Elçin Poyrazlar

Avrupa'nın Hasta Adamı

19 Mayıs 2021 Çarşamba

Rus İmparatoru I. Nikolay çökmekte olan Osmanlı İmparatorluğu için 1853’te ‘Kollarımızda hasta bir adam var…Çok hasta bir adam…Düşkünlük içinde bir adam’ demişti. 

1860 yılında New York Times gazetesi Nikolay’a atıf yaparken sayfalarında Osmanlı İmparatorluğu’yla ilgili ‘Avrupa’nın hasta adamı’ şeklinde yer verdi. 

Savaşlar sonucu toprak kaybeden, Avrupa'nın mali kontrolüne girmiş Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemini tanımlayan bu ifade bugün hala kullanılıyor. 

Yaklaşık 170 yıllık süreçte Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya, Portekiz, Yunanistan, İskoçya, hatta Finlandiya, medya tarafından Avrupa'nın hasta adamı lakabına layık görüldüler. 

En son, Aralık ayında koronavirüs varyantı nedeniyle pek çok ülkenin İngiltere’ye uçuşları askıya almasıyla İngiliz medyası Başbakan Boris Johnson’ı ‘Avrupa’nın hasta adamı’ olmakla suçladı. 

Deyimdeki ‘hastalığın’ belirtileri arasında yaygın ekonomik sefalet, sosyo-politik karmaşa, halkın genel moral düzeyinin çok düşük olması, küresel statünün azalması gibi etkenler sayılıyor… 

Örneğin Türkiye’de 2018’den bu yana yaşanan döviz ve borç krizi. 

Türk lirasındaki hızlı değer kaybı, yüksek enflasyon, yüksek cari açık, yabancı para borcu, ekonomi kitaplarının yazmadığı bir faiz politikası. 

Kolay kredi ve devlet bütçesiyle beslenen inşaat sektörüne dayalı ekonomik büyümenin sonuna gelinmesi. 

TC Merkez Bankası'nın faiz kararlarının yabancı yatırımcıların beklentilerini karşılamaması. 

Son 21 ay içinde üçüncü kez Merkez Başkanı değişikliği, bunun tek elden yönetilmesi. 

ABD-Türkiye ilişkilerini zora sokan, S-400, Ermeni meselesi, demokrasi-insan hakları, Rusya ve Çin ile yakınlaşma politikaları.

Doğu Akdeniz’de Yunanistan ve Güney Kıbrıs’la artan gerilimin yabancı yatırımcıda yarattığı istikrarsızlık hissi. 

Demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları, temel hak ve özgürlüklerden uzaklaşarak, otoriter, kapalı bir rejime kayma sinyalleri. 

ABD ve AB tarafından gündeme getirilen yaptırım söylemleri. 

Covid-19 virüs salgınına yönelik önlemlerdeki keyfilik, yetersizlik ve turizm gelirlerindeki büyük kayıplar. 

Ülke ve dünya gündemini meşgul eden Merkez Bankası döviz rezervlerindeki 128 milyar dolarlık azalma.

Vatandaşların işlerini, sosyal güvencelerini kaybederek bazı kesimlerin akut yoksulluğa sürüklenmesi. 

Bir yanda kronik yoksulluk artarken diğer yanda hükümet çevresinin aşırı zenginleşmesi ve yolsuzluğun artması.

Yoksulluk intiharları.

Salgın ve aşı yönetimindeki başarısızlık, keyfi ve mantıksız yasaklarla halkın devlete olan güveninin bitmesi.

Özellikle kadın cinayetleri konusunda cezasızlık kültürünün yerleşmesi ve adalete olan inancın ortadan kalkması. 

Mafya liderlerinin devlet aygıtıyla siyasi ve ticari bağları, sosyal medya üzerinden hesaplaşması ve adalet mekanizmasındaki sessizlik.

İfade ve basın özgürlüğü konusunda Türkiye’nin dünya çapında en kötü ülkeler listesinde başı çekmesi. 

Gençlerin yüzde 76’sının yurtdışında yaşamak istemesi ve ülke içinde kendilerine medeni bir hayat ve gelecek görmemeleri. 

Milliyetçiliğin, köktenciliğin, aşırıcı fikirlerin propagandası yayılırken, demokrasi yanlısı, serinkanlı, makul ve bilimsel görüşlerin engellenmesi.

Halkın genelinde buhran, yalnızlık, çaresizlik ve mutsuzluğun bariz biçimde görülmesi… 

Avrupa’daki hasta adamın şu sıralar kim olduğunu tespit etmek için gerekli veriler yukarıda. 

Hastalıklar hızlı teşhis ve doğru tedaviyle iyileşebilir. 

Kollarımızdaki hastayı kurtarmak ya da ölüme terk etmek bizim becerimize ve isteğimize bağlı.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları