Elçin Poyrazlar

Mafyakrasi ya da Meritrokrasi?

09 Haziran 2021 Çarşamba

Ülkedeki mevcut siyasi sistem alarm veriyor. 

Mafya-devlet-medya-ticaret bağları, belli bir zümrenin fahiş zenginliği, kayırmacılık, adalet mekanizmasının çöküşü, hukukun üstünlüğü, temel hak ve özgürlüklerde büyük gerileme, muhalefet örgütlenmesindeki yetersizlik, doğal ve tarihi değerlerin talan edilmesi, ekonomik yönetimde basiretsizlik, kamusal kayıplar, toplumsal uzlaşının eşitsizlik, baskı ve ihallerle sistematik olarak baltalanması… 

Sorunların bizi nereye taşıyacağı ve sonuçlarının neler olacağını hepimiz iyi biliyoruz. 

Devlet aygıtlarını yeraltı örgütlerinin ele geçirdiği bir sistem sürdürülebilir olamaz. 

Çünkü temelinde adalet ve toplumsal refah yoktur. 

Yalnızca tek bir grubun beslendiği, kendi varoluşu için diğerlerini yediği vahşi bir yapıdır bu. 

Bu yapının bir an önce dönüştürülmesi için radikal kararlar ve hamleler gerekir. 

‘Daha kötüsü olamaz’ dediğimiz her şeyin adeta bir kabustaymışçasına karşımıza çıkıyor olması bir tesadüf değil. 

Sistemleri ve yönetimleri değiştiren toplumsal talepler ve dinamiklerdir. 

‘Yeter!’ dediğimiz noktada yıkılan yapının enkazı altında kalmamak için yeni yapının planını hazırlamak gerekir. 

Yönetim gücünün yetenek, kişilerin zeka, eğitim, erdem gibi bireysel üstünlüğü ya da liyakatı üstüne bir yapı düşünün. 

Kayırmacılığın olmadığı ve herkesin eşit fırsatlarla başladığı.. 

Devletin üst kademelerinde hangi aileden geldiğiniz ya da kimi tanıdığınıza bakmaksızın zeka, çalışkanlık ve diğer hünerlerinize göre seçildiğinizi düşünün. 

Siyasi yakınlıklarınızı kurarken parti sizin kişisel hırslarınız ve cebiniz için ne yapabilir diye değil, siz toplum, ülke ve gelecek için ne yapabilirsiniz diye yola çıktığınızı hayal edin. 

Cinsiyet, ırk, din, etnik köken, yaş ve geçmişinize göre değil sadece becerileriniz bazında tartıldığınızı ve diğer herkesle eşit koşullarda yarıştığınızı…

Ya da imtiyazlıların, zenginlerin, kilit noktalardaki isimlerin koruması, ayak kaydırması, akrabalık ilişkileri olmadan binlerce hakkı yenmiş parlak yeteneklerin bugün ne faydalar sağlamış olabileceğini…

Erdemin enayilik olarak görülmediği, büyük başarılar için büyük idealler ve  yüksek hedefler belirlemek gerektiğini… 

Bunun için en yüksek standartlarda ücretsiz eğitim koşullarının sağlanması için sil baştan yaratmak gerekeceğini.

Ekonomik yapının şeffaflaşması ve denetim altına alınmasının acilliyetini…

Makamlardan önce vatandaşların gelmesi gerektiğini görün. 

Akıllı bir devlet yapısı kurarak, eşit fırsat olanakları, toplumsal refah ve huzur ve gelecek vizyonunun en tepeye konduğunu tasavvur edin. 

Devletin ahlakçı, sert ve öfkeli bir baba figürü değil kendi halkı için neyin işe yarayacağına, nelerin en büyük fayda getireceğine kafa yoran bir hizmetli olacağını kurun. 

En az güvenlik, ekonomi ve siyaset kadar - belki de daha fazla - bilim, sanat, eğitim, teknoloji ve sağlık buluşlarının önemli olduğuna inanın. 

Devletlerin insan eliyle kurulmuş mekanizmalar olduğunu, kamuya fayda sağlamayı artık beceremiyorsa yeni bir yapı için tamir edilebileceğini, dönüştürülebileceğini ya da en baştan kurulabileceğini hatırlayın. 

İyi gözlem, sağlam teori, deney ve analizle çözüme ulaşmak için kafa yormanın, inatla çalışmanın ilk adım olacağını unutmayın. 

O zaman soru şu: Mafyakrasiyle devam mı?

Yoksa adil ve demokratik bir meritokrasi hayali mi?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları