Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

1969'dan 2015'e

13 Ekim 2015 Salı

Ankara’daki bomba, 1960’lı yılların sonunda başlayan bir korku filminin kötü tekrarı gibidir:
Bu korku filminin dayattığı teröre teslim olmadan, paniğe kapılmadan, soğukkanlı bir biçimde günlük yaşamımızı sürdürelim...
Sevdiklerimizin ve doğanın güzelliklerinin bilincine varalım...
Öfkeye, umutsuzluğa, çaresizliğe, depresyona kapılmayalım:
Mücadelemizin, bir uygarlık mücadelesi olduğunu...
Türkiye’yi Ortadoğu bataklığına çekerek onu da bir Ortadoğu toplumu yapmak isteyenlere karşı, çağdaş dünyanın bir parçası olmak ve orada kalmak için direndiğimizi unutmayalım!
Ancak moralimizi yüksek tutarsak, benliğimizi, soğukkanlılığımızı, mücadele azmimizi yitirmezsek terörü yenebileceğimizi bilelim...
Ve yakın tarihimizi çok kaba hatlarıyla şöyle bir anımsayalım ki bazı dersler çıkarmaya çalışalım.

***

1961 Anayasası’nın getirdiği geçici özgürlük ve demokrasi ortamı, “çağdaş demokratları” sevindirmiş, ama aynı zamanda “Soğuk Savaş döneminin iç ve dış egemenlerini” telaşlandırmıştı...
Bu korku filminin yapımına o zaman başlandı.
Bugün, yeni çekimi vizyonda!

***

Türkiye, toplumsal terör, askeri darbeler ve sağ iktidarlarla yönlendirildi:
Önce sağ-sol çatışması...
Sonra, Alevilere karşı Sünnilerin kışkırtılması...
Daha sonra PKK terörü...
Ve bütün bunlar yetmiyormuş gibi, bugün bir de Suriye iç savaşında taraf olmak ve sayıları 3 milyona yaklaşan Suriyeli mülteci!

***

Konuyu anlamak için sadece doruk yapan birkaç simge olayı anımsamak yeterlidir:
1969 İstanbul, Beyazıt- Taksim, “Kanlı Pazar.”
1977 İstanbul, Taksim, “Kanlı 1 Mayıs.”
1978 Kahramanmaraş
1980 Çorum
1993 Sivas Madımak
1993 Erzincan Başbağlar
2013 Hatay Reyhanlı
2015 Diyarbakır
2015 Şanlıurfa Suruç
Ve bugün Ankara!

***

Dincilik-Mezhepçilik...
Etnikçilik-Aşırı milliyetçilik...
Hayalperestlik...
Kendini dev aynasında görme- megalomani...
İktidardan hiç gitmeyecekmiş gibi davranmak...
Ve şimdi bütün bunların üstüne bir de komşunun iç savaşına doğrudan taraf olmak; taraf olmakla da yetinmeyip sürekli yanlış ata oynayarak, hem ABD’yi hem de Rusya’yı yabancılaştırmak, bölgedeki oyun kurucuların dışında kalmak!

***

İç politikadaki bütün kırılma eksenleri ve sorunlar, aynı çizgideki yanlışlar yapıldığı için, hemen hemen bütünüyle dış politikaya da taşınmış, iç politika gerilimleriyle, dış politika sorunları birbirlerini pekiştirmiş ve sonunda bunların kesişme noktasında, Ankara’da, bombalar patlamıştır!
Katiller bellidir:
Yanlış uygulanan politikalardır insanlarımızın katilleri!
Teröre ve yanlış politikalara boyun eğmeye gerek yok...
Öfkeye kapılmaya, umutsuzluğa, çaresizliğe, depresyona yer yok:
Kendi kaderimize kendimiz sahip çıkmalı...
Demokrasi, barış, insan hakları için mücadele etmeli...
1 Kasım’da, yanlış politikaları değiştirecek tercihlerimizi yapmalıyız!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump hoş mu geldi? 7 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları