Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Meşruiyetin iki kaynağı: Sandık ve özgürlükler

11 Ocak 2019 Cuma

Demokrasilerde, bir iktidarın meşruiyeti iki kaynaktan gelir:
1) Seçmene gerçekten birbirinden farklı seçeneklerin sunulduğu, eşit, adil ve şeffaf koşullarda yapılan periyodik seçimler.
2) Başta ifade, muhalefet ve medya özgürlüğü olmak üzere, bütün temel hak ve özgürlüklerin varlığı, güvencesi ve kullanılabilirliği.

***

İnsanlık tarihine çok hızlı bir göz atarsak:
İnsanlığın bebeklik aşamasındaki Toplayıcılık/Avcılık döneminde reis iktidarının meşruiyeti, aile/aşiret kimliğine ve kaba kuvvete dayalıdır.
İnsanlığın çocukluk aşamasındaki Din/Tarım döneminde monarşik iktidarın meşruiyeti aile ve aşiret kimliği ile kaba kuvvete ilaveten, geleneklere ve dine dayalıdır.
İnsanlığın gençlik aşamasında Kentsel/Endüstriyel dönemde yarı demokratik iktidarın meşruiyeti sınırlı ölçüde seçimlere ve bazı temel hak ve özgürlüklere dayalıdır.
İnsanlığın olgunluk aşamasındaki Bilişim döneminde demokratik iktidarın meşruiyeti ise, eşit, adil, şeffaf, periyodik seçimlere ve bütün kimliklerin ve farklılıkların eşit olarak yararlandıkları temel hak ve özgürlüklere dayalıdır.

***

Ne yazık ki Türkiye, 31 Mart 2019 yerel seçimlerine, demokratik bir iktidarın meşruiyeti için gerekli olan bu her iki koşulun da Erdoğan/AKP yönetimi tarafından zedelenmiş olduğu bir ortamda gitmektedir.
1) Seçimlerin eşit, adil ve şeffaf bir ortamda ve sandık güvenliği sağlanmış olarak yapılması ilkesi temelden sarsılmıştır.
2) Temel hak ve özgürlüklerin özellikle iktidar dışında kalan sınıf, kesim ve gruplar tarafından eksiksiz kullanılmaları ilkesi zedelenmiştir.
Yargıyı siyasetin emrine verdiği ve ilgisiz maddeleri aynı anda “Evet-Hayır” seçeneğiyle oylamaya sunduğu için, demokratik felsefeye ve Venedik Komisyonu ilkelerine aykırı olduğu halde “FETÖ’cülerin” ve “Yetmez ama Evet’çilerin” desteğiyle gerçekleştirilebilen, 12 Eylül 2010 Halkoylaması ile başlayan bu iki temel zedeleme sürecine ilişkin pek çok örnek verilebilir; nitekim bu sütunda verilmiştir ve verilmeye de devam edilecektir.
Ama sanıyorum mevcut duruma ilişkin tek bir gözlem, Erdoğan/ AKP iktidarının seçim ve sandık güvenliğine ilişkin olarak açtığı büyük meşruiyet yarasını anlatmaya yetecektir:
Devletin ve hükümetin bütün yetkilerini ve olanaklarını elinde toplamış olan muktedir Cumhurbaşkanı, iktidar partisi lehine, resmen ve alenen, üstelik da çok sert ve suçlayıcı bir üslupla, hem de yargının siyasetin etkisine açık hale getirildiği bir ortamda, tekelleştirilmiş bir medya düzenini de kullanarak sürekli bir biçimde propaganda yapmaktadır.
Meclis Başkanı’nın istifa etmeden Belediye Başkanlığı’na aday olması ise demokratik meşruiyeti zedelemiş olan bu sürecin bir başka sonucudur.
DİREN SEÇİM VE SANDIK GÜVENLİĞİ...
DİREN DEMOKRASİ!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları