Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Kılıçdaroğlu - II

20 Mart 2014 Perşembe

Meşrutiyet ile başlayan Türkiye’nin demokrasi tarihi, Atatürk’ün Cumhuriyet ile attığı temeller üzerinde, İsmet İnönü’nün “Tek adam” olarak verdiği, Çok Partili Düzen’e geçiş kararı ile bugünlere gelmiştir.
İsmet İnönü elbette bu adımı, Atatürk’ün kurduğu, partisi CHP adına atmıştı...
Çok Partili Düzen’e geçildikten sonra da CHP, “Demokrasiyi kurmak ve yaşatmak” biçimindeki tarihsel görevini sürdürdü.
Ama ne yazık ki ilk serbest seçimlerle iktidara gelen Bayar ve Menderes’in Demokrat Parti’si, demokratik rejimi yaşatmak ve geliştirmek yerine, onu sınırlamak, kısıtlamak, otoriter bir rejime dönüştürmek için çalıştı ve bunu “Milli irade” kavramının arkasına gizlediği “Çoğunluk diktatörlüğü” anlayışıyla yaptı.
O günden bu yana, Ecevit’in çok kısa ve güçsüz iki dönemi dışında, sağ iktidarlar ve askeri darbelerle yönetilen Türkiye, bir türlü demokrasisini sağlıklı bir raya oturtamadı.
Oturtamadı, çünkü sağ iktidarlar demokrasinin temel insan hak ve özgürlükleri yerine çoğunluk diktasını, askerler ise (özgürlükçü 1961 Anayasası bir yana) kendilerinden menkul, aslında gerçek Atatürkçülükle hiçbir ilgisi olmayan bir “sözde Atatürkçü ideoloji” ile baskı rejimlerini empoze ettiler.
CHP, 1960’ların sonundan itibaren demokrasi mücadelesine “Ortanın solu” sloganı ve 1977 seçimleri öncesinde yeniden yazılan parti programı ile sosyal demokrat olarak (isterseniz “demokratik sol” da diyebilirsiniz) Ecevit’in liderliğinde devam etti.
Askeri darbeyle bir süre kesintiye uğrayan demokrasi sürecinde, çeşitli yasaklama ve bölünmelerden sonra bayrağı, demokrasiyi bütün hücrelerine kadar sindirmiş olan Erdal İnönü, SHP lideri olarak devraldı.
CHP yeniden açıldıktan ve bölünmeler sona erdirildikten sonra da liderlik koltuğuna oturan Deniz Baykal, CHP’nin demokrasi yolundaki işlevini sürdürdü.
Şimdi bu tarihsel görevi Kılıçdaroğlu devraldı.

***

Kılıçdaroğlu, tam bir demokrat, olgun, sakin ve en önemlisi, güvenilir bir lider portresi çizmektedir.
Ciddi bir devlet deneyimine sahiptir.
Sürekli zulüm gören bir gruptan gelmesine karşın, kurulan bütün tuzakları aşmış, asla etnikçiliğe ve mezhepçiliğe prim vermemiş, evrensel insan hakları ve demokrasi yolunda, hiç yalpalamadan yürümüştür. Türkiye’nin ve CHP’nin en bunalımlı döneminde partinin başına geçmiş, parti içindeki sert tartışmalara ve hizipleşmelere karşın parti bütünlüğünü korumuştur. Seçim kampanyasındaki başarısı şaşırtıcıdır:
Gerek meydanlardaki vurguları, gerek Meclis kürsüsündeki konuşmaları, gerek sorunlar karşısındaki somut çözüm önerileri, gerekse televizyon programlarındaki demokrat kimliğiyle yakaladığı başarı, CHP’yi görmezden gelen medyanın bile dikkatini çekmiştir.

***

CHP ve onun lideri Kılıçdaroğlu, Türkiye’yi, bugün içine düştüğü büyük bunalımdan çıkaracak olan demokrasi umudunu yeniden yeşertmiştir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları