Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Bağımsız yargı, özgür medya ve kadınlar günü

08 Mart 2018 Perşembe

Bugün 8 Mart “Dünya (Emekçi) Kadınlar Günü”.
Yarın da Cumhuriyet mensuplarının duruşması var.

***

Bize hizmet için seçtiğimiz ama, bize sürekli hakaret eden, bizi hapse atan, temel hak ve özgürlüklerimizi sınırlayan ve kısıtlayan politikacılarımıza bakarsanız:
Yargımız çok adil ve çok bağımsız...
Medyamız son derece özgür...
Kadınlarımız da elbette, çok özgür ve çok eşit...
Zaten bütün dünya bizi kıskanıyor!
Çünkü, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 15 yılda kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni 16 yıldır yöneten AKP iktidarı, ülkemizi, “İleri Demokrasi” anlayışı içinde, hep “daha ileriye”, “daha iyiye”, “daha güzele” doğru geliştirdi!

***

Örneğin, yargımız, çok bağımsız:
Anayasa Mahkemesi’nden bile bağımsız; onun verdiği bağlayıcı kararlara dahi uymuyor.
Anayasa Mahkememiz ise, Demokratik Rejimi, Hukuk Devletini, Laikliği öngören Anayasa’mızdan da bağımsız:
İktidarın OHAL bağlamında çıkardığı Anayasa’ya aykırı KHK’lerini bile denetim dışı bırakıyor.
Örneğin Yüksek Seçim Kurulumuz, Demokrasi’den, Hukuk Devleti’nden, Anayasa’dan ve yasalardan bağımsız:
Belediye Meclisi Üyelerinin bile seçime girmek için istifa etmeleri gereken Cumhurbaşkanlığı yarışına, Başbakan’ın görevinden istifa etmeden girmesine onay veriyor; seçildikten sonra, mazbatasının verilmesini geciktirerek, partisinin genel kuruluna genel başkan olarak katılmasını olanaklı kılıyor.
16 Nisan 2016 Halkoylamasında, Seçim Kanunu’nun üç maddesini birden ihlâl eden bir kararla mühürsüz oyları ve zarfları geçerli sayıyor.
Örneğin, mahkemelerimiz o kadar bağımsız ki, yöneticilerimiz, “ajan” diye niteledikleri sanıkların tahliye kararlarını önceden bilebiliyor.

***

Medyamız çok özgür:
İktidarın mülkiyetindeki veya emrindeki sekiz dokuz gazete aynı gün, aynı manşetle çıkma özgürlüğüne sahip.
Gazeteler ve televizyonlar, Başbakan ve Cumhurbaşkanının verdiği talimatlara ve emirlere bütünüyle uyma özgürlüğüne sahip.
İktidara her türlü övgü, muhalefete bol eleştiri de tamamen serbest.
Hapiste gazeteci filan yok:
Zindanlarda unutulmuş olan bazı mahpusların gazeteci filan oldukları söyleniyor.
Oysa bunlar, ellerinde silahla eylem yaparken, ya da kanlı palalarıyla, kestikleri kafaları videoya kaydedip dünya kamuoyuna ne kadar güçlü olduklarını gösterirken, veya bu tür eylemleri subliminal mesajlarla över ve kışkırtırken, suçüstü yakalanıp, karşı konulmaz kanıtlar ve tanıklarla, bağımsız mahkemeler tarafından, son derece titiz ve hassas biçimde, bütün savunma hakları kullandırılarak, uzun uzun, kılı kırk yararak yargılandıktan sonra, mahkûm edilen teröristler.

***

Bu “Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti” ortamında kadınlarımız da elbette çok bağımsız, çok özgür ve çok eşit:
Kendilerini çok seven, sevgilerini, gerektiğinde onları döverek ve öldürerek kanıtlayan erkeklerin emrinde, evlerinde, her türlü çalışma özgürlüğüne sahipler:
İstedikleri saatte temizlik yaparlar, istedikleri saatte yemek. Zaten çamaşırları da otomatik makineler yıkıyor. Ütü yapmanın dayanılmaz zevki ise, televizyon reklamlarında yeterince anlatılıyor; benim ayrıca vurgulamama gerek yok.
Şiddet, dayak, yaralama, cinayet filan da söz konusu değil elbette:
Günde hemen hemen sadece tek bir kadının öldürüldüğü veya tecavüze uğradığı ya da birkaç kadının şiddet gördüğü ve sanıkların genellikle iyi hal indirimi aldığı olaylar “münferit” vakalar; bunlar asla ve kat’a, kadının özgürlük ve eşitliğine gölge düşüremez!
Zaten necip ve asil medyamız da, emir buyurulduğu üzere, artık bu haberlere yer vermeyecek; böylece bütün cinayet, tecavüz ve şiddet olayları bitmiş olacak!
Bu yapıyı içselleştiren ve savunan çok ünlü(!) sözde sanatçı(!) kadınlarımızı topluma yol gösterdikleri için kutluyorum.

***

Şaka bir yana, Türkiye’de adaletin kırıntısı kalmışsa, yarın Cumhuriyet mensuplarının tahliyelerini bekliyorum.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump hoş mu geldi? 7 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları