Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu’nun önlerindeki sınav!

25 Haziran 2019 Salı

Bir ülkede, temel hak ve özgürlüklere saygı duymayan, bunları istediği gibi sınırlayan ve kısıtlayan bir “Tek Kişi Rejimi” varken, o ülkenin en büyük kentinde Demokratik bir yönetim kurulabilir mi?
CHP’nin, Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve Ekrem İmamoğlu’nun önündeki “sınav” işte budur!
Bu sınava Ankara ve İzmir’le birlikte girecekleri için, şanslarının hayli yüksek olacağını düşünüyorum.

***

Demokrasi toplumsal açıdan bir sınıfsal gelişme işidir:
Demokrasinin kurulması ve işlemesi için, özgür insanlara, özgürleşmiş emekçi sınıflara ihtiyaç vardır.
Demokrasi, bireysel açıdan bir eğitim ve bilinç işidir:
Demokrasinin kurulması ve işlemesi için başkalarının hak ve özgürlüklerine de kendi hak ve özgürlükleri kadar saygı duyan bireylere ihtiyaç vardır.
Demokrasi, ideolojik ve düşünsel açıdan bütün kimlikleri eşit gören bir rejimdir:
Demokrasinin kurulması ve işlemesi için bütün kimlikleri doğuştan eşit gören bir ideolojik ve düşünsel yaklaşıma ihtiyaç vardır.
Türkiye, toplumsal, bireysel ve düşünsel açılardan, siyasal, ekonomik ve kültürel gelişme evreleri bakımından “Azgelişmiş” veya “Gelişmekte olan” bir ülke niteliği taşıdığından, Demokrasinin kurulup işletilmesi zor bir ülkedir.
Ama Türkiye’nin Üç Büyük Kenti acaba artık bu Demokratik bilince/yapıya kavuşmuş mudur?
Atatürk ve arkadaşları, İstiklâl Savaşı’nı kazanarak elde ettikleri karizmatik liderlikle, topluma birkaç ekonomik/siyasal gelişme aşaması birden atlatmak istedikleri için, bugünkü sorunlarla karşı karşıyayız:
İktidarın, “Demokrasiyi”, gayri kanuni ve gayri meşru (Prof. Sami Selçuk’un deyimiyle, “Hukuk Dünyasında Doğmayan”) bir Halkoylaması ile “Tek Kişi Rejimi” haline dönüştürdüğü Türkiye’de, Üç Büyük Kent’in en büyüğü olan İstanbul’da, “Demokratik Bir Yönetim” kurmak ve işletmek olanaklı mıdır?
İşte, CHP, Kemal Kılıçdaroğlu ve Ekrem İmamoğlu’nun, Ankara ve İzmir ile birlikte, önlerindeki tarihsel sınav (fırsat?) budur!

***

Ben, İzmir’in zaten belirlenmiş olan Demokratik yaklaşımından ve Ankara’nın son seçimlerde ortaya koyduğu Demokratik iradesinden hareketle, 23 Haziran’da tekrarlanan İstanbul seçiminin de “Milli İrade” olarak, Demokrasi’den yana oluştuğunu, bu nedenle Türkiye’nin Üç Büyük Kentindeki seçmenlerin Hukuksuz, Haksız, Adaletsiz, Kuralsız bir “Tek Kişi Rejimi”ni reddettikleri anlamı taşıdığını düşünüyorum.
İstanbul halkı tek başına kalmış olsaydı, İmamoğlu’nun bu sınavı kazanma şansı pek fazla olmazdı.
Ama İstanbul da, İzmir ve Ankara ile birlikte, Üç Büyük Kent halkının “Milli İradesini” yansıtan bir Demokratik çizgiyi “ezici çoğunlukla” benimsemiş görünmektedir.
Bu bakımdan Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve Ekrem İmamoğlu’nun, Mansur Yavaş ve Tunç Soyer’le birlikte giriştikleri Demokrasi atılımı, İnsanlığın gelişme ve değişme evreleri açısından, Türkiye’yi geri bıraktırmak isteyenlerle, onu hak ettiği çağdaş yere taşımak isteyenler arasındaki mücadelenin sonucunu da etkileyecek gibi görünmektedir.
YAŞASIN ÜÇ BÜYÜK KENTİN DEMOKRATİK SEÇMENLERİ...
YAŞASIN İSTANBUL HALKININ DEMOKRATİK İRADESİ...
YAŞASIN CHP’NİN ÜÇ BÜYÜK KENTTEN BAŞLAYAN DEMOKRASİYİ YENİDEN KURMAK ATILIMI!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları