Ebru Kılıçoğlu

Tünelin sonu

21 Şubat 2016 Pazar

Dar bir boğaz G.Saray’ınki. Zira bir spor kulübünün çerçevesini bu memlekette ısrarla futbol çiziyor. O çerçeve içinde de G.Saray’ın gayet sıkıntılı, her dersten sınıfta kaldığı bir karnesi var. İlk kez içine düşülen bir durum mu bu? Tabii ki hayır! Daha önce de ‘Nolcek bu Galatasaray’ın hali?’ muhabbetlerinin sardığı dönemler yaşandı camiada…
Ama bugünün o zamanlardan bir farkı var. Bu sefer içine girilen uzun karanlık ‘tünel’ gittikçe uzuyor… Uzaktan gözüken ışık da, tünelin sonundan ziyade tam gaz gelen bir kamyonun farlarına benziyor!
G.Saray’ın lokomotifi olan futbol konusu başta olmak üzere ciddi önlemler alması şart. Ama UEFA’yı ikna edecek mali tablolar kadar önemli olan bir konu var: İşin özüne dönmek!
Futbol bir seyir oyunu. Öte yandan seyirci sadece ‘S.O.S.’ durumlarında hatırlanan bir ‘finansör’ haline getiriliyor. G.Saray sevgisinden değil reklam ajanslarının klişelerinden doğan kampanyalar, son derece yavan söylemler, bu bağı kuvvetlendirmiyor. Bilakis yıpratıyor! Oysa ki, bir seyirciyi ‘taraftar’ yapmanın en kestirme yolu, bağ yaratmaktır! Sürekli galibiyet almak, hep başarılı olmak değil. Kimse taraftarın sağduyusunu küçümsememeli. Kendi futbolcusunu yuhalayan seyirciyi tabii ki kimse istemiyor. Bunun haklı bir tarafı olamaz ama hangi topçunun yuhalanıp hangisinin (hata yapsa dahi) alkışlandığına da dikkat etmek gerekiyor!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Gururla... 17 Aralık 2024
Sayılarla... 13 Aralık 2024
Üç ve altı 9 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları