Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Gözler Anayasa Mahkemesi’nde!
Aslında Silivri’de yaşanan trajediler çok fazla...
Bugün sadece iki tanesini ele almak istiyorum...
İkisinin hukuki durumu da Anayasa Mahkemesi’ne intikal etmiş durumda.
Diliyorum, mahkemeden evrensel hukuk kurallarına uygun ve bu nedenle de kamuoyu vicdanını tatmin eden kararlar çıkar.
***
Ergenekon denilen davada 5 yıldır tutuklu bulunan, bu arada oğlunu yitiren, kanser hastası Fatih Hilmioğlu’nun avukatları, müvekkillerinin sağlık durumunun aciliyeti nedeniyle yeniden tahliye talebiyle ikinci kez Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
Yeni başvuruya, daha önceki başvuruda yer verilmeyen iki rapor daha eklendi.
Anayasa Mahkemesi, kısa bir süre önce Hilmioğlu’nun tam teşekküllü bir devlet hastanesinden muayene edilerek son sağlık durumunu gösteren bir rapor alınması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı yazılmasına karar vermişti.
Yeni raporun beklenilmesinin tahliye sürecinin uzamasına neden olabileceğini düşünen Hilmioğlu’nun avukatları ilk başvuruda yer verilmeyen aralık ve ocak aylarına ait iki raporla birlikte Anayasa Mahkemesi’ne yeniden başvurdu.
Şimdi mahkemenin bu raporları yeterli bulup bulmayacağı ve tahliye kararı verip vermeyeceği bekleniyor.
***
Bu arada aynı davada müebbet hapis cezasına çarptırılan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un avukatı da yapılan tahliye talebine ilişkin verilen kararın hukuksuz olduğu iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurduklarını açıkladı.
İlker Başbuğ, içerdeyken kitap yazmaya başlamıştı.
Dünya ve Türkiye’de terör ve Atatürk hakkında çok güzel kitaplar yayınladı.
Son kitabı “Suçlamalara Karşı Gerçekler” yeni piyasaya çıktı ve üst üste baskı yaparak en çok satanlar arasına girdi.
Hürriyet’ten Ayşe Arman, kitapla ilgili olarak Başbuğ’la 21 ve 22 Ocak tarihlerinde yayınlanan bir konuşma yaptı...
Yaşadığımız döneme damgasını vuran belge niteliğinde.
Ben sadece Başbuğ’un ilk soruya verdiği anlamlı yanıtı alıyorum buraya; bence röportajın tümü mutlaka okunmalı.
“Bu benim 4. kitabım. Niye bu ismi verdim?
İsim ararken aklıma en sevdiğim yazar Dostoyevski’nin muhteşem eseri ‘Suç ve Ceza’ geldi.
Orada bir ‘suç’ vardır, suçun olduğu yerde elbette ‘ceza’ olacaktır.
Ama Türkiye’de özel yetkili mahkemelerde görülen, görülmekte olan bu tür davalarda ‘suç’ yok. Son günlerin deyimiyle ‘kumpas’ var.
Bu kitabı kaleme almamın nedenlerinden biri, kurulan bu ‘kumpasların’ arka planını ve en önemlisi de ‘gerçekleri’ Türk milletinin dikkatine sunmak...”
***
Evet, gözler Anayasa Mahkemesi’nde!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- 9 sayfalık not bırakmışlar
- İzmir’de 13 yaşındaki çocuk AIDS nedeniyle öldü
- Ayşe’yi siz öldürdünüz!
- Mansur Yavaş'tan ilk açıklama!
- 'Erdoğan dönemi artık kapandı'
- AKP’li üyeler bütçe oturumunu terk etti
- Mansur Yavaş'tan jet yanıt!
- İstanbul'da metro yangını
- İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne soruşturma!
- 5 çocuğunu kaybeden anne yalanladı