Ebru Kılıçoğlu

Suni teneffüs

26 Şubat 2016 Cuma

Basın toplantısında, formülünü ‘Akıl, yürek ve güç’ olarak özetlemişti Mustafa Denizli. Tabii formülün bir kilit noktası var: Kadroda ‘deneysel’ takılmamak. Sonuçta en azından orijinal yerlerine göre dizilmiş makul bir kadro çıkıyor sahaya! Formülün ilk kısmı olan ‘akıl’ ilk yarıda sahnede. Galatasaray oyunu orta sahada kontrol ediyor, risk almıyor. Gol pozisyonu açısından son derece kısır olsa da, esas ‘pehlivanlığın’ 2. yarıya saklanacağı düşünülürse çok da yanlış değil. Rakip de benzer düşünceler içinde olunca, oyun göbekte sıkışıyor. Öte yandan ikinci yarı bambaşka bir senaryo ile başlıyor. Galatasaray, oyununu hareketlendiriyor, rakibi daraltıyor ama çok da yıpratamıyor. 50’li dakikalara kadar devam eden bu ‘mini’ abluka sonrasında Lazio ‘bu kadar yeter’ diyerek inisiyatifi ele alıyor. 57’de Biglia’nın direkten dönen vuruşunu 59’da Parolo’nun kafa vuruşu ile gelen gol takip ediyor.
Daha bunun acısını yaşayamamışken 61’de Anderson’un vuruşu 2. golü ağlara yolluyor. Buradan anlıyoruz ki, en baştaki formülün ‘güç’ kısmında ciddi bir aksama var! Her ne kadar 62’de Sabri’nin asistiyle Yasin takımının ilk golünü atsa da! İşte bu noktadan sonra geriye ‘yürek’ kalıyor! 72’de Klose’nin golü, umutla çarpan tüm ‘tek yürekleri’ durduruyor. Bir zamanlar, hepimizi son düdük çalmadan maçın bitmediğine inandırmış bu takım mesajı net veriyor: Bu yüreğe suni teneffüs yetmez, operasyonun en büyüğü lazım! Hazır laf yürekten açılmışken iki ‘Cesur Yürek’ten de bahsetmek gerekiyor. Gazetecilik suç değil, doğru ellerde kutsal bir görevdir. Sahadaki sonuç kötü olsa da adalet duygusu bu günü güzelleştiriyor…  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Gururla... 17 Aralık 2024
Sayılarla... 13 Aralık 2024
Üç ve altı 9 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları