Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Nefret Söylemi: Kimlik Politikası ve Neoliberalizm

04 Nisan 2014 Cuma

Başbakan Erdoğan’ın dile getirdiği “Nefret söylemlerinin” birinci kaynağı “Kimlik politikası” stratejisidir.
Onlar Zerdüşt”...
Haşhaşiler”...
Şia”...
Erdoğan her sorun karşısında, özellikle de seçim zamanlarında, kendi saflarını sıkılaştırmak ve siyasal destek aramak için hemen bir düşman yaratmakta ve mağduru oynamaktadır.
Son zamanlarda özellikle din ve mezhep üzerinden dile getirilen bu “Kimlik politikası”, “Nefret söylemleriyle” toplumu düşman kamplarına bölmekte, kutuplaştırmakta ve demokrasinin en önemli koşullarından biri olan diyalog ve uzlaşma kültürünü yok etmektedir.

***

“Nefret söylemlerinin” ikinci kaynağı, küreselleşmenin dayattığı “mikromilliyetçilik” ve “mikrodincilik” üzerinden tüm dünyaya “emperyalizm” yoluyla egemen kılınan “Neoliberal politikalardır”.
“Emperyalizmin” bir aracı olan bu “Neoliberal politikalar” sadece Türkiye gibi ülkelerde değil, Amerika’nın içinde de siyasette kullanılmaktadır.
Seçimlerin Arkasındaki Beş Süreç” başlıklı yazıma, Amerika’dan yorum yazan bir Türk öğretim üyesi şöyle diyor:
“Kimlik politikası, globalleşen neoliberal politikalar yoluyla, toplumu sadece siyasal olarak kamplaştırmakla kalmıyor, ekonomik olarak gelir dağılımı politikasının da yerine geçiyor.
Amerika’da da kol işçileri, kendi ekonomik çıkarlarına ters olarak, muhafazakâr Cumhuriyetçilere oy verir ve bu işçiler demokratları elitist görerek onlardan nefret eder.
Ne yazık ki, orta sol kesimde yer alan bazı elitistler de ‘Bunlardan seçmen mi olur’ diye bunları aşağılayarak bu tavırlarına gerekçe oluşturmaktadır.
Ayrıca unutmayalım, çağdaşlaşma, demokratikleşme ile kalkınma elbette ayrı şeyler.
Kalkınmış görünen ABD’de kitleler ne kadar çağdaş ve demokratik?
Amerika’da da dinin siyasette yoğun kullanımı var...
Din, hem komünizme karşı destekleniyor hem de kimlik politikası yoluyla ‘İslam terörizmi’ adı altında düşman üretilerek dış politikada savaş ve askeri müdahale gerekçesi yapılıyor.
Ama elbette ‘Nefret söylemi’ burada, iç politikada büyük ayıp, kimse cesaret edemiyor, cesaret edenin de siyasal yaşamı bitiyor.

***

Sonuç olarak Türkiye’deki “Nefret söylemi”, hem “Kimlik politikasından” hem de bunun arkasındaki “Neoliberal emperyalist politikalardan” kaynaklanıyor...
Böylece, “emperyalizm” ile “otoriterleşme” birbirini destekleyen iki süreç olarak ülkeyi kaosa götürüyor.
Çare, demokrasiye, temel hak ve özgürlüklere yılmadan usanmadan sahip çıkmaktan, her türlü ayrımcı “Nefret söylemini” kınamaktan ve dışlamaktan geçiyor.
Yoksa elimizde seçim yapacak bir Türkiye bile kalmayacak!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları