Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
‘AKP bir karşıdevrim partisidir’
AKP’nin eski bir milletvekili bir televizyonda, partisi hakkında şöyle konuşmuş:
“Adalet ve Kalkınma Partisi bir karşı-devrim partisidir. Bakın, çok açık söylüyorum:
Adalet ve Kalkınma Partisi bir karşı-devrim partisidir.
Türkiye’de toplumun değerleriyle çelişen ve değerleriyle bağdaşmayan bu formatlama girişimine karşı oluşturulmuş bir siyasal harekettir.
Ve bu hareket 16 yıl boyunca da toplumuyla bütünleşmiş ve onun hassasiyetleri üzerinde siyaset inşa ediyor.
Bunu yaparken de geçmişiyle barışıyor, tarihiyle barışıyor, kültürüyle barışıyor, bütün değerleriyle barışıyor.
Mustafa Kemal Atatürk’le de sorunu yok, Abdülhamit’le de sorunu yok. İkisine de saygı duyuyor.
Ama iki döneme ilişkin de yanlışları da ifade ediyoruz.”
***
Önce bu metinle ilgili olarak küçük ama ilginç bir noktayı belirtmek istiyorum:
Haksızlık etmeyeyim, gerçekten ne söylediyse tam onu yansıtayım diye konuşma metnini AKP sözcülüğüne soyunmuş olan, Atatürkçüleri katillere hedef göstermesiyle maruf, Akit’ten alıntıladım. Fakat sonra bir de kayıttan dinledim ki, yayımladıkları konuşma metninde iki küçük ama önemli değişiklik yapmışlar:
1) Konuşmacı “Mustafa Kemal Atatürk” demiş, Akit, “Atatürk” adını sansürlemiş sadece “Mustafa Kemal” yazmış.
2) Konuşmacı “Abdülhamid” demiş, Akit, “Abdülhamid Han” diye “Han” unvanını da metne eklemiş.
İktidar medyasının dil aracılığıyla, kavramları nasıl saptırdığına, düşüncelere nasıl “format attığına” ilişkin küçük ama önemli bir örnek olduğu için kaydetmeyi uygun buldum.
***
AKP’li konuşmacı, partinin Cumhuriyet’e karşı çıkan bir “Karşı-devrim Partisi” olduğunu belirtiyor:
Haklıdır!
Zaten yıllardır birtakım muhalif yazarlar da bu gerçeği belirtiyor, gerekçelendiriyor ve yazıp çiziyorlardı.
***
Mustafa Kemal Atatürk, Din/Tarım Devrimi aşamasında patinaj yapan ve bu nedenle zayıflayıp, yenilip yok edilmiş olan Osmanlı İmparatorluğu’nun, Toprak Ağaları, Din Adamları, Köle Köylüler ile bir avuç Sivil ve Asker Bürokrat’tan oluşan kalıntıları üzerinde, Endüstri Devrimi’yle ortaya çıkmış olan çağdaş bir devlet kurmuş, yani Feodal bir toplum yapısı üzerine, “Cumhuriyet formatı” atmıştır.
Zaten mucizevî bir başarı olan İstiklâl Savaşı sonrasında, Feodal bir Din/Tarım Toplumu kalıntıları üzerine Cumhuriyet yapısının temellerini atmış olması ikinci bir mucizevî başarıdır.
Konuşmacı, AKP’nin “Cumhuriyet formatına” karşı olduğunu belirtiyor ki, haklıdır...
Ama “Cumhuriyet formatının” milli değerlere, milli kültüre aykırı olduğunu da söylüyor ki, haksızdır:
Çünkü Türkiye’nin “milli değerlerinin” Feodal kültürün dinci baskıcılığına uygun, Endüstri Devrimi’nin demokratik özgürlükçülüğüne karşı olduğunu savunmak sadece Atatürk’e ve Cumhuriyet’e karşı değil, Türkiye’ye de karşı yapılmış büyük bir haksızlık olmakla kalmaz...
Sovyetler’in çöküşünden sonra ortaya çıkan Neoemperyalizmin ideoloğu Samuel P. Huntington’ın sözcülüğüne soyunmak anlamına da gelir.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Mahruki yine yandı
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!