İsmailağa cemaatinde 6 yaşındaki bir çocuğun 29 yaşındaki bir erkekle evlilik kılıfı altında cinsel istismarına yönelik davaya ‘genel ahlak’ gerekçesiyle gizlilik kararı ve yayın yasağı getirildi. 

6 yaşındaki bir kıza yıllarca tecavüz eden adama destek vermek için onlarca sarıklı ve cübbeli tarikat müridi mahkemenin önünde tekbir getirerek gösteri düzenledi. 

O esnada… 

Sakarya Barosu’nda kadın yöneticilerin katılmadığı bir toplantıda erkek yöneticilerin oylarıyla ‘Erkek Hakları Merkezi’ kurulmasına karar verildi. 

Kurulacak erkek hakları merkezinin işlevi, erkeklerin hangi eksik haklarını almaya hevesli oldukları ve ülkede her gün 5 kadın erkek eliyle ölürken ne tür bir şikayetle geldikleri anlaşılamadı. 

O esnada…

Ülkenin başındaki şahıs karne hediyesi olarak et alan bir çocuğun haberini yapan kadın gazeteciye yönelik ‘O kameraman kadının veya kızın neyse ne kadar, bu işte hem cahil hem de yapısı itibarıyla bozuk olduğunu ortaya koyuyor’ ifadelerini kullandı. 

Aynı şahıs 2011’de bir mitingi sırasında Halkevleri Yürütme Kurulu üyesi Dilşat Aktaş için ‘O kadın, kız mıdır kadın mıdır?’ ifadesini kullanmıştı. 

O esnada…

Devletin TV kanallarında boy gösteren ilahiyatçı Cevat Akşit bir kanalda kadınların erkekleri baştan çıkardıklarını, bunlara fahişe dendiğini söyledi. 

Akşit’in ‘Kadın namuslu ama duramıyor. Kadın kötü yola düşmesin diye o fazla kısmı kestiriyor Peygamberimiz. Kadınlar da sünnet olur’ şeklindeki vaazı sosyal medyada yaklaşık 1 milyon kişi tarafından izlendi. 

O esnada…

Ülkede açlık sınırı altında yaşayan aileler çocuklarını okutamadıkları için 1 milyondan fazla çocuk geçen yıl eğitim koptu.

Çocuk işçiler sömürüldü, kız çocukları zorla evlendirildi, 0-6 yaş aralığında çocuklar anneleriyle cezaevinde kaldı.

O esnada…

Millet İttifakı Ortak Politikalar Mutabakat Metni’ni halka açıkladı. 

Metinde laiklik, İstanbul Sözleşmesi, çocukların korunması ve hakları, LGBT+’lara yönelen şiddet konusunda tatmin edici maddeler yer almadı.

Bugün ülkenin en büyük sorunları arasında kadın ve çocuklar başta olmak üzere dezavantajlı gruplara yönelen ekonomik, cinsel ve fiziksel şiddet var. 

Kadın ve çocukların karanlık tarikatların, baskıcı ailelerin içinde eritildiği, şiddetin en tepeden hukuk mekanizmasıyla örtüldüğü bir cezasızlık kültürü var.  

Kadınların ve çocukların istismar, şiddet ve cinayet tehdidi altında yaşadığı bir düzende kapsayıcı bir devlet ve adalet anlayışını kurabilmek için en önce bu şiddet kültürünün yok edilmesi gerekiyor. 

‘Önce devleti kurtaralım sonra toplumu’ bakış açısı bizi adil, eşitlikçi ve özgürlükçü değil güvenlik odaklı devletçi bir yapıya götürür. 

Amaç, laikliğin kağıt üzerinde bile kalmadığı bir rejimi dönüştürmek değil ondan kurtulmak. 

Bu nedenle mutabakatın ‘asgari müşterekleri’ ele aldığı savunması zayıf kalıyor. 

Asgari müştereklerin en başta mevcut sistemden en büyük zararı gören kesimlerin ihtiyaçlarını karşılaması gerekiyor.  

O nedenle yeni düzende önce kadınlar ve çocuklar…