Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Erdal İnönü: Umut yeniden - 16

31 Temmuz 2018 Salı

12 Eylül 1980 Askeri Darbesi bütün demokratik güçlere ve özellikle de sola karşı yapılmış olduğu için CHP baş düşman ilan edilmişti.
Evren ve arkadaşları, Darbe Yönetiminin Başbakan Müsteşarlığı’nı yapan Necdet Calp’a Halkçı Parti, HP adı altında bir parti kurdurarak eski CHP seçmenini yönlendirmeye çalışıyorlardı.
Bu arada eski CHP’liler Erdal İnönü’yü zorla, siyasete girmeye ikna etmişler ve Sosyal Demokrat Parti, SODEP’i kurdurmuşlardı.
Evren ve arkadaşları 1983 seçimlerine Erdal İnönü’nün girmesini yasakladılar.
Askerlerin güdümünde olmasına karşın, Halkçı Parti yine de yüzde 30.5 oy almıştı.
Aydın Güven Gürkan Halkçı Parti Genel Başkanı seçildikten sonra, Erdal İnönü ile birlikte solu birleştirme kararı aldılar ve HP ile SODEP’in birleşmesinden Sosyaldemokrat Halkçı Parti, SHP doğdu.
Bu birleşme Aydın Güven Gürkan’ın büyük bir özveriyle Genel Başkanlıktan vazgeçmesi ve SHP içinde ağırlığını yitirmeyi kabullenmesi sayesinde gerçekleşmişti; kendisini burada rahmetle ve övgüyle anıyorum.
Bu arada eski politikacıların yasakları kalkınca Deniz Baykal da SHP’ye katılmış ve genel sekreter olmuştu.
1989 yerel seçimlerinde SHP, İstanbul, Ankara ve İzmir’i de kazanarak yüzde 28.7 ile birinci parti oldu.
Bu dönemdeki siyasal manzara şöyleydi:
Doğru Yol Partisi Süleyman Demirel % 25.1
Anavatan Partisi Turgut Özal % 21.8
Refah Partisi Necmettin Erbakan % 9.8
Demokratik Sol P. Bülent Ecevit % 9.0
Milliyetçi Çalışma Alparslan Türkeş % 4.1
Islahatçı D. Partisi Aykut Edibali % 0.9
Fakat siyaset çok hızlı değişiyordu:
Deniz Baykal hizbi SHP’de parti içi iktidar mücadelesi için kurultaylar dizisini başlatmış, bu arada Ecevitler’in DSP’si de güçlenmeye başlamıştı.
Ne yazık ki, Kürt politikacıları kendi listelerine alıp Meclis’e taşıyarak, ülkenin etnik sorununa çözüm üretmek isteyen SHP, 1991 Genel Seçimlerinde Demirel’in DYP’sinin arkasından ikinci sıraya düştü.
Üstelik Kürt politikacılar Erdal İnönü’nün gösterdiği çabaya destek vermeyince, çözüm de olanaksızlaştı.
Özal’ın beklenmedik ölümü üzerine, Demirel Çankaya’ya çıkıp, Çiller Başbakan olunca, Erdal Bey siyaseti bıraktı ve yerine Murat Karayalçın SHP Genel Başkanı oldu.
Bu arada SHP’de sürekli kurultay yaptıran ve sürekli Erdal İnönü’ye yenilen Baykal, yeniden açılan CHP’nin başına geçmişti; Erdal Bey’in siyaseti bırakması ona büyük bir fırsat verdi ve SHP milletvekillerinin baskısıyla, SHP-CHP birleşmesini gerçekleştirip, CHP’nin genel başkanı oldu...
Bu öykünün CHP için ortaya çıkan trajik sonunu, Pazar günkü yazımda özetlemiştim!

***

Erdal İnönü, sadece politikacı olarak değil, insan olarak da, tanıdığım en gerçek Demokrattı:
Etnik sorun için önerdiği çözümler, solu birleştirmek için gösterdiği çabalar, siyasete getirdiği nezaket, saygı, sevgi üslubu, bugün yaşanan kaba-sabalık, baskı ve ilkellik karşısında sadece nostaljik duygular olarak kaldı.
Türkiye’nin henüz gelişmemiş Demokrasisini kendi düzeyine çekebilseydi, (ki engellenmeseydi, azıcık destekle bu olanaklıydı) bugün bambaşka yerlerde, belki de Avrupa Birliği’nin yıldız ülkelerinden biri olabilirdik.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları