Türk Silahlı Kuvvetleri’ni tarumar eden, yetenekli komutanları, iftiralarla görevden alan, yerlerine, AKP’nin desteğiyle, kendi Cemaatçi kukla subaylarını getiren büyük komplonun, “Balyoz kumpası” denilen ayağının sorumluları yargılanıyor...
Ama sıkı durun:
Yargılanma nedenleri Birinci Silivri Trajedisi’nde, “Balyoz Davası” kumpasında hukuku katletmeleri değil...
Sadece, ortaklık bozulduktan sonra, iktidarın, Fethullah Gülen Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması, FETÖ/PDY demeye başladığı Cemaate mensup olmaktan dolayı yargılanıyorlar!
Çünkü herkesin bildiği ve AKP’nin de zamanında açıkça ilan ettiği gibi: Birinci Silivri Trajedisi’ndeki haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlikler, AKP’nin Cemaat’e verdiği tam destekle, ortaklaşa uygulanmıştı!

***

Birinci Silivri Trajedisi’nde, İstanbul 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olarak görev yapan Ömer Diken de hâkim karşısına çıktı.
Balyoz Kumpası’nda yüzden fazla subayı cezaevine gönderen Ömer Diken, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden 5 gün sonra tutuklanmıştı.
Çetin Doğan, Ergin Saygun, Ahmet Yavuz, Dursun Çiçek gibi Balyoz Davası mağdurları ve avukatları da duruşmayı izlediler ve davaya müdahil olmak istediler.
Şimdi yine sıkı durunu:
Mahkeme, Balyoz mağdurlarının da davaya katılma taleplerini, Savcı’nın, kabul edilmesi görüşüne rağmen, reddetti.

***

Ömer Diken savunmasında, Başbakan Binali Yıldırım’ın, bir süre önce söylediği, “Balyoz, Ergenekon da sapına kadar vardı” sözlerini kullandı.
Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, bunun üzerine attığı tveet’te şöyle dedi:
“BB ‘Balyoz vardı ama FETÖ şişirdi’ derse, FETÖ’den yargılanan Balyoz hâkimi Ömer Diken de mahkemeye kanıt olarak bu ifadeyi sunar. Sundu da... FETÖ ile mücadele eden Sn. BB’a duyurulur! Kim, neye hizmet ediyor?”
Aslında bu soru “AKP kendi içini temizlemeden FETÖ ile gerçekten hesaplaşabilir mi” diye de sorulabilir.

***

Öte yandan, Balyoz mağdurlarından Dursun Çiçek’in, avukatlığını da yapan kızı İrem Çiçek, katıldığı bir radyo programında, Ömer Diken’in Balyoz Davası’ndan dolayı yargılanmamasını sert biçimde eleştirdi:
AKP’nin, FETÖ/PDY tanımı için 17- 25 Aralık 2013 tarihini başlangıç kabul etmesine, Birinci Silivri Trajedisi’ni dışarda bırakmasına karşı çıktı...
Davanın sadece, ByLock gibi Bank Asya ilişkisi gibi FETÖ/PDY mensubiyeti hakkındaki kanıtlar üzerinden, zayıf bir biçimde gitmesine isyan etti.

***

AKP/Erdoğan iktidarı ile şimdi FETÖ/PDY denilen Cemaat, 2002 Kasım-2013 Aralık döneminde, 11 yıl boyunca, ortaklaşa, hukuku katlettiler:
Katlettikleri hukukla, Türkiye’nin sivil ve asker bürokrasisini, yargısını, üniversitesini, medyasını darmadağın ettiler; ülkenin canına okudular.
Araları bozulunca da, AKP/Erdoğan iktidarı, bütün suçu FETÖ’ye atıp sorumluluklarından sıyrılmaya çalışıyor...
Bedeli de yine toplum ödüyor!