Başkanlık, Üniversite ve Haysiyet

13 Mart 2015 Cuma

Bir zamanlar AKP taraftarları bağırırlardı: “Ya bu ceberut Cumhuriyet devam edecek, Saddam rejimi gibi üçüncü dünya ülkesi olacağız ya da AKP’nin demokratikleşme çabasına destek vereceğiz, AB’ye üye olacağız,
dünyayla bütünleşeceğiz” derlerdi.
AKP’nin anti demokratik gidişi karşısında, bunların bir bölümü utandı:
Kimisi kullanıldığını söyledi...
Kimisi aptallığını itiraf etti...
“Kullanışlı aptal” sıfatı neredeyse “liberal demokrat” veya “eski solcu” etiketlerinin yerini aldı.
Bir bölümü ise AKP’ye biat uğruna, hiç utanmadan, demokrasiden vazgeçti:
Haysiyetler, kişilikler, yazarlık ahlakı rafa kaldırıldı...
“Türk tipi başkanlık rejimi” denilen, üçüncü dünya maskaralığı projesi desteklenmeye başlandı.

***

Üniversiteler, AKP iktidarının parti-devleti tarafından tam bir denetime alındıkları için, suskun...
Ama haysiyetli öğretim üyeleri artık patladı:
İçlerinde hocalarım ve öğrencilerim de olmak kaydıyla, her yaştan...
Hukuktan siyasal bilimlere kadar, çeşitli disiplinlerden...
Atatürk’ü ve Atatürkçülüğü en sert biçimde eleştirmiş olanlardan Atatürk’e ve Atatürkçülüğe toz kondurmayanlara kadar, her görüşten...
Bir grup akademisyen, bir bildiri yayımlayarak “Türk tipi başkanlık rejimine” karşı çıktı.

***

Bildiride kişiye özgü başkanlık rejimi çabalarının anayasa dışı yollarla yürütüldüğü vurgulanıyor:
“...Son aylarda Cumhurbaşkanı güdümünde yürütüldüğü görülen ve kişiye özgü bir başkanlık rejiminin inşasına dayalı çalışmalar, izlenen usul ve hedef bakımından demokratik usullere yabancı olmakla kalmayıp anayasa dışıdır...
...Bunun, anayasa dışı yollarla ve devletin bütün olanakları kullanılarak yapılmaya çalışılması, hukuken kabul edilemez...”
Bu sistemin Türkiye’yi dünyadan koparacağı söyleniyor ve bazı akademisyenlerin çarpıtmaları kınanıyor:
“...Bu süreçte, kimi akademisyenlerin anayasa hukuku ve siyaset bilimi verilerini çarpıtarak kamuoyunu yanıltıcı açıklamalar yapması esef vericidir...”
Süreç hem reddediliyor, hem de katkı öneriliyor:
“...Uzman, akademisyen, hukukçu ve yurttaş kimliğimizle bu süreci kabul etmediğimizi, Türkiye’nin demokratik gelişiminin, hukuk çerçevesinde kalınarak eşit, serbest, katılımcı ve nesnel bilgiye dayalı tartışma ortamında sağlanabileceğine dair inancımızı ve bu konuda her türlü katkı vermeye hazır olduğumuzu beyan ederiz...”

***

Bu değerli ve haysiyetli akademisyenleri, içlerinde en kıdemlisi olan hocam, büyük insan, Nermin Abadan Unat’ın şahsında kutluyorum.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yumuşama aldatmacası 5 Mayıs 2024
1 Mayıs 2024 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları