güvenliği, ne oldukları belirsiz siyasal/ askeri örgütlerle işbirliği yapılarak değil, Suriye Devleti yani Esad ile anlaşarak sağlanmalıdır.
Bunun için de CHP’nin son Suriye toplantısında belirlediği ilkelere ve sonuç bildirisine bakılmalıdır.
9) Keşke CHP, aleyhine yapılacak kara propagandadan korkmasaydı da, Suriye toplantısının sonuç bildirisinin ardından, benim burada özetlediğim gerçekleri de kamuoyuyla paylaşarak “Savaşa Hayır” diyebilseydi.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları