Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Atatürk ve CHP Umuda yolculuk - 2

06 Temmuz 2018 Cuma

Atatürk CHP’yi, Padişahlıktan Cumhuriyet’e geçişi, Meclis’te gerçekleştirmek için kurmuştu.
Nutkun aşağıda alıntıladığım bölümünde, büyük devrimcinin nasıl bir “zamanlama ve uygulama ustası” olduğu bir kez daha ortaya çıkıyor.

***

“Muhterem efendiler, her yerde kuracağım siyasi parti hakkında halk ile uzun konuşmalar yaptım.
7 Aralık 1922 tarihinde, Ankara basını aracılığıyla, halkçılık esasına dayalı ve ‘Halk Partisi’ adında siyasi bir parti kurmak niyetinde olduğumu açıklayarak bu partinin nasıl bir program izlemesi gerekeceği hakkında bütün vatanperverlerin, bilim ve teknoloji insanlarının yardım ve katılımlarına başvurmuştum.
Gerek bazı kişilerden aldığım yazılı görüşlerden ve gerek halk ile fikir alışverişinden çok yararlandım.
Sonunda 8 Nisan 1923 tarihinde, görüşlerimi dokuz ilke olarak saptadım.
İkinci Büyük Millet Meclisi’nin seçimi sırasında yayınlayıp ilan ettiğim bu program, partimizin kuruluşuna esas olmuştur.
Bu program, bugüne kadar uyguladığımız ve sonuçlandırdığımız esaslı bütün konuları kapsıyordu.
Bununla birlikte, programa alınmamış, önemli ve esaslı bazı sorunlar da vardı. Örneğin, Cumhuriyet’in ilanı, Hilafet’in kaldırılması, Şer’iye Vekâleti’nin kaldırılması, medreseler ve tekkelerin kaldırılması, şapka giydirilmesi gibi…
Bu sorunları programa alarak, zamanından önce, cahil ve mürtecilerin bütün milleti zehirlemeye fırsat bulmalarını uygun görmedim. Çünkü, bu sorunların, uygun bir zamanda çözülebileceğine ve milletin sonuçtan memnun kalacağına kesin olarak güveniyordum.
Yayınladığım programı, bir siyasi parti için yetersiz, kısa bulanlar oldu. Halk Partisi’nin programı yoktur dediler.
Gerçekten de, ilkeler adı altında bilinen programımız, itiraz edenlerin gördükleri ve bildikleri biçimde bir kitap değildi. Fakat, esaslı ve pratikti.
Biz de uygulanamayacak düşünceleri, teorik birtakım ayrıntıları yaldızlayarak bir kitap yazabilirdik. Öyle yapmadık.
Milletin, maddi ve manevi yenilenmesi ve gelişmesi yolundaki işler ve uygulamalarla, sözlerin ve teorilerin önüne geçmeyi tercih ettik.”

***

Atatürk’ün bu sözlerinden parti programını belirlerken soyut ideolojik tartışmalar yerine somut adımları dile getirdiğini anlıyoruz.
Bu çerçevede, Kılıçdaroğlu/İnce ikilisinin, benim 23 maddede özetlediğim ve “Demokrasi’ye Dönüşün Sıfır Noktası” olarak nitelediğim, “İlk 100 Gün Programı”, tahrip edilen Parlamenter Demokrasi’yi kurtarma açısından son derece anlamlı görünüyor.
Baskı altında ve adaletsiz koşullarda yapılan son seçimlerde kabul edilmemiş olması, bu başlangıç programının haklılığını ve yol gösterici değerini azaltmaz!
DİREN, BİLİM VE AKIL OLARAK, ATATÜRKÇÜLÜK...
DİREN DEMOKRATİK CUMHURİYET! 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump hoş mu geldi? 7 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları