Elçin Poyrazlar

Hayalimdeki yargıçlar

09 Haziran 2020 Salı

Birleşmiş Milletler erkek şiddetine kurban giden kadınların sayısının salgın sırasında iki katına çıktığını açıkladı. Türkiye’deki kasvetli tablo da karantinayla birlikte zifiri bir karanlığa battı. En acil temennim ülkedeki kadın katillerine halihazırda verilen ‘haksız tahrik’ ve ‘ iyi hal’ indirimlerine bir de Covid-19 indirimi eklenmemesi. Aşağıda kadın katillerinin mahkemede sundukları sözde bahaneler var. Bu ‘savunmaları’ tek tokmak vuruşuyla imha edecek bir hukuk sistemi hayal ediyorum. Sanık sizindir…

‘Çok seviyordum, öldürdüm’

Zıtların birleşimi açısından örnek bir ifade. Bu ‘duygulu’ katilin, cezasında ‘Aşırı sevgi ve tutku indirimi’ aldığını hemen belirtelim. Eğer sevginizi öldürerek gösteriyorsunuz, sizi kimseyi sevmemeye davet ediyorum. Size göre bir kadının hayatı sevginizin icra edilmesinden çok daha değersiz. Bu, sizin ruhunuzun ölümcül bir hastalığa yakalandığına işaret ediyor. Belki de Azrail sevginizi kendinize yöneltmelisiniz. Emin olun hem toplum hem de pek çok kadın için sevginizden mahrum kalmak yaşam sevinci demek. 

‘Karım bana bakmıyordu, yemeğimi yapmıyordu’

Siz aciz misiniz? Çocuk musunuz? Evdeki kadının sizin ırgatınız, hizmetçiniz ve anneniz olmadığını anlayabilmek için kaç tane daha kadının ölmesi gerekiyor? Size gıda olarak zıkkımın kökünü öneriyorum. 

‘Erkekliğime laf etti’ 

Ne kadar hassas, ne kadar tatlış bir erkekliğiniz var. Bir lafla yıkılıveriyor. Erkekliğiniz hayatınızdaki bir kadının düşünce ve davranışlarının toplamı mı? Siz bunlar dışında yok musunuz? Kimliğiniz başkalarının sözleri üstüne mi kurulu? Yoksa kendi malınız gibi gördüğünüz, aşağıladığınız, gün aşırı dövdüğünüz o kadının sizden nefret etmesi mi ağrınıza giden? Anlıyoruz ki gururunuz, erkekliğinizden bile büyük. O cılız erkeklik perdesinin ardına sığınıp, başkalarının kanını dökerek kemirgen hayatınıza bir anlam katamadınız, katamayacaksınız. 

‘Bana küfretti’

Kalplerimiz sizinle. Demek kadın küfretti. Kadını saçından sürükleyip sokakta mahalle ahalisine de linç ettirseydiniz. Evinizde karınıza ve çocuklarınıza ettiğiniz o küfürler iltifat amaçlıydı, biliyoruz. Babacanlığınız, eşinize, ailenize saygınız ve centilmenliğiniz tüm ülke tarafından biliniyor. Fakat azizim zevcenizi öldürerek o ince, gül kokulu ruhunuzu yıpratmıyor musunuz? İsterseniz ülkedeki sözlüklerden tüm küfürleri silelim, genel kullanıma da kapatalım..Ne olur n’olmaz! Belki tatlı cancağızınız  toplu bir katliama giderek daha da derinden sarsılır. Her şey sizin afiyetiniz için…

‘Fazla yıkanıyordu, beni aldattığından şüphelendim’

Yıkanma-aldatma paradigmasını icat ettiniz, tebrikler! Polisiye romanlarımdan birinde sizden esinleneceğim. ‘Duş ve Kan’ ya da ‘Banyo’nun Esrarı’ gibi isimler düşünüyorum. Evinizde yıkanma kotası mı var? Aman dikkat edin karınızın şarkı söylemesi de bir mutluluk ifadesi olabilir. Hemen o şen ses susturulmalı. Çünkü siz çevrenizde yaşama tutunan, sevinçli, kahkaha atan kadınlar görmek istemezsiniz. Temiz bir kadınsa asla. Size su idaresinden fatura almanızı ve mahkemeye kanıt olarak sunmanızı öneriyorum. Cinayet nedeniniz öyle ‘temiz’ ki pes diyoruz.

‘Evden erkek sesi geliyordu’

Kadın sizi sevmiyor. (Katil ruhunuzu sezmiş olabilir) Siz de ondan pek hoşlanmıyorsunuz. (Çünkü öldürmüşsünüz). Sonunda boşanıyorsunuz.  Öncelikle neden eski eşinizin kapısını dinliyorsunuz? Kadından ayrılmış olmanız o ahmak kafanıza neden girmiyor? Kendi hayatını çiziyor olması mı kanınıza dokunuyor yoksa sizin gibi bir zavallıyı artık istemiyor olması mı? Acı üstünden iktidar kurmaya kalkıyorsunuz. Oysa rezil bir namus anlayışının çirkin bir abidesisiniz. Eski eşiniz için bir hiçsiniz. Onu da hiçe çevirmek için öldürdünüz. Bu sizi sadece aşağılık bir katil yapar. Öylesiniz de. 




Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları